Alcatraz Adası, San Francisco’da mutlaka görülmesi gereken yerlerin başlarında sıralanabilir. Biz de Fisherman’s Wharf’tan Pier 33’ten Alcatraz Adası’na gitmek için feribota biniyoruz. Buradan 26$ karşılığında 45 dakikalık bir tur aldık. Yaklaşık 15 dakikalık bir feribot yolculuğu ile Alcatraz adasındaki ünlü Alcatraz Hapishanesi'ne geliyoruz.

 

Alcatraz Adası, 1861 - 1963 yılları arasında cezaevi olarak kullanılmış bir ada. ABD’nin en ünlü hapisanelerinden biri olan Alcatraz Adası, San Francisco Körfezi'nde sahile 2,4 km uzaklıkta ve 9 hektar alan üzerine kurulmuş.

 

Buraya adını ilk İspanyollar vermiş; “La Isla de los Alcatraces". Anlamı ise Pelikanlar Adası. Ada 1848 senesinde İspanyollar’dan ABD yönetimine geçmiş. Bu dönemde San Francisco'nun savunması için askeri amaçlarla kullanılmış. Zaman içerisinde buraya ek binalar yapılarak 1 Ocak 1934 senesinde federal hapishaneye dönüştürülmüş. Buradan kaçış çok zor olduğundan, diğer hapishanelerdeki azılı suçlular bu hapishaneye nakledilmiş. 1934 senesini Haziran’ında toplam 196 mahkum burada kalmaya başlamış.

 

1934-1963 yılları arası İtalyan asıllı Amerikalı mafya lideri Al Capone, azılı bir suçlu olan Doc Barker, “Makinalı tüfek” lakabı ile bilinen George Kelly, “Alcatraz Kuşçusu” olarak bilinen Robert Stroud, Bonnie ve Clyde ikilisinin şoförü Floyd Hamilton ve Alvin Karpis gibi tutuklular bu hapishanede kalmışlardır. O dönemde bu hapishane çok sert ve zorlu koşullara sahipmiş. Mahkumlar eğer şanslıysa ve uyumlu ise ancak günde bir saat dışarı çıkabiliyorlarmış. Hep duş alırlarken sıcak su veriliyormuş. Tabii bu ilk olarak insanda “eee iyi ne güzel, en azından sıcak su varmış” algısı yaratsa da aslında arkasındaki neden “sıcak suya alışsınlar ki, eğer adadan kaçma girişiminde bulunurlarsadenizin soğuk suyuna dayanamasınlar” fikriymiş. Tünel kazmalarına bir önlem olarak ise hücreler periyodik olarak değiştiriliyormuş.

Ama tüm bunlara rağmen ada hapishane olarak kullanıldığı 29 senelik süre içinde 34 mahkum 14 ayrı kaçma girişiminde bulunmuştur. Ancak bunların 23'ü yakalanmış, 8’i ölmüştür (2’si boğularak). Diğer yakalanamayan kişilerin de o dönemde öldüğü düşünülmüş.

Bu cezaevinde 1946 senesinde bir isyan çıkmış ve bu isyan kanlı bir şekilde bastırılmış. 2 gün süren çatışmalarda üç hükümlü, iki güvenlik görevlisi ölmüş ve çok sayıda kişi ise yaralanmış. 1962 yılında gerçekleşen son kaçış olayı sonrasında ise bu cezaevi kapatılmış ve tutuklular başka yerlere nakledilmiş.

Günümüzde müze olarak hizmet veren Alcatraz cezaevi, “Alcatraz Kuşçusu” filmi ile ün kazanmış. Son dönemdeki “Alcatraz” isimli dizi de burada yaşananları farklı bir biçimde ele almakta.

Alcatraz Adası ve Alcatraz Hapishanesi’ni yılda ortalama 750 bin kişi ziyaret ediyormuş. Biz de burada mahkumların hücrelerini, gardiyanların evlerini dolaştık.

 

Ardından tekrar Fisherman’s Wharf’a döndük.

San Francisco’nun diğer bir sembolü de “Cable Car” denilen Nostaljik Tramvay’ı. San Francisco’ya kadar gelip tramvaya binmemek olmaz. Tramvay ile yapılan gezide pek çok noktayı görebiliyorsunuz. Tramvayın başlangıç ve bitiş duraklarında yerde büyük bir ahşap yuvarlak daire var. Tramvay yolcuyu boşaltınca bu ahşap daire üzerine geliyor. Yuvarlak platform insan gücü ile döndürülüp tramvayın yönü gideceği tarafa çevriliyor. Bu gelişmiş ülkede bunu görmek şaşırttı. Nostalji yaşamak adına gösteri amaçlı olsa gerek. Bir de tramvay üzerindeki yazı ilginçti: “Frisko” (beni unutma). Unutmak mümkün değil bu sevimli tramvayı.

