Akçakoca’da Gezilecek Yerler

Akçakoca’nın merkezine 3 km uzaklıktakiCeneviz Kalesi, ilçenin simgesi durumundadır. İlçenin ilk yerleşim yıllarından kalan kale, yüksek bir falezin kıyısında inşa edilmiştir. Ceneviz ticaret yolu üzerindeki önemli duraklardan biri olan kale, 2013’te UNESCO’nun “Dünya Mirası Geçici Listesi”ne dâhil edilmiştir.

4. Haçlı Seferleri için gelen ve İstanbul’u ele geçiren Latin haçlı ordusu, 1204-1261 yılları arasında Karadeniz kıyılarına da hâkim olmak için bu kaleyi yaptırmıştır. Kalenin yapımında yöreye özgü işlenmemiş moloz taşlar ve kiremit kullanılmıştır. Ceneviz Kalesi’nin içinde 5,30 m genişliğinde bir su sarnıcı bulunmaktadır. Bu sarnıç günümüzde “dilek kuyusu” vazifesi görmektedir. İçi defne ağaçlarıyla kaplı olan ve eşsiz bir seyir terası özelliğine sahip Ceneviz Kalesi, bugün mesire alanı olarak kullanılmaktadır. Kalenin batı kıyısında bulunan Ceneviz Kalesi Plajı ise “mavi bayrak” sahibidir.

Akçakoca bölgesinin en çok ziyaretçi çeken bölgelerinden biri olan Fakıllı Mağarası, Akçakoca ilçesinin 8 km güneydoğusundaki Fakıllı Köyünde bulunmaktadır. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından 1. derece sit alanı olarak tescillenmiştir. 1012 m uzunluğunda olmasına karşın, güvenlik nedeniyle sadece 350 m’si ziyarete açıktır. Mağaranın içinde çeşitli yönlere giden galeriler, doğal sarkıtlar ve dikitler vardır. Özellikle beyaz oda olarak anılan bölgeler, damlataş bakımından zengindir. Yağışlı dönemlerde, düden girişler ile önemli oranda su girişi bulunan mağaranın, astım hastalığına iyi geldiği söylenmektedir. Yapılan düzenlemeyle, mağaranın çevresi piknik alanı olarak kullanılmaktadır.

1877 yılında Osmanlı Rus Savaşı’ndan sonra Artvin’den gelen Hemşinlilerin kurduğu ve Hemşin köyünde bulunan tarihi caminin en önemli özelliği, “çantı tipi” mimarisidir. Akçakoca’ya 15 km mesafedeki caminin 1. katında taş işçiliği örneği, 2. katında ise çantı tekniği açıkça görülmektedir. 150 yıla yaklaşan bir geçmişe sahip olan caminin, ahşap minaresi, mihrabı, minberi ve tavan işçiliği görülmeye değerdir.

Akçakoca’nın en ilginç tarih hazinelerinden biri de tarihi evlerin bulunduğu en eski yerleşim bölgesi olan “Yukarı Mahalle”dir. Buradaki 160 adet tarihi ev, “sit alanı” olarak koruma altına alınmıştır. Adeta bir “Açık hava müzesi”ni andıran sivil mimari örneği bu tarihi evlerin, bir kısmı restore edilmiştir. 150-200 yıllık geçmişe sahip bu evler, 3 grupta toplanmaktadır.

Tek katlı ve dikdörtgen planlı olan evlerin, mutfakları geniş, odaları ise dardır. İkinci tip tarihi evler, kareye yakın dikdörtgen planlı ve iki katlıdır. Dar ama çok sayıda penceresi olan bu evler, taş temel üzerine ahşap karkas ve bağdadi tarzda yapılmışlardır. Dış yüzeyin zemin katı sıvalı, üst katı ise ahşap kaplamadır. Bu evlerin geniş ahşap çardakları bulunmaktadır. Daha yakın zamanda yapılmış olan üçüncü tip tarihi evlerde ise geniş pencereler ve daha alçak tavanlar göze çarpar. Döşemeleri ve tavanları ahşap olan bu evlerin, dış yüzeyleri de sıvalıdır.

Akçakoca’ya 14 km uzaklıktaki Kurugöl köyünde yer alan kanyonda, her yıl doğa yürüyüşü düzenlenmektedir. Oksijen deposu ormanlar ve asırlık kayın ağaçlarıyla bezeli kanyonda, bir de şelale bulunmaktadır.