Belçika Gezisinin En Güzel Yanı: Brugge

1,5 günlük Brüksel maceramızın ardından, Brugge'a gitmek için merkez tren istasyonuna gelmiştik. Eğer siz de bizim gibi Brugge'a günübirlik gitmek istiyorsanız ve elinizde eşyalarınız varsa, eşyalarınızı istasyondaki çeşitli boyutlardaki dolaplara kilitleyebilirsiniz. Alışveriş yapan gezginlere çok büyük kolaylık sağlıyor : )

Yolculuk yaklaşık 1,5 saat sürüyor ve gidiş-dönüş tren bileti için kişi başı 30 Euro ödedik. Tren saatleri ve bilet fiyatlarına buradan ulaşabilirsiniz: http://www.raileurope-world.com/train-tickets/journey-insights/article/brussels-bruges

Ancak, yazımın başlangıcında hemen belirtmek istiyorum. Yazıyı okurken, In Bruges filminin adını çok sık duyacaksınız. Ben filmi, Brugge'u gördükten sonra izlemek istemiştim. Böylece filmi izlerken kendimi adeta Brugge'un sokaklarında hissettim. Gördükten önce ya da sonra izlemek size kalmış. Ama mutlaka izleyin! Hatta bu yazımı In Bruges soundtrack'i eşliğinde okumanızı öneriyorum. Zira filmin müzikleri de muhteşem! En sevdiğim soundtrack'i burada. Dinlemek isterseniz buyurun: https://www.youtube.com/watch?v=vjqppg7uLRw 

Trenden inip Tourist Information'a giriyor ve şehrin haritasını alıyoruz. Harita o kadar güzel hazırlanmış ki harita kullanmadan hiç anlamayan ben bile tarif edilen yerleri elimle koymuş gibi buldum : )  O yüzden, benim size tavsiyem 1,5 Euro verip bu haritayı mutlaka almanız yönünde. Biz yürümeye alışkın olduğumuz için, Brugge'un tamamını yürüyerek gezdik. Biraz yorulduk. Ama her sokağını gezmiş olduk bu büyülü şehrin... Eğer yorulurum diyorsanız o zaman istasyon çıkışında her 10 dakikada bir merkeze giden otobüsler var. Bu otobüsleri kullanabilirsiniz.

Başlıyoruz Brugge'u keşfetmeye… Kendimizi Brugge'un Arnavut kaldırımlarında yürürken buluyoruz. In Bruges'deki Ken karakterinin de dediği gibi, Belçika’nın en iyi korunmuş Orta Çağ kenti Brugge. Öncelikle şehrin meydanına geliyoruz. Meydanda, bir at heykeli var. Heykelin adi Flandria Nostra. Heykeldeki kadın Burgdylu Mary. Brüksel dükü Cesur Charles'ın tek çocuğudur.  Mary, çok zengin olan babasının tek varisi olduğu için birçok prens topraklarını genişletmek için Mary ile evlenmek istiyor. Mary, 18 Ağustos 1477 tarihinde Avusturya Arşidükü Maximilian ile evleniyor. Evlenmeden önce, Arşidük Maximilian, o zamana kadar daha önce eşi görülmemiş bir şey yapıyor ve müstakbel eşine, evlilik sözü olarak pırlantalı nişan yüzüğü takıyor. Yani, hepimizin bildiği ve tüm kadınların sevdiği pırlanta yüzük muhabbetinin temeli buradan geliyor : )


İstasyondan merkeze yürürken


Le Grand Place

Mary'nin heykelinden sonra, muhteşem çan kulesi gözümüze ilişiyor hemen;Belfort Çan Kulesi. 1240 yılında inşa edilen kule 83 metre yüksekliğinde ve hala aktif. In Bruges filminin çan kulesinde gecen, yeterince etkileyici olan final sahnesini  izlerken, burayı görmüş olmam daha bir derinden sarsılmamama neden oldu. Filmi izleyince, bana hak vereceğinize eminim.


Belfort (Çan Kulesi)

Meydanın hemen köşesinde “Historium” denilen bir bina çarpıyor gözümüze. İçeri giriyoruz. Binada film ve animasyonlarla 15 yüzyılda Brugge'daki hayatın nasıl olduğu anlatılıyor. Giriş ücretli. Historium'un internet sitesinden bakarak, binaya girip girmemeye karar verebilirsiniz. Sitenin adresi ise şöyle: http://www.historium.be/en#content-home


Historium

Kanala doğru ilerliyoruz artık. Christmas süslemeleri Brugge'un romantikliğine romantiklik katmış adeta… Taş köprüde, manzaranın verdiği etkiyle büyülenip kalıyoruz bir sure. Kanal turu yapan kimse olmadığını görünce, çevredeki turistlere soruyoruz. Hava kötü olduğu için o gün kanal turu yapılmadığını söylüyorlar. Mersinli anne-kız, donma eşiğine geldiğimiz için pek de üzülmüyoruz aslında bu habere : ) Burada birkaç fotoğraf çektikten sonra dönüş yoluna geçiyoruz.

Taş Köprü manzarası

Dönüş yolunda, ısınmak için Chirstmas Markt'ten bir gluhwein (sıcak şarap) alıp istasyona geliyoruz. Belçika gezisinin en güzel yanı kuşkusuz Brugge'du benim için. Çok muhteşem bir ruh haliyle trene bindim ve yolculuk boyunca aklımda hep Brugge vardı.

Yazımı In Bruges filminden bir replikle bitirirken; Hollanda, Almanya taraflarına gelme planınız varsa, planınıza mutlaka Brugge'u de eklemenizi öneriyorum.

''Burası peri masalı gibi bir yer sahiden. Gerçekten de öyle. Buranın Belçika’da olması büyük bir kayıp. Ama Belçika yerine eli yüzü düzgün başka bir ülkede olmuş olması durumunda, herkesin görmek için gelip şehri mahvedeceğini fark ediyor insan.''

#Makedonyadan yazılar alanında göster
Kapalı