Karadeniz Bölgesi’nin Orta Karadeniz bölümünde bulunan Amasya, 7.500 yıllık geçmişi ile birlikte Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden biridir. Anadolu’da örnek bir Türk şehri olarak öne çıkan Amasya, tarih boyunca birçok medeniyete, devlete ve topluluğa ev sahipliği yapmış bir şehirdir. 2017 yılı itibariyle nüfusu 329.888 olan Amasya’nın merkez ilçesi ile birlikte toplam 7 ilçesi bulunmaktadır. Nüfusun %40’tan fazlası merkez ilçede yaşamaktadır, geri kalan kısmı ise başta Merzifon ve Suluova olmak üzere diğer ilçelerine ayrılmıştır. Son yıllarda giderek artan bir ziyaretçi kitlesine de sahip Amasya, Anadolu’nun gelişmekte olan turistik bölgelerinin başında gelmektedir.
Amasya ilinin tarihi incelendiğinde Türk milletinden önce bu bölgeye Hititler, Frigler, Kimmer – İskitler, Med – Persler, Pontuslar, Roma ve Bizans imparatorluklarının hâkim olduğu bilinmektedir. Bölgede Hamam Tepesi Höyüğü, Künbet Höyük, Koşapınar Höyük, Ayvalıpınar Höyüğü, Devret Höyük ve Yoğurtçu Baba Höyüğü gibi Kalkolitik Çağ’a kadar uzanan yerleşim izleri bulunmaktadır. İlk Tunç Çağı’nda da yoğun bir yerleşimin gözlemlediği Amasya, Mezopotamya yazılı belgelerine göre Orta Tunç Çağı’nda “Hatti Ülkesi” olarak bilinen bir uygarlığın sınırları içerisinde yer almaktaydı. Hititlerin, Hatti Ülkesi egemenliğine son vermesi sonucu Amasya, Hititlerin egemenliğine girmiştir. Tarihte MÖ 750 yıllarında kendine büyük bir yer edinen Frigler, Kral Midas döneminde sınırlarını genişletmiş ve Amasya bu dönemde Frigler’in hâkimiyetine geçmiştir. Frigler’in bu bölgedeki hâkimiyeti Kafkaslardan gelen Kimmerler’in gücü karşısında uzun sürmemiştir. Kimmerler bu dönemde Karadeniz Bölgesi’nde hâkimiyetini genişletmiş ve Amasya’yı da sınırları dâhiline almıştır. Günümüzde Kimmerler dönemine ait fazla kalıntı olmasa da Gümüşhacıköy ilçesi İmirler köyünden çıkarılıp Amasya Müzesi’ne getirilen madeni savaş aletlerinin bu döneme ait olduğu düşünülmektedir. MÖ 39 yılına kadar İskitler, Medler, Persler ve Pontus egemenliği altına giren Amasya, bu dönemde Roma imparatorluğuna bağlı bir eyalet olmuştur. Roma döneminde eyaletler arası yol sisteminin merkezi konumunda olan Amasya, çok önemli bir metropol konumuna gelmiştir. Roma İmparatorluğu’ndan sonra bölgeye uzun bir süre Bizans İmparatorluğu hâkim olmuştur.
1071 yılında Türklerin Anadolu’ya gelişi olarak bilinen Malazgirt Savaşı sonucunda Anadolu’da kurulan beyliklerden biri olan Danişmendliler, bölgeye yaklaşık 100 yıl boyunca hâkim olmuştur. 1175 yılında Selçuklu devleti sınırları içine giren Amasya, 1393 yılına kadar Selçuklular hâkimiyetinde kalmış, daha sonradan Osmanlı İmparatorluğu egemenliğine girmiştir. Osmanlı’da Türklerin ilk şehir hayatına geçiş yaptığı yerlerden biri olarak bilinen korunaklı bir coğrafyada olması nedeniyle Osmanlı şehzadelerinin yetiştirildiği bir kent olmuştur. Bu dönemde Amasya’da birçok önemli ilim adamı yetişmiş ve şehir tarihte bir kültür merkezi olarak kendine yer edinmiştir.
Tarih boyunca kendine önemli bir yer edinmiş Amasya, Cumhuriyet döneminde de önemli bir yer tutmaktadır. Cumhuriyet’e giden Kurtuluş Mücadelesi’nin planı Amasya’da hazırlanmış ve Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları tarafından 22 Haziran 1919’da ilan edilen Amasya Tamimi ile tüm dünyaya duyurulmuştur.
Amasya adının kaynağı incelendiğinde, Hitit belgelerinde Amasya’nın ilk adının Hakmiş olduğu ve bu ismin Perslerin Amasya’yı fethedene kadar kullanıldığı düşünülmektedir. Amasya isminin bugünkü haline yakınlaştığı dönem Amasseia adıyla anıldığı Mitridates Krallığı dönemidir. Coğrafyacı Strabon da Amasya için Amaseia kelimesini kullanmaktadır. Amaseia kelimesi Ana Tanrıça’yı kasteden Ama ve Ma ile birleşimini içeren bir kelimedir. Bu anlamdan Ana Tanrıça Ma’nın şehri anlamına gelir. Daha sonra Roma döneminde çok fazla değişikliğe uğramadan Amasia olarak kullanılan ismi Selçuklu döneminden sonra günümüzdeki Amasya halini almış ve günümüze kadar hiç değişmeden gelmiştir.
Günümüzde Amasya şehrinin ekonomisi, başta tarımla birlikte tarımsal ürünlerin ticaretine ve mermer öncelikli sanayilere dayanır. Son yıllarda artan ziyaretçi sayısı ile birlikte turizm de şehir genelinde önemli bir geçim kaynağı olmaya başlamıştır. Amasya ilinde tarımda özellikle Amasya elması olarak ünü yayılan misket elması öne çıkmaktadır. Elma ile birlikte kiraz da son yıllarda üretilen başlıca tarım ürünlerinden biridir ve Türkiye’nin kiraz üretiminin yaklaşık %10’u Amasya’dan sağlanmaktadır.
Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olması Amasya’nın günümüzde de tarihi açıdan zengin ve kültürel çeşitliliğe sahip bir şehir olmasını sağlamıştır. Bu tarihi ve kültürel çeşitlilikle birlikte Amasya, kendine hayran bırakacak yeni misafirlerini ağırlamayı bekleyen bir şehirdir.