Havana Gezilecek Yerler

Halen komünist yönetimin etkili olduğu Küba'nın en çok merak edilen şehirlerinden biridir Havana. Efsanevi liderlerin öncülüğünde pek çok etkinliğin gerçekleştirildiği Devrim Meydanı, tarihi yapıları, müzeleri ve halkının yaşam tarzıyla pek çok turistin ilgisini çekmektedir.
 

 

Plaza de La Revolucion

12 kilometrekarelik alanı ile dünyanın en büyük 31. meydanı olan Devrim Meydanı’nın orijinal adı Plaza de La Revolucion’dur. İsminden den anlaşılacağı gibi bütün protestoların ya da eylemlerin yaşandığı bir bölgedir. Örneğin her yıl 1 Mayıs ya da 26 Temmuz’da Fidel Castro’nun çağrısıyla bu meydanda milyonlarca kişi toplanmıştır. Bu gösteriler günümüzde de halen devam etmektedir.

Meydanın en önemli simgesi halkın en sevdiği isimlerden biri olan, sömürge yönetimine karşı eylemleri ile sürgün edilen, İspanyollar ile girdiği çatışmada hayatını kaybeden Jose Marti anıtıdır. 109 metre uzunluğundaki anıtın önünde 18 metrelik heykel de yer almaktadır. 

Meydanda ayrıca üzerinde “Hasta la Victoria Siempre” (Daima Zafere) yazan, Che’nin demirden siluetinin bulunduğu İçişleri Bakanlığı binası da bulunmaktadır. Yine meydanda yer alan İletişim Bakanlığı duvarında “Vas gien Fidel?” (Fidel Nasılım?) yazılı figür yer almaktadır. 

Plaza de La Revolucion’da bunlar dışında Jose Marti Ulusal Kütüphanesi ve Küba Ulusal Tiyatro dikkat çekmektedir.

Capitolio Nacional

Küba’nın başkenti olarak Havana’da pek çok gezilecek tarihi alan ve müze bulunuyor. Hatta ülkenin en dikkat çekici yapıları burada diyebiliriz. İşte bunlardan biri de Capitolio Nacional. Özellikle devrim öncesi Küba tarihini anlamak için muhteşem bir anıt olarak görülüyor. 

1920’lerin sonunda inşa edilen yapı, neo klasik ve art nouveau tarzında yapıldı. Tasarımında Amerika Birleşik Devletleri’nd Washington DC’de yer alan başkanlık sarayı ve Paris’teki Pantheon binalarından ilham alındı. Yapımı ise 1926-1929 yılları arasında üç yıl sürdü. Yaklaşık 5000 işçi çalıştı. Ancak içerisinin tamamlanması yıllar aldı. Mimarları ise Raúl Otero ve Eugenio Raynieri oldu. 

Capitolio Nacional binasının tasarımında granit kolonlar ve 55 basamaklı merdiveniyle ihtişamlı bir giriş alanı dikkat çekiyor. 92 metrelik yüksekliğiyle 1950 yılına kadar şehrin en yüksek binası unvanına sahipti.

İçerisinde, Nara Japonya’daki Buda heykeli ve Washington DC’deki Abraham Lincoln heykelinden sonra kapalı alanda yer alan dünyanın en büyük üçüncü heykeli yer alıyor. “Estatua de la Republica”, yani Cumhuriyet Heykeli, güzel bir Kübalı kadın model olan Lily Valty’den ilham alınarak Küba’nın milliyetçiliğini yansıtıyor. 

Ana girişte yer alan 25 karatlık elmas replikası da görülmeye değer. Orijinal elmas, 1946 yılında çalınmıştı.

Küba devriminden önce meclis olarak kullanılan binada 1960’lardan bu yana Bilim ve Teknoloji Bakanlığı için kullanılıyor. Aynı zamanda yine bilim ve teknoloji alanında önemli bir kütüphane de burada yer alıyor.

Plaza de Armas

Şehrin ilk kurulduğu yıllarda, 1519, var olan bu meydanın adı Plaza de la Iglesia idi. Havana’nın bu en eski meydanı, önceki adını, burada 1741 yılına kadar var olan kiliseden alıyordu. Kilisenin yıkılmasının ardından Plaza de Armas adını alan meydan, kolonyal dönemde askeri geçit törenlerine ve konserlere ev sahipliği yapıyordu. Ayrıca insanların gezmeye çıktığı bir alan olarak da kullanılıyordu.

