Lanzarote Adası Genel Bilgiler / Rehber
Lanzarote Adası Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Kanyonlar, kraterler ve katılaşmış lav ile Lanzarote Adası, Kanarya Adaları’nın en volkanik görüntüye sahip bölgesidir. 22 milyon yıl önce başlayan volkanik faaliyetler sonucunda oluşan Lanzarote, Kanarya Adaları’nın en eski üyelerindendir. Lanzarote, 140 bini aşkın nüfusu ile Tenerife ve Gran Canaria'dan sonra en kalabalık üçüncü Kanarya Adası’dır. Adanın başkenti Arrecife’dir. UNESCO tarafından Biyosfer rezervi olarak tanımlanan adanın bin yıllar içinde şekillenmiş volkanik peyzajı, Ay yüzeyini andıran olağanüstü bir alan meydana getirmiştir. 1993 yılında koruma altına alınan bu alanın merkezi olan Timanfaya Ulusal Parkı, Lanzarote’deki başlıca turistik yerlerden biridir. Ada, yıl boyu güneşli ve sıcak bir havaya sahip olduğundan sahillerinde güneşlenmek ve suya girmek üzere birçok ziyaretçiyi kendine çekmektedir.
Adada yakın tarihe kadar volkanik faaliyetler görüldüğünden dolayı, bölgenin ilk tarihsel dönemleri ile ilgili yeterli veri mevcut değildir. Arkeolojik kalıntıların çoğu akıncılar tarafından götürülmüş veya lavların altında kalmıştır. Bölgede yaşam kuranlardan Fenikelileri, daha sonra Romalılar takip etmiştir. Arapların da yerleştiği adayı Fransızlar keşfetmiş; daha sonra İspanyollar işgal gerçekleştirmişlerdir. Adanın ekonomik olarak büyümesi, kaktüs üzerinde yaşayan kırmızı böceğinden elde edilen koyu kırmızı renkte boyanın üretilmesi ile gerçekleşmiştir. Pahalı bir boya olan kırmızı böceği boyası, kumaş boyama, çini, kozmetik ve gıda boyamada kullanılmıştır. 1730-1736 yıllarında gerçekleşen volkanik patlamalarla birlikte ise adanın tüm yüzeyi lavlarla kaplanmış ve en verimli tarım araziler ile on bir adet köy tamamen ortadan kalkmıştır. Bu muazzam kayıptan sonra, duvarlarla ve yarı çevrili alanlarla nemi muhafaza etmeye çalışarak mahsullerin büyümesinin sağlanması hayranlık uyandırmaktadır.
Yerel sanatçın César Manrique’nin mirası olan adanın birçok kültürel unsuru, turistik açıdan adanın cazibesini yükselten önde gelen varlıklardır. Ada harika plajları, otelleri, restoranları ve gerçeküstü siyah lav manzarası ile görülmeye değer, oldukça özgün bir turistik yerdir.
Lanzarote Adası Nerededir?
Lanzarote Adası, İspanya’nın Atlantik Okyanusu’ndaki Kanarya Adaları özerk topluluğuna bağlı Las Palmas ilinde yer almaktadır. Lanzarote, Kanarya Adaları’nın en kuzeyinde ve en doğusunda konumlanmaktadır. Ada, Afrika kıtasına yaklaşık 125 kilometre, İber Yarımadası’na ise 1.000 kilometre mesafededir.
Lanzarote Adası’na Nasıl Gidilir?
Adada yer alan tek havalimanı, başkent Arrecife’nin batısında yer almaktadır. Havalimanı yut dışı ve Kanarya Adaları içinde seferlere sahiptir.
Lanzarote’nin Arrecife ile deniz yoluyla ulaşım bağlantısı da bulunmaktadır. Adanın içinde dolaşmak için tercih edilebilecek en verimli seçenek ise araba kiralamak olarak değerlendirilmektedir. Lanzarote’de iki nokta arasındaki en uzak mesafe 71 kilometredir.
Lanzarote Adası’nda Görülecek Yerler
La Geria bölgesi, adada özgün lezzetli şarapların üretilmekte olduğu yerdir. Üzüm bağlarının bulunduğu bölge, çukurlar ve kaya duvarlarda korunan şarapları gören ziyaretçileri daima şaşırtmaktadır. Şaraphane, 19. yüzyılın sonlarında, Rijo ailesi tarafından kurulmuştur. 1993 yılında Melian ailesi tarafından alınan şaraphanede geleneksel üretim yöntemleri ile ileri teknoloji harmanlanarak şarap üretimi devam ettirilmiştir.
Adeta küçük bir cennet olan Papagayo Plajı, beyaz kumu, kristal berraklığındaki okyanus suyu ile oldukça cezbedicidir. Lanzarote’nin güneyinde yer alan Papagayo, el değmemiş bir doğal güzelliktir. Plajın sakin ve yumuşak kumu bırakıp gidilmesi zor bir güzellik sunmaktadır.
César Manrique Vakfı, merkezinin bulunduğu ana bina olan ve Manrique tarafından tasarlanmış olan muhteşem konut ile dikkat çekmektedir. César Manrique’nin 1968’den 1988 yılına kadar yaşadığı bu ev, sanatçının en uzun süre yaşadığı tek evdir. Ev, 1730-1736 yıllarında gerçekleşen büyük patlamanın saçtığı lavların tam ortasında yer almaktadır. Volkanın ve mimarinin adeta diyalogda olduğu 3 bin metrekarelik bu yapı 30 bin metrekarelik doğal bir alanın içindedir. Ev, yüzme havuzu, küçük balo salonu, atölye ve mutfağı gibi bölümleriyle bitki yaşamı ile çevrili bir bahçeye sahiptir. Ziyarete açık olan evin çıkışında yer alan ressamın eski stüdyosunda resimler sergilenmektedir. Doğal alan içinde örnek bir yaşam alanı niteliğindeki ev; siyah lav ve volkanik külün yanı sıra meyve ağaçları ve çeşitli bitkiler ile zıtlıkları bünyesinde barındıran çevresi ile de ilginç bir yapıya sahiptir.
Timanfaya Ulusal Parkı, tamamen volkanik araziden meydana gelen yaklaşık 51 kilometrekarelik bir alandır. Millî parkın sembolü César Manrique tarafından yapılmış olan El Diablo adlı heykeldir. Bitki ve hayvan çeşitliliğinin korunması alan özenli bir şekilde korunmaktadır. Volkanik manzarayı izlemek üzere ziyaret için açılmış olan popüler bir kısım bulunmaktadır.