Amman Hakkında Bilinmesi Gerekenler

amman-2427360_960_720.jpg

Amman, Ürdün’ün başkenti ve en büyük şehridir. Tarihin ilk dönemlerinden itibaren yerleşim yeri olarak tercih edilen Amman dünyanın en eski şehirlerindendir.Dünyanın en eski şehirlerinden olmasının yanı sıra hala aktif yerleşimin olduğu sayılı eski şehirlerdendir. Başkent Amman’ın nüfusu beş milyona yaklaşmaktadır. Ürdün’ün en büyük şehri olan Amman sahip olduğu gelişmiş imkânlar dolayısıyla ülke içinden sürekli göç almaktadır. Ürdün nüfusunun çok büyük bir kısmı başkent Amman’da yaşamaktadır.

Amman’ın MÖ 7000 yılında kurulduğu tahmin ediliyor. Bölgede yapılan kazılar sonucu elde edilen bilgilere göre ilk yerleşim Kalkolitik Çağ’da yapılmıştır. Bölgeden çıkartılan kalıntıların tarihleri MÖ 4000’li 3000’li yılları işaret etmektedir. Tarihin en eski şehirlerinden olan Amman çok sayıda kültüre ev sahipliği yapmıştır.

Amman isminin geçtiği ilk kaynaklardan bir tanesi Eski Ahit’tir. Eski Ahit’te bölge için Rabbah Ammon ifadesi yer alıyor. Bu ifade Ammonitlerin başkenti anlamına geliyor. Bu bilgiyi destekleyen arkeolojik verilere göre şehir MÖ 13. yüzyılda Ammonitlerin egemenliği altındaydı ve bu halk şehre Rabbaht Ammon adını vermişti. Helenistik döneme kadar bu adla anılan şehirMısır kralı tarafından ele geçirildiğinde isim değişikliğine uğramıştır. Mısır Kralı Ptoiemaios Philadelphos tarafından ele geçirilen Amman’ın ismi Filadelfeia olarak değiştirilmiştir. Uzun bir süre Filadelfeia adıyla Mısır Krallığı’nın hâkimiyeti altında kalan şehir 635 yılında yeniden el değiştirmiştir. Müslümanların bölgeye gelmesiyle birlikte İslam yönetimi altına giren Amman Osmanlı hâkimiyetine girene kadar Emevi, Abbasi, Eyyubi, Selçuk gibi güçlü imparatorlukların egemenliği altında kalmıştır.

16. yüzyıla gelindiğinde ise Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferi’ne çıkmaya karar vermesi üzerine Amman yeni bir egemenlik altına girmiştir. 1516 yılında Yavuz Sultan Selim tarafından Osmanlı İmparatorluğu topraklarına dâhil edilmiştir. Şehir II. Abdülhamit zamanında çok sayıda Çerkez göçüne maruz kalmıştır. Bu dönemde Rusya’nın baskıcı politikasından kaçan Çerkezler, Osmanlı İmparatorluğu’na sığınmışlardır. II. Abdülhamit’in emriyle bu göçmenlerden bir kısmı Amman ve çevresine yerleştirilmiştir.

Amman’ın tarihindeki önemli dönüm noktalarından birisi de 1908’dir. Bu tarihte tamamlanan Hicaz Demiryolu hattı Amman’dan geçmektedir. Bu durum şehrin önemini artırmıştır. Bu kritik ticaret ve ulaşım noktasına sahip olmak isteyen İngilizler I. Dünya Savaşı’ndan sonra bölgede bir manda yönetimi kurmuştur. 1946 yılına kadar İngiliz manda yönetimi altında kalan Amman bu tarihten sonra Ürdün Krallığı’nın başkenti olmuştur.

Amman, tıpkı İstanbul gibi yedi tepeli diye adlandırılabilecek bir şehirdir. Şehir yedi tepe üzerinde kurulmuştur ve şehir merkezi zamanla bu tepelerin ortalarında kalan düzlük araziye kaymıştır. Amman’ın üzerinde kurulduğu yedi tepe Ürdün bayrağında yedi köşeli bir yıldızla temsil edilmektedir.