Meydanın ortasında yer alan Parque Céspedes’te Küba’nın bağımsızlık mücadelesini başlatan Carlos Manuel de Céspedes’in mermer heykeli yer almaktadır.
Günümüzde ayrıca burada, Pazar hariç her gün ikinci el açıkhava kitap pazarı da kurulmaktadır. Pek çok restoran ve kafe ile de turistlerin ilgisini çeken meydan ve çevresinde El Templete (Eski tapınak), Havana Kent Müzesi, Castillo de la Real Fuerza (Eski kale), Museo de la Ceramica Artistica Cubana (Modern seramik sanatı müzesi), Museo del Automovil (Otomobil müzesi) yer almaktadır. Otomobil müzesinde Che’nin kullandığı otomobil de görülebilmektedir.

Calle Obispo

Geçmişi 1519 yılına, yani Havana’nın kuruluşunun dört yıl sonrasına dayanan önemli ve tarihi bir cadde Calle Obispo. Plaza de Armas bölgesinde yer alan cadde, o dönemde burada yaşayanlar güneşten korunarak gezebilsin diye yapılmış bir geçiş yoludur. İlk zamanlar pek çok isim verilen cadde, Obispo ismini 1936 yılında aldı. 

Plaza de Armas’ın içinden geçiyor olması bu caddeyi yüzyıllardır işlek bir hale getirdi. Günümüzde de hem yerel halkın hem de turistlerin mutlaka geçtiği bir cadde olma özelliğini gösteriyor. Yerel hayatın en çok içinde olabileceğiniz bu caddede onlarca mağaza, kafe, market, bar, kitapçı, sanat galerisi, restoran, pastane ve otel yer alıyor.

Oteller arasında ise Ambos Mundos öne çıkıyor. Sebebi ise ünlü Amerikalı yazar Ernest Hemingway. Çünkü Hemingway, ünlü eserleri “Çanlar Kimin İçin Çalıyor” ve “Silahlara Veda”yı burada yazmış. Yine Ernest Hemingway’in sıkça gitti, içerisinde kendisinin heykeli bulunan “El Floridita” bar da bu cadde üzerinde yer alıyor.

Malecon

Resmi adı “Avenida de Maceo” olan Malecon, sahil şeridinde yer alan 8 kilometrelik bir yürüyüş yoludur. Aynı zamanda dalgakıran vazifesi görmektedir. Eski Havana bölgesindeki Havana Limanı’ndan Vedado bölgesine kadar uzanmaktadır.

Küba’daki ekonomik reformlardan bu yana, yani halkın kendi işini kurmasına izin verildiğinden beri bu yol üzerinde pek çok binada işletmeler ve ofisler açılmıştır. Diğer taraftan burası gençlerin genellikle akşam saatlerinde toplanıp, eğlendiği ve yürüyüş yaptıkları bir yerdir.

Bu uzun yolun inşasına, Havana geçici olarak Amerikan ordusunun himayesi altındayken, 1901 yılında başlandı. Yapımındaki asıl amaç dalgakıran vazifesi görerek, şehri doğal felaketlerden korumaktı. 500 metrelik kısmı bitirildiğinde kutlama amacıyla Amerika hükümeti, yolun Paseo del Prado kesişimine yuvarlak bir kavşak yaptı. Dönemin mimarlarına göre, bu Küba’da çelik takviyeli beton ile yapılan ilk inşaat idi. Yine bu kavşağa ünlü Miramar Hotel inşa edildi. O dönemde bir ilk gerçekleşti ve çalışanlar smokin ya da yelek giymeye başladı.Bıyıklarını da kesmişlerdi. Yolun yapımına 1952 yılına kadar çeşitli dönemlerde devam edildi.

Yol üzerinde gezintiye çıktığınızda pek çok anıt ile karşılaşabilirsiniz. General Máximo Gomez, Antonio Maceo ve General Calixto García bunlardan bazıları. Ayrıca 23. Cadde kesişiminde La Rampa’nın sonuna denk gelen Vedado’da hareketli gece hayatına doğru yönlenebilirsiniz. 

Yol üzerinde yer alan önemli binalar ise şöyle: Castillo de la Real Fuerza, Castillo de San Salvador de la Punta, Torreón de San Lázaro ve Hotel Nacional.

Museo de la Revolucion (Devrim Müzesi)

Havana’nın Dünya Mirası Sit Alanı olarak kabul ettiği Eski Havana bölgesinde yer alan Devrim Müzesi, hem yapısal anlamdaki ihtişamı hem de manevi anlamdaki değeriyle turistlerin ilgisini çekiyor. Sadece Havana’nın değil, Küba’nın da en önemli müzesi sayılan Devrim Müzesi’nde hem yazılı hikayeler hem de objelerle Küba Devrimi’nin tarihini detaylı bir şekilde öğrenmeniz ve incelemeniz mümkün.