 

 

San Francisco 47 tepe üzerine kurulmuş. Bu nedenle 7 tepeli İstanbul’a benzetiliyor. Pek fazla tepe üzerine kurulu olduğundan şehir iniş ve çıkışlarla dolu. Tramvayların dik yokuşlardan çıkması ve inmesi oldukça ilginç bir mekanizma ile sağlanıyor.

San Francisco, Hippy akımı ve gay hareketleri ile ABD sınırları içinde liberalizmin kalesi durumunda. Bu şehirde gay’ler asla cinsel tercihlerinden dolayı saklanmak, utanmak gibi bir kaygı taşımıyorlar. Castro bölgesi cinsel tercihlerini farklı yaşayan insanların bölgesi. Evlerinin camlarına, kapılarına Rainbow (gökkuşağı) renginde bayrakları asarak cinsel tercihlerini deşifre ediyorlar. Eşcinsellerin evliliği serbest. Burada kendilerine ait kulüpler var. Bunların en önemlisi de Castro Club.

San Francisco Hippy akımının başladığı şehir. Hippy’lerin yerleşim alanı Haight Ashbury de buraya yakın. Haight Ashbury’den biraz ilerleyince Boyalı Hanımlar’a geliyoruz: Painted Ladies. İşte burası da San Francisco’da hatıra fotoğrafı çekilecek, sembol merkezlerden birisi. 1800’lü yıllardan kalan Victoria tarzı rengarenk boyalı bu evler “Boyalı Hanımlar” olarak adlandırılıyor.

 


San Francisco’da konaklayacağınız yeri, nereleri görmek istediğinize ve ne amaç için gelmiş olduğunuza bağlı olarak seçebilirsiniz. San Francisco büyük bir şehir olduğu için ulaşım olanaklarından faydalanmak adına merkeze yakın yerleri tercih etmeniz yararınıza olacaktır.

Konumu ve ulaşım ağlarına yakınlığıyla  Hotel Zephyr, konaklamak için en uygun yerlerin başında gelmektedir. Ayrıca Fisherman Wharf ve Nort Beach’in ortasında olan konumu sayesinde iskele, alışveriş ve eğlence merkezlerine de oldukça yakın. Bir diğer tavsiye edebileceğimiz otellerden olan Buena Vista Motor  Inn ise zikzaklı sokağıyla ünlü Lombard Street’te yer alıyor. Fiyat olarak da gayet uygun olan otelde, eğer araç kiralayacaksanız ücretsiz park alanı da bulunuyor.
Eğlenmeyi ve gece hayatını seviyorsanız San Francisco gece hayatının merkezi olan Mission ve Castro bölgesinde bulunan otelleri tercih edebilirsiniz. Gece ulaşımın zor ve pahalı olması nedeniyle, bu bölgede yürüme mesafesinde bir otelde konaklamanız yararınıza olacaktır. Castro ve Mission semtleri için 1906 Mission ve Beck's Motor Lodge uygun otellerdendir. San Francisco’nun meşhur Çin Mahallesi’nde bulunan Marines' Memorial Club & Hotel Union Square oteliyse, hem Chinatown hem de şehrin alışveriş merkezi olan Union Square’a yakın konumuyla, tercih listenizde başlarda olması gereken otellerden bir tanesi.  

San Francisco’da unutamadıklarım: Devasa ebatlardaki pamuk gibi biftekler, lezzetli ve büyük yengeç bacakları, envai çeşit deniz ürünleri, clam cowder çorbası, nostaljik tramvay, obez insanların çokluğu, Coint Tower, Pier 39, Lombard caddesindeki kıvrımlı yol, limuzin seyahati, Muir Woods’taki anıt ağaçlar, Rainbow Sokağı, Alcatraz Hapisanesi ve Victoria tarzı evleri ile Boyalı Hanımlar.

NURHAN YILMAZ

Yazar Hakkında

NURHAN YILMAZ

1951 İstanbul doğumluyum. Yıl içinde dönüşümlü olarak Sinop, Bodrum ve İstanbul’da yaşamaktayım.Küçük yaşlarda babamın mesleği gereği, Türkiye’nin pek çok farklı şehirlerinde yaşadım.