Bu kış, Avusturya kayak maceramızı başka bir bölgeye taşıyalım istedik ve St. Anton’u seçtik. St. Anton’un kayak tarihi oldukça ilginç, çünkü aslen St. Antonlu olan kayak öğretmeni Rudi Matt, 1930’lu yıllarda Amerika’ya iltica ederek kayak sporunu dünyaya tanıtan ilk sporcu ünvanını taşıyor. Dolayısıyla tarihte belki de kayak sporunun ana çıkış yeri olarak St. Anton’u düşünebiliriz. Rudi Matt 1948 yılında tekrar Avusturya’ya gelerek yaklaşık 32 yıl boyunca Arlberg Kayak Okulu başkanlığını yapmış, bu dönemde Amerika ve Japonya’da kayak öğretmeye de devam etmiş. St. Anton bugün dünya kayak şampiyonluk yarışlarına ev sahipliği yapmakta.
Sankt Anton, birçok Avusturya kayak kasabasına kıyasla oldukça renkli bir yer. Merkezde sürekli hareketlilik var ve oldukça çok restoran-bar seçeneği var. Her akşam bambaşka yerlerde yiyip değişik tatlar almak mümkün. Biz bir akşam İtalyan, diğer akşam Meksika, Çin ve Avusturya mutfaklarını denedik hepsi de birbirinden güzeldi. Avrupa’nın sanırım en beğendiğim özelliklerinden biri bu, en salaş yere bile yemek yemeğe gitseniz kötü bir şey yiyerek ayrılmazsınız. İlk akşam gittiğimiz İtalyan Pizzeria Dolce Vita’nın lezzetli olmama imkânı var mı? Aşçılar işlerini yaparken bu kadar keyif alıyorken…
Dolce Vita aşçısı
Dolce Vita aşçısı
St. Anton meydan
Kayarken pistlerin üzerinde uğrayıp nefeslenebileceğiniz harika kafeler var. Hava bir de güneşli ise dağın tepesinde şezlonglara uzanarak hem güneşlenip hem de kahve keyfi yapmak süper.
Sankt Anton bölgesi; 94 teleferik, 340 km’lik pist ve yaklaşık 200 km’lik derin kar pistlerine sahip. Pistlerin % 43’ü mavi yani başlangıç seviyesi iken, % 41’i kırmızı yani orta seviye, % 16’sı ise siyah yani profesyonel kayakçılar için. Bunun dışında daha birçok alan off-pist olarak da kayılabilecek durumda. Ama açıkçası nereden kayılacağını bilmeden kaymak bana inanılmaz korkutucu geliyor. Bunu yapabilecek deneyime sahip olunsa bile, mutlaka bir rehber yardımı ile kayılmalı. Öyle ki bölgede kaldığımız 1 hafta boyunca yaralanan insanların helikopterler ile taşındıklarını gördük.
Kasabanın merkezinde kayak kiralayabileceğiniz dükkanlar var bunlardan biri; Alber Sport, özellikle hepimizi şaşırtıyor. Çünkü çalışan üç adet Mustafa adında Türk arkadaş var, yanlış okumadınız hepsinin adı Mustafa… Kayakla ilgili neye ihtiyacınız olursa sizi mükemmel bir şekilde yönlendiriyorlar.
Kayak dışında St. Anton’da yapılacak bir sürü şey var ama benim favorim açık havada (-) derecede girdap halinde dönen sıcak suyun içerisinde bir yandan eğlenerek bir yandan da dağları seyretmek oldu. Well-Ness merkezinin hem içerdeki hem de dışardaki sıcak su havuzu gerçekten harika. Yanınızda çocuklarınız da varsa saatler süren bir eğlence vaat ediyor ki biz bile çocuklar gibi şendik. Dışarıdaki havuz içerideki havuzdan daha sıcak olduğu için en soğuk havaya bile çıksanız, havuzun dışına çıkmazsanız üşümüyorsunuz. Gerçi bazı gençler önce karlara yatıp, sonrada sıcak suya atlayarak kendilerince soğuğa meydan okudular ama onların bu hali benim içimi titretmeye yetti de arttı bile (www.arlberg-well.com).
