Azerbaycan Cumhuriyeti’nin başkenti Bakü, Kafkasların en önemli ticaret merkezi ve Hazar Denizi’nin en önemli limanıdır. Nüfusun büyük çoğunluğunu Azeri Türkler oluşturur. Halkın %96’sı Müslüman, %4’ü Hristiyan, az bir kısmı da Yahudi’dir. Ülkede okuryazarlık oranı %100’e yakın. Ancak rüşvet ve yolsuzluk denilince akla gelen ilk ülkelerden biri. Hemen hemen her alanda Devlet üst yönetiminin tekeli olduğu söyleniyor. Yerel üretim, süpermarketler, ithalat- ihracat, nüfuslu ailelerin tekelinde. Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı sonrası ülke ekonomisi çok gelişmiş ve şehir hızlı bir yapılanma sürecine girmiş.
THY ile 2 saat 45 dakikalık bir uçuş sonrası Bakü Haydar Aliyev Havaalanına iniyoruz. Havaalanı ile Bakü şehir merkezi arası yaklaşık 25 kilometre.
Bakü, Hazar Denizi’nin batı kıyısında yer alan Kafkaslar’ın en gelişmiş kültür ve ticaret merkezi. 2006 senesinde faaliyete geçen Bakü – Tiflis Ceyhan Petrol Boru Hattı kentin önemini daha da arttırmıştır. Tüm Azerbaycan nüfusunun neredeyse üçte biri Bakü’de yaşıyor. Ancak yollar bir hayli geniş olduğundan trafik problemi olduğu söylenemez.
Otelimize yerleşip kendimizi Bakü sokaklarına atıyoruz. Şehirdeki gezip görülecek yerlerin çoğu yürüme mesafesinde. İlk olarak gözümüze çarpan şey tarihi binalar ile modern binaların bir arada bulunması oluyor. Burada hem Sovyet, hem İslami hem de Avrupai mimari eserleri bir arada görebiliyorsunuz.
Önce Hükümet Konağı’ndan tersaneye kadar uzanan geniş bir caddeye geliyoruz. Bulvar caddesi üzerinde Rus mimarisi örneği tarihi binalar, alışveriş merkezleri, bir de saat kulesi gözümüze çarpanlardan. Bulvar caddesi boyunca bize Hazar Denizi eşlik ediyor. Havuz ve heykeller ile güzelleştirilmiş bu kordon boyu, Bakü’nün merkezi. Şehrin pek çok yerinde Aliyev heykeli ile karşılaşıyorsunuz.
Torgovaya caddesi ise İstanbul’un İstiklal caddesine eşdeğer. Süslü tarihi taş binaları, ünlü markaların mağazaları ve cafeleri ile Bakü’nün en popüler caddesi. Yerler taş parke ile döşenmiş. İstiklal caddesine benzettim, ama bu cadde çok daha geniş.
Bakü’nün en önemli turistik noktası Azerilerin Köhne şehir olarak tabir ettikleri “İçeri Şehir”. Burası surlarla çevrili eski kent merkezi. Bu tarihi kent merkezi 2000 yılında Unesco Dünya Kültür Mirasları listesine dahil edilmiş. Ancak iyi korunamadığı için 2003 yılında Tehlike altında olan dünya mirasları listesine alınmış. Arnavut kaldırımlı sokakları, güzel tarihi binaları, sarayı ve kulesi ile içeri şehir Bakü’nün görülmesi gereken en önemli bölgesi.
Tarihi merkezi çevreleyen surlar Paleolitik dönemden beri yerleşim alanı olmuş. Sasaniler’e, Araplar’a, İranlılar’a, Osmanlılar’a ve Ruslar’a mesken olmuş bu bölge. 12.yüzyılda yapılan surlar, Hazar denizi boyunca devam ediyor. Surların üzerinde farklı dönemlere ait pek çok tarihi yapı var. Bunlardan en önemlisi ise Şirvanşahlar Sarayı. Saray 15.yüzyılda Araplar’ın hakimiyeti döneminde yapılmış. Asya’daki taş mimarisinin en güzel örneklerinden biri. Saray, mescit, türbe, hamam gibi pek çok bölümden oluşan büyük bir komplex. Burası, 1964 yılından itibaren müze olarak hizmete devam ediyor. Müzede şehir halkının mum heykellerinin, dönem eşyalarının, halı koleksiyonlarının sergilendiği bölümler bulunuyor.
Bakü’de görülmeye değer bir diğer nokta ise Kız Kalesi. “Maiden’s Tower” olarak anılan Kız Kalesi, Bakü’nün sembolü olmuş durumda. İstanbul’daki Kız Kulesi gibi pek çok hikayesi var. Rehberimizin söylediğine göre yapıldığı dönemde Hazar Denizi’nin içindeymiş. Hazar’ın suları küresel ısınma etkisi ile azalınca Kule karada kalmış. Kız Kulesi, diğer adı ile Kırık Kule 12.yüzyılda yapılmış. Kulenin terasına mutlaka çıkmalısınız. Sahili, tersaneyi, iç şehri fotoğraflayabileceğiniz en güzel nokta burası.
