Vieux Lyon, yani Eski Lyon UNESCO dünya mirası içerinde yer alan alanlardan biridir ve Avrupa'nın en büyük Rönesans alanı olduğu söylenir. Bu ünvan konusunda Venedik'le yarışmaktadır. Saone Nehri kıyısında, Lyon'un 5. Mahallesi'nde yer alır. Dar sokaklarında dolaşıp tarihi dokuyu solumak oldukça keyiflidir.

Eski Lyon'daki yapılar çoğunlukla 15 ve 17. yüzyıllar arasındaki Alman, İtalyan ve Flamanlar tarafından inşa ettirilmiş yapılardır. Lyon'un en ilginç özelliklerinden birisi de "traboule" adı verilen küçük geçitlere sahip olmasıdır. Trabouleler şehirde ulaşımın ve ipek ticaretinin kolaylaştırılması yapılmıştır. Eski şehirde St. Paul, St. Jean ve St. Georges olmak üzere 3 tane kilise bulunur ve bu kiliselerin isimlerine dayanarak 3 bölgeye ayrılmıştır. St. Jean Katedrali 1180 ve 1480 yılları arasında inşa edilmiştir ve mimarisinde gotik mimari ağır bassa da romanesk etkiler görmek de mümkündür. Katedralin yanındaki bahçedeki küçük bir alanda en eskisi 4. yüzyıla dayanan tarihi eserler sergilenmektedir. St. Jean kısmında bulunan St. Jean Caddesi şehrin en kalabalık noktalarından birisidir. Cadde üzerinde pek çok hediyelik eşya dükkanı, cafe ve restoran bulunmaktadır. Ancak bu restoranları çoğu "bouchon" kalitesinde değildir. St. Jean Caddesi'nin paralelindeki Boeuf Caddesi de oldukça popülerdir. Ayrıca yine St. Jean kısmında çok güzel Rönesans dönemi saray bahçeleri bulunmaktadır. St. Jean ve Boeuf caddeleri üzerinde bulunan Chamarier ve Crible evlerinin bahçeleri görmeye değerdir.

St. Georges ve St. Paul kısımları ise St. Jean kısmı kadar hareketli değildir ancak burada da görmeye değer sokaklar ve evler bulunur. Eski dönemlerde St. Jean bölgesi zengin ailelerin evlerinin bulunduğu bölgeyken St. Paul bölgesi alışveriş bölgesi ve St. Georges bölgesi de atölyelerin bulunduğu bölge olmuştur.