Geçen sene yaptığımız ve müthiş keyif aldığımız cross country skiing için, St. Anton’da da kayak izleri oldukça yeterli ölçüde, 6 farklı pist var. Örneğin; St. Anton-Flirsh arası tam 22 km’lik tam bir yuvarlak çizerek St. Anton’a dönebileceğiniz ya da Mooserkreuz Oteli’nden başlayıp Verwallsee Gölü’ne giden 10 km’lik kayak izleri var. Kayak izlerinin haritasını “turist information”dan edinebilirsiniz. Dağlarda biraz daha fazla adrenalin isterseniz, Paragliding (yamaç paraşütü) de yapabilirsiniz (www.fca.at). Eğer kayak harici başka bir spor yapmak istiyorsanız indoor dağ tırmanışına da katılabilirsiniz. Bunun içinde Arl-rock Sports (www.arlrock.at) and Climbing Center ya da Flirsh Climbing Hall’a gidebilirsiniz. Çocuklar ile de harika vakit geçirebileceğiniz tahta kızak zevkini de atlamayalım. Tobogganing pistleri, kayak pistlerinden ayrı olarak dizayn edildiği için snowboardcular ya da kayakçılar ile çarpışma riski olmadan gece ve gündüz kayabilirsiniz. Bunun için kayak kiralama dükkanlarına sorabilirsiniz, onlar sizi gerekirse bir rehbere de yönlendirecektir.
Paragliding
Kar makinesi
St. Anton’da her yıl uzun kayak sezonu, “Weisser Rausch-The White Thrill” yani beyaz heyecan adı verilen, dünyanın en müthiş rekabetine konu olan yarış ile bitiyormuş. Bu yarış, Arlberg Adler Dağı’nda yaklaşık 1350 metrede gerçekleşen ve yüzlerce kayakçının katıldığı bir yarış. Sadece dağdan aşağı kayılan bir yarış olmadığı ve yaklaşık 200 metrelik bir bölümünün yürüyerek ve kayaklar taşınılarak yapılması, yarışı daha da zor bir hale getiriyormuş. 2013 kayak yarışında en hızlı olan kişi bu parkuru 7 dakika ve birkaç saniye ile bitirirken uzmanlar 11 ile 18 dakikanın aslında iyi skorlar olduğunu da vurguluyorlar. 2014 yılında bu yarış 19 Nisan’da yapılacakmış.
Bir dergide 2014 yılında kasabada yapılacak aktivitelere bakarken Avrupalıların yaratıcılığına bir kez daha hayran kalıyorum. Geçen sene Münih’te nehrin üzerinde yapay olarak hızlandırılmış su üzerinde dalga sörfü yaptıklarını gördüğümde, yok artık demiştim, ama bizim kumda yaptığımız “Beach Volley”i alıp “Snow Volley” yapmışlar ya, ne diyeyim önlerinde saygıyla eğiliyorum. Turnuvanın adı ise “Rendl Beach” ama bu plaj bizim bildiğimiz plajlar gibi deniz kenarı değil, 2030 metre yüksekte. İlk kez 2009 yılında yapılmaya başlanmış, aradan geçen 5 yılda ise seyirci ve katılımcı sayısı inanılmaz artmış.
Hediyelik eşya dükkanı
St. Anton'da gece
St. Anton bazı filmlere de konu olmuş, en ünlüleri; 2011’de çevrilen Felicity Jones, Ed Westwick ve Bill Nighy’nin oynadığı Chalet Girl (http://www.imdb.com/title/tt1487118/). Bir diğeri de 1969 yılında Robert Redford ve Gene Hackman tarafından çevrilen Downhill Racer (http://www.imdb.com/title/tt0064253/) adlı film. Amerikan filmlerinin yanı sıra 1931 yılında Leni Riefenstahl ve kayak hocası Hannes Sneider’ı konu alan “Der Weisse Rausch” (http://www.imdb.com/title/tt0022552/) isimli lokal film “Arlberg Tekniği” olarak dünyaca bilinen kayış tekniğini dünyaya tanıtan bir film olduğu için oldukça önemli bir yere sahip.
St. Anton'un tepeden görüntüsü
Kış sezonunda her hafta Çarşamba geceleri ise dağlar ayrı bir şova tanıklık ediyor. İnanılmaz güzellikte aydınlanmış pistlerde, havai fişekler eşliğinde kayak şovları yapılıyor. Kayak için Avrupa’da yer arıyorsanız bu yazı umarım size de güzel bir rehber olur.
Yazı ve Fotoğraflar: Banu Demir
Banuyollarda.wordpress.com banuyollarda.twitter.com