Bakü’ye gelince Xiyabani bölgesinde bulunan Haydar Aliyev Mezarlığı’na gelerek, Türk Şehitliğini görmek istedik. İçeri Şehir’den mezarlığa 162 nolu otobüsle gidilebiliyor. Aslında merkeze çok uzak olmadığından, arzu ederseniz yürüyerek de gidebilirsiniz. 1918’de Azerbaycan’ın bağımsızlık mücadelesinde şehit olan 1.130 mehmetçiğimiz adına yapılan bu anıt ve hemen yanındaki Şehitlik Camii de Bakü’de görülmesi gerekenlerden. Şehitlik anıtında şehitlerimize dualarımızı gönderip gezimize devam ediyoruz.
Şehitliklerin bulunduğu Mezarlık ve Milli Meclis binası, şehre hakim bir tepe üzerinde bulunuyor. Türk şehitliğinin yanı sıra Ermeni ve Ruslara karşı yapılan savaşlarda şehit olan askerlerin yattığı Azeri şehitliği de bu bölgede yer alıyor.
Şehir merkezine 70 kilometre mesafede bulunan Gobustan Müzesi görülebilir. Maalesef yeterli zamanımız kalmadığı için biz burayı ziyaret edemedik. Maden çalışmaları sırasında işçilerin tesadüfen buldukları kayalara yapılmış duvar resimleri, mezar anıtları Unesco Dünya Mirasları Listesi’nde de yerini almış. Burası dünya genelinde oyma taşları, mezarlık anıtları, mağaraları, resimli taşları ve kayalık alanları ile biliniyor.
Kent içinde yer alan Azerbaycan Ulusal Edebiyat Müzesi ve Devlet Halı Müzesi de görülmeye değer yerleri arasında.
Azerbaycan bir petrol ülkesi. Petrol yatakları verimliliği açısından Hazar Denizi’nin Dünya’da üçüncü olduğu söyleniyor. Toprağın her santimetrekaresinden petrol ve doğalgaz fışkırıyor. Bu nedenle oldukça pahalı bir ülke.
Ülkenin petrol yanında bir diğer endüstri ürünü de balık. Dünyadaki en kaliteli havyarlar Hazar denizinden çıkan Mersin balığından elde ediliyor. Dünyadaki siyah havyarın %80’i bu bölgede üretiliyor. En büyük pazarları ise Japonya. Bakü’de kilogramı 1.000 $’a olan havyar, Japonya’da 15.000 $’a alıcı buluyormuş.
Azerbaycan, sağlık turizmi açısından da giderek gelişmekte olan bir ülke. Son yıllarda Naftalan Bölgesinden çıkan petrolü kullanarak tedavi yapan oteller açılmış. Termal tedavisi gibi, 2-3 haftalık kürler uygulayarak eklem, sinir sistemi, bağırsak sistemi ve genital rahatsızlıklara şifa dağıttıklarını iddia ediyorlar. Bana çok sıcak gelmedi simsiyah petrol dolu küvetlere girip siyaha bulanmak. Ne de olsa petrol, içinde pek çok kimyasal var.
Azerbaycan halkı oldukça sıcakkanlı, Türkleri de çok seviyorlar. Hatta bu konu ile ilgili Haydar Aliyev “biz bir millet, iki devletiz” demiştir. En önemlisi de dillerini zor da olsa anlayabiliyorsunuz. Müziği çok seviyorlar. Neredeyse zengin fakir herkesin evinde piyano olduğunu söylüyor rehberimiz. Sokaklarda dolaşırken orta yaş ve üstünde altın dişli insanlar dikkat çekiyor. Ağızlar silme altın.
Bakü’de bir de Dünyanın en küçük kitaplarının bulunduğu bir müze varmış. Biz bunu döndükten sonra öğrendik. O nedenle gidemedik. İlgilenenler için ilginç olabilir. Bu özel müzedeki en küçük kitap 2 milimetre boyundaymış. İçinde Kuran-ı Kerim’in de bulunduğu, 60 ülkeden 22 yılda toplanan dünyanın en küçük 6.300 kitabı burada sergileniyormuş. Döndüğümüzde burayı kaçırdığımıza çok üzüldük. Artık bir sonraki gidişimizde ziyaret edeceğiz.
Azerbaycan’a gelmişken çamur volkanları mutlaka görülmeli. Dünyadaki 255 tane çamur volkanının 230 tanesi Azerbaycan’da. Aynı gayzerlerde olduğu gibi 40-50 saniyede bir toprak altından fokurdayarak fışkıran çamurlar ilginç görüntüler veriyor. Çamur fışkıran yerlerde minik minik tepecikler oluşmuş. Bu çamurlar cilt hastalıklarının tedavisinde kullanılıyormuş.
Azerbaycan mutfağı bizim damak tadımıza oldukça uygun. Yoğurt sofraların olmazsa olmazı. Aş dedikleri bir yemekleri var. Pilav üzeri kayısı, üzüm, kestane ve kavurma ile birlikte servis ediliyor. Masanın şahı olarak adlandırılan bu yemek en son yeniliyor. Hingal adı verilen mantıya benzer yemekleri de mutlaka denenmeli. Biz yemeğimizi Gazan Restoran’da yedik. Aynı zamanda bu restoranın müdürü de Türk. Cıdır (Hipodrom), Sultan Restoran, Fayton Restoran yemek yiyebileceğiniz diğer restoranlardan sadece birkaçı.
Azerbaycan mutfağını keşfetmek için buraya tıklayabilirsiniz.