Port-au-Prince
PORT-AU-PRINCE HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER
Port-au-Prince, bir Orta Amerika incisi olan Haiti Cumhuriyeti’nin başkentidir. Ülkenin en büyük şehri olmakla beraber Port-au-Prince, önemli bir tarım ve liman kenti özelliklerini de taşıyor. Port-au Prince nerededir diye sorarsanız, Karayipler'in ikinci en büyük adası olan Hispaniola'nın güneybatı kıyısında kurulu geniş bir liman olan Gon de Boi Körfezi'nde yer almakta olduğunu söyleyebiliriz.
Renkli gecekondular ülkesi Port-au-Prince, 1,2 milyon nüfusa sahiptir fakat metropolitan alanlara doğru sayı 3 milyona çıkar. Ülke nüfusunun % 12’si burada yaşamakla beraber, bu nüfusun % 95’ini Afrika kökenliler, geri kalanını ise Hispanik, Asya, Avrupa ve Orta Doğu kökenliler oluşturmaktadır. Halk, 2003 yılında Voodoo inancını resmi din olarak kabul etmiştir. Bununla beraber Hristiyanlık da yaygın bir dindir. Bağımsızlığından önce bir Fransız kolonisi olan ülkenin resmi dilleri Fransızca ve Haiti Kreyolesidir. Para birimleri gourdedir. 1 dolar 64,18 Haiti gourdesine eşittir.
Şehrin tarihi Christoph Colomb’un 1492’de burayı keşfetmesinden öncesine dayanır. Öyle ki coğrafî bir hediye olan doğal limanından ötürü Anawakça konuşan Taino Kızılderililerinin burada ekonomik faaliyet sürdürdükleri ortaya çıkmıştır. Colomb, burayı keşfettikten sonra şehrin adını “İspanyola” koymuştur. 1697 yılında Haiti’nin batısının Fransızların eline geçmesiyle bir devrim dönemi başlamıştır. Toussaint L’Ouverture öncülüğünde başlayan bu dönem bağımsızlık ve köleliliğin kaldırılması adına etkili adımlara sahne olmuş ve 1 Ocak 1804’te bağımsızlığını ilan ederek amacına ulaşmıştır. Eski bir köle olan Jean Jacques Dessalines kendini imparator ilan etmiş, Port-au-Prince’i ise başkent yapmıştır. 16 Nisan 1848’de ülkenin başkanı seçilen Le Moniteur Haitien, bu şehirde “melez katliamı” yapmıştır. Bu sebeple şehir gerek kültürel gerekse tarihî birçok ize sahiptir.
Ülkenin siyasi ve entelektüel hayatının merkezi olan Port-au-Prince, aynı zamanda Haiti Devlet Üniversitesi’ne ev sahipliği yapıyor. Çeşitli müzelerle, doğal parklarla, fakir halkın gözdesi Voodoo evleriyle, Avrupa tarzı gece kulüpleriyle, L’Estaminent veya Patisserie Marie Beliard gibi ünlü kafe ve pastanelerle dolu bu şehir turistler için oldukça ilgi çekicidir.
Şehrin jeolojik yapısından dolayı burada birçok deprem meydana gelir. Bunun en yakın örneği 12 Ocak 2010’da yaşanmıştır. 7.0 şiddetinde meydana gelen depremde 250.000 insanın ölmesi ve hastaneler ve parlamento binası da dâhil 97.000’den fazla yapının zarar görmesi şehir hayatını resmen durdurmuştur. Geçen sekiz sene içinde canlılık yerine gelmiş olsa da yeniden yapılandırma hala devam etmektedir.
Kent, doğal parkları, turistik ve simgesel mekânları, müzeleri ve alışveriş olanakları dolayısıyla içinde birçok yapı bulundurmaktadır. Haiti tarihine 1 saatlik bir bakış için Musee du Pantheon National Haitien’i gezebilir, çeşitli heykellerin yer aldığı Grand Rue Artists’te keyifli bir zaman geçirebilir, Port-au-Prince Katedrali karşısında büyülenebilirsiniz. Barbancourt Rom Fabrikası, Fort Jacques, Champs de Mars, Marché de Fer,Parc Historique de la Canne a Sucre gibi daha birçok mekân ayrıca görülmesi gerekenler listenize eklenmelidir.
PORT-AU-PRINCE’E NE ZAMAN GİDİLİR?
Şehir sıcak ve nemli tropikal iklime sahiptir. Dağınık bir şekilde bulunan dağları, vadileri, platoları ve ovaları sebebiyle hava durumu bölgeden bölgeye değişebilir fakat sıcaklık dağlı bölgelerin dışında genelde aynıdır. Kış aylarında 15 ila 25 derece arasında değişen sıcaklık; yaz aylarında 25 ve 35 derece arasındadır. Kasımdan mart ayına kadar Port-au-Prince en kuru sezonunu yaşar. Nisandan ekime kadar ise oldukça şiddetli yağmurlu geçer. Yeterli ormanın ve ağaçlanmanın olmamasından dolayı bu yağmurlar sel gibi felaketlere neden olurlar. Haiti’nin Karayip kasırga kuşağında yer almasından dolayı hazirandan ocak ayına kadar tropikal fırtınalar ve kasırgalar meydana gelir. Bu sebeple bu aylarda gidecekseniz oldukça dikkat etmelisiniz. Diğer yandan özellikle yaz aylarında tüm Karayip ülkeleri gibi burada da nem oldukça fazladır. Bu yüzden bu aylarda yapılan geziler oldukça problemli geçebilir. Kasım ve mart arası dönemin kuruluğu, gezmek için en ideal zamanı oluşturur. Dilerseniz yağışların oldukça seyrek görüldüğü aralık ve şubat aylarında da şehri ziyaret edebilirsiniz.
PORT-AU-PRINCE’E NASIL GİDİLİR?
Türkiye’den Port-au-Prince’e gidiş yalnızca uçuş yaparak gerçekleştirilebilir fakat direkt uçuş bulunmamaktadır. Bu yüzden en az iki aktarma yaparak gidebilirsiniz. Genellikle Fransa’ya veya New York’a giderek oradan Port-au-Prince Havaalanı’na varabilirsiniz. Toronto, Frankfurt veya İspanya’dan da uçuşlar sağlanabilir fakat bu uçuşların da genelde aktarmalı olması sebebiyle yolculuk 30 saate yakın sürmektedir. Bilet fiyatlarının ortalaması 4.000 TL civarında değişmektedir. Haiti’nin Türkiye’den vize istemediğini de ayrıca hatırlatalım.
PORT-AU-PRINCE’DE NEREDE KALINIR?
Şehir merkezinde ve merkeze yakın birçok otel bulmak mümkündür. Başlıca Oloffson ve Le Plaza otelleri tam şehrin göbeğinde yer almaktadırlar. Merkeze yakın olan Marriott Port-au-Prince Hotel, Karibe Hotel, NH Haiti El Racho, La Lorraine diğer beş yıldızlı otellerdendir. Oldukça konforlu olmakla birlikte fiyat aralığı 500-700 TL arasında değişmektedir.