Devrimden önce başkanlık sarayı olarak kullanılan, en son Fulgencio Batista’nın lüks sarayı olan yapı, devrimden sonra müze olarak halka açıldı. 
Müzede ülkenin 1950’li yıllardaki durumu, Küba Devrimi ve devrim sonrasında yaşananlar anlatılıyor. Ayrıca İspanyollara karşı verilen 1895-98 dönemindeki Bağımsızlık Savaşı ile ilgili sergiler de mevcut. 

Neoklasik tarza sahip olan bu eski Başkanlık Sarayı, Kübalı Mimar Carlos Maruri ve Belçikalı Mimar Paul Belau tarafından tasarlandı. Yapımı ise 1920 yılında tamamlandı. Yapının içerisindeki duvarlarda halen görülebilen kurşun delikleri, devrimci üniversite öğrencilerinin 13 Mart 1957’de saraya düzenledikleri saldırıdan kalma. Bunun dışında müzede 1956 yılında Küba Devrimi savaşçılarını taşımak için kullanılan Granma yatı müzenin bahçesinde görülmesi gereken önemli bir objedir. Che Guevara ve Camilo Cienfuegos’un gerçek boyutlu balmumu heykelleri de mevcuttur.

Bunlar dışında görülebilecek objeler arasında devrim sırasında devrimciler üzerinde kullanılan işkence aletleri, Che ve Camilo’nun kullandığı silahlar, Batista’nın altın telefonu, Bugünkü Başkan Raul Castro Ruz’un botları, Küba’da gerillaların kullandığı radyo vericisi ve Fidel Castro’nun Domuzlar Körfezi Çıkartması’nda kullandığı tank mevcuttur.

Plaza de la Catedral (Katedral Meydanı)

Havana’nın Eski Şehir bölümünün merkezi sayılan Katedral Meydanı, orijinal adıyla Plaza de la Catedral, adını buradaki Catedral de San Cristóbal de La Habana’dan (Havana Katedrali) almaktadır. Şehir başpiskoposunun merkez katedrali olan yapı, 18. yüzyılda Barok tarzında inşa edilmiştir. Mimarı İtalyan Francesco Borromini. Kuleleri asimetrik olduğundan, asimetrik özelliklere sahip olan tek Barok yapı olduğu söylenmektedir. Meydandaki kafede oturup fondaki Latin müziği eşliğinde dinlenmeniz mümkündür.

Turistlerin bu meydanı ziyaret etmelerinin tek sebebi Catedral de San Cristobal de la Habana değildir. Burada ayrıca resim müzesi ve galerisi olan Centro Wilfredo Lam, günümüzde Restaurante El Patio’nun yer aldığı 1760 yapımı Palacio de los Marqueses de Aguas Claras sarayı, 18. yüzyıldan kalma güzel ev olan Casa de Lombillo, 1746 yapımı saray Palacio del Marques de Arcos, kolonyal dönemden mobilya ve dekoratif sanat eserlerinin sergilendiği Museo de Arte Colonial, grafik ve baskı atölyesi Taller Experimental de Grafica da yer almaktadır.

Katedral Meydanı'ndan Havana Körfezi'ne doğru ilerlediğinizde, Plaza de Armas'a ulaşılır.

Plaza Vieja (Eski Meydan)

Mercaderes Caddesi’nin sonunda yer alan Plaza Vieja, Türkçe’de Eski Meydan olarak adlandırılmaktadır. Adından da anlaşılacağı üzere şehrin en eski meydanlarından biri olan Plaza Vieja, renkli binaların ortasında yer almaktadır. Bu huzurlu ve keyif verici meydanın tam ortasında 18. yüzyıldan kalma mermer bir çeşme bulunmaktadır. Meydanı çevreleyen yapılardan biri olan Casa del Conde Jaruco, renkli vitraylı pencereleri ile dikkat çekmektedir. Burada ayrıca tepeden bakarak şehir manzarasının keyfini çıkarabileceğiniz Camara Oscura kulesi yer almaktadır. 35 metre yüksekliğindeki kuleden 360 derece manzara izlemek mümkündür.

Meydanda bunlar dışında Kübalı ve yabancı sanatçıların eserlerinin sergilendiği fotoğraf galerisi Fototeca de Cuba, gösteri sanatları merkezi olan La Casona Centro de Arte ile modern görsel sanatlar merkezi Centro de Desarollo de los Artes Visuales yer almaktadır.

Plaza Vieja'dan batıya doğru ilerlendiğinde, tam paralelde Havana'nın simge yapılarından biri olan Capitolio Nacional’a ulaşılmaktadır.