Puno, Peru’nun güneydoğusunda yer alan yaklaşık 100.000 nüfusa sahip bir kenttir. Puno’ya ulaşmak için en kolay yol Cusco’dan otobüs ile geçmektir. Cusco ile Puno arası yaklaşık 390 kilometre olsa da yol durumuna bağlı olarak yolculuk 5 – 8 saat sürmektedir.
Puno kentinin denizden yüksekliği 3.822 metre. O nedenle iklimi oldukça değişken. Gündüz saatlerinde tişört ve güneş gözlükleri ile dolaşabilirken akşam saatlerinde kalın montlar, atkı ve bere ile dolaşmak gerekebiliyor.
Biz de Puno’ya Cusco üzerinden otobüsle geçtik. Cusco’dan öğle saatlerinde yola çıkmıştık. Hava oldukça sıcak ve güneşliydi, ancak Puno’ya ulaştığımızda yoğun bir şekilde kar yağışı vardı.
Puno’nun en önemli özelliklerinden biri de deniz seviyesinden 3.860 metre yükseklikte yer alan Titicaca gölü kıyısında yer alması. Titicaca gölü ise, dünyada üzerinde taşımacılık yapılan en yüksek göl olma özelliğine sahip.
Puno’ya ulaştığımız gibi ilk olarak, Titicaca gölü kıyısındaki Casa Andina oteline yerleşiyoruz. 2 katlı çok güzel, göl manzaralı bir otel. Burada yapılar zaten az katlı. Otelde yine coco yaprakları ve coco yaprağı çayları ikram ediliyor.
Otel lobisinde oksijen tüpleri, tekerlikli arabaların üzerinde isteyen misafirlerin odalarına servis ediliyor.
Odalarımızdaki nescafe poşetleri, yüksek rakım ve alçak basınç nedeni ile davul gibi şişmişti. Odalarda yine yatak başlarında acil durum düğmeleri var. Burası nefes anlamında Cusco’ya göre biraz daha zorlayıcı. O nedenle bol bol coco çayı içiyoruz.
Puno küçük bir yerleşim. Bir tane ana caddesi var. Bu cadde üzerinde tekstil mağazaları, restoranlar, bakkallar, fotokopiciler yan yana sıralanmış vaziyette. Ana cadde dışındaki ara yollar çok bozuk, her yerde çukurlar var.
Evler oldukça bakımsız. Evlerin çoğunda çerçeve yok, binaya direk camlar yerleştirilmiş, çok ilginçti.
Kentin içinde görülebilecek yerler arasında San Pedro kilisesi ve Amerikan sistine Şapeli yer alıyor. Ama asıl turistlerin ilgisini çeken yerler kentin içinde değil, çevresinde yer alıyor.
Titicaca gölü ve üzerindeki yüzen adalar, Uro kabilesi ve kabilenin yaşadığı adalar, Güneş Adası, Tequila Adası ve Amantani Adası Puno’da mutlaka görülmesi gereken yerler.
Puno, Aymara ve Quechua kültürünün ortak bir sentezi. Kentte yaşayan insanlar kısa boylu, kilolu ve koyu tenli. Özellikle de tüm kişilerin iklim nedeniyle yanaklarında güneşin oluşturduğu yanıklar var.
Puno, Bolivya’ya en yakın olan gelişmiş kent olma özelliğine de sahip. Peru ve Bolivya’nın Titicaca gölüne sınırı olduğundan iki ülke üzerinde geçiş göl üzerinden de yapılabiliyor. Gölün diğer yakasında Bolivya tarafında Puno’ya en yakın gelişmiş yerleşim ise Copacabana kasabası.
Biz Puno’da 2 gece kaldıktan sonra Bolivya’ya geçişimizi kara yolu ile gerçekleştirdik. Puno’dan otobüsle Bolivya’ya gitmek üzere yola çıktığınızda, yollardaki kaya yapısı dikkatinizi çekecektir. Ruhlar vadisi denilen bölge oldukça etkileyici. Geçtiğimiz yolun iki tarafında birbirine bakan taşlara yontulmuş iki büst görüyoruz. Bunlardan biri Mamainka diğeri kızkardeşi Mamayko’ymuş.
Peru’nun Bolivya sınırındaki son noktası Pumata kasabası. Burada otobüsten inerek, pasaport işlemlerimizi yaptırıyoruz ve yürüyerek sınırı geçiyoruz. Sınır caddede yer alan küçük bir kemer. Kemerin altından geçiyoruz ve Bolivya’dayız.
*** Titicaca Gölü, Uro Adası, Taquila Adası hakkındaki yazılarımıza BOLİVYA - TİTİCACA bölümünden ulaşabilirsiniz.