Amman sokaklarında gezerken rahatlıkla fark edeceğiniz bir ikilik söz konusudur. Şehir doğu ve batı olmak üzere iki bölgeden oluşmaktadır. Doğu kesimi geleneksel Amman’ı yansıtır. Tarihî Amman’ın merkezi diyebileceğimiz doğu kesiminde İslam devletinin izlerini kolayca görebilirsiniz. Bu bölgede geleneksel Ürdün mimarisini görebilirsiniz. Doğu bölgesinde yer alan sokakların bir kısmında ise ne yazık ki alt yapı sorunları vardır. Bu bölgenin uç kısmında yer alan yerleşkede ise çok sayıda Filistinli mülteci barınmaktadır. Bu görüntülerin aksine Amman’ın batı bölgesi modern yüzüyle adeta bir Avrupa şehrini andırmaktadır. Batı bölgesinde modern mimari ile inşa edilmiş yüksek binalar, çok sayıda sanat galerileri, lüks restoranlar, dünya standartlarında hizmet veren lüks oteller bulunuyor. Şehir planlaması açısından da farklılık gösteren batı Amman yeşillikler içinde bir görünüm sergiliyor.

Şehrin en büyük ekonomik kaynağı ise ticaret ve turizm gelirlerinden oluşuyor. Zengin petrol kuyularına sahip olmayan Ürdün bu konudaki açığını Amman’ın uluslararası alanda yaptığı ticari faaliyetlerle kapatmış durumdadır. Şehir başta tekstil ve tütün olmak üzere un, gıda ve halı ticareti ile ülke ekonomisine büyük katkılar sağlıyor. Amman aynı zamanda Ürdün’ün sanayi merkezi olarak kabul ediliyor. Şehirde çok sayıda fabrika bulunuyor ve gelişmiş tekniklerle sanayicilik faaliyetleri yürütülüyor.

Amman, bütün bunların yanı sıra Ürdün’ün eğitim ve kültür başkentliğini de yapıyor. Amman’da tam olarak 14 tane üniversite bulunuyor. Bu üniversitelerden Ürdün Üniversitesi, Amman’daki üniversiteler arasında en büyüğü olup akademi dünyasına önemli katkılarda bulunuyor. Ayrıca Amman spor faaliyetleri ile de dünya basınında yer alan şehirlerden bir tanesidir. 2009 yılında düzenlenen IAAF Dünya Kros Şampiyonası Amman’ın ev sahipliğinde gerçekleştirilmiştir.

Orta Doğu ve Afrika’da en çok ziyaretçi çeken şehir olan Amman her yıl binlerce kişi tarafından ziyaret ediliyor. Sadece turizm amacıyla değil iş ve çeşitli konferanslar dolayısıyla şehri ziyarete çok sayıda turist geliyor. Yaşamın oldukça pahalı olduğu Amman, turistler tarafından en çok para harcanan şehirler sırlamasında ilk ona girmektedir.

Amman her ne kadar en eski yerleşim yerlerinden bir tanesi olsa da şehirde çok sayıda tarihi yapıya rastlanmıyor. Bunun sebebi ise Amman’ın geçirdiği sayısız savaş deneyimi. Bulunduğu konum itibariyle güçlü devletlerin hâkimiyet kurmak istediği şehir savaşlar sırasında fazlaca tahrip edilmiştir. Savaşların ardından şehirde imar çalışmalarına gidilse de bütün yapılar korunup onarılamamıştır ne yazık ki. Yine de şehir çok sayıda turistik mekâna, sanat galerisine, müzelere sahiptir. Bu özellikleri ile de her yıl binlerce turistin ilgi odağı olmayı başarıyor. Dünyanın en eski şehirlerinden olan Amman mutlaka ziyaret edilmesi gereken noktalar arasında bulunuyor.

Tanıtım videosu: https://www.youtube.com/watch?v=7udE910hE00