Belize ülkesi coğrafi ve idari olarak 6 bölgeden oluşmaktadır. Bu bölgeler; Belize, Cayo, Corozal, Orange Walk, Stann Creek ve Toledo. Eski başkent Belize City, Belize bölgesinde; yeni başkent Belmopan ise Cayo bölgesinde yer alır.
Amerika’nın keşfi sonrasında Belize’ye ilk olarak İspanyollar yerleşir. Ardından bölge korsanlar tarafından çokça ziyaret edilir hale gelir. Uzunca bir süre korsanlara mesken olan bölge 1600’lü senelerin ortasında İngilizler tarafından fark edilir. İngilizler bakar ki bölge doğal kaynaklar olarak oldukça zengin, toprakları verimli, bu bölgeden Avrupa’ya doğal ürünleri götürmeye başlarlar. Bölgede çalıştırmak içinse gemilerle Afrika’dan kölelerini buraya getirirler. Çünkü İngilizler burada kereste ticareti yapmaya başlar ve köleye ihtiyaç duyarlar.
1860’ta ise bu bölge tamamen bir İngiliz sömürgesi haline gelir. 1973 senesine dek “İngiliz Hondurası” olarak anılan ülke 1964’te iç işlerinde bağımsızlık kazanır. 1980 senesinde ise Birleşmiş Milletler teşkilatının denetimi altında referandum yapıp kendi yönetim şeklini seçmeye hak kazanır. Referandum sonrası 21 Eylül 1981’te tam bağımsızlığını ilan eder.
Ülke 1919-1981 seneleri arasında İngiliz Hondurası Bayrağı’nı kullanmıştır. 21 Eylül 1981 senesi itibariyle kendi resmi bayrağını kabul eder. Bayrağın ortasında bir daire yer alır. Bu dairenin sol tarafındaki beyaz adam yerli halkı, sağ tarafındaki esmer adam Afrikalı köleleri temsil etmektedir. Belize bayrağı, insan figürü yer alan tek ülkedir. Bayrağın altında “SUM UMBRA FLOREO” yazmaktadır. “Gölgenin altında parlar” anlamını taşır. Bu aynı zamanda ülkenin ulusal sloganıdır. Bayrağın en alt ve en üstündeki kırmızı şeritler bağımsızlığı simgeler.
Ülke bağımsızlığını ilan etmiş olsa da ülkenin savunması İngiltere’ye verilir. Bu duruma komşu Guatemala karşı çıkarak Belize üzerinde hak iddia eder. Guatemala, Belize için bir tehdit oluşturduğu sürece Belize’nin savunması İngiltere’dedir. Guatemala tehdit olmaktan çıkınca 1984 senesinde İngiliz kuvvetleri Belize’den ayrılır.
Günümüzde ülkede nüfusun büyük çoğunluğunu Afrika asıllı kişiler oluşturur. Belize’nin batı ve kuzeyinde İspanyollar ile yerli halkın karışımı olan melezler yaşar. Güneyde ise Maya soyundan gelenler yoğunlaşmıştır.
Ülkenin resmi dili İngilizce olsa da, halkın büyük bir bölümü Creole denen İngilizce kökenli bir dil kullanır. Güneyde yerleşmiş olan Maya kökenlilerin kendi aralarında kullandıkları ayrı bir dil de vardır.
İngiliz Hondurası döneminde ülkeye başkentlik yapmış olan Belize City, Belize’nin en büyük kentidir. Merkez nüfusu yaklaşık 70.000 kişi olan kentin çevre kırsalları ile birlikte nüfusu 80.000’i bulmaktadır.
Belize Cumhuriyeti ufak bir ülke, yüzölçümü 22.965 km2, nüfusu ise 320 bin kişi civarında. Kuzeyinde Meksika, güneybatısında Guatemala, doğusunda ise Karayip Denizi yer alır. Belize fiziki yapı olarak 2 ana bölüme ayrılır. Kuzeyini ovalık alan, güneyini dağlık ve ormanlık alan oluşturur. Doğusunda yer alan Karayip Denizi’nin kıyıları ise mercan adacıkları ile kaplıdır.
Belize Nehri’nin Karayip Denizi’ne döküldüğü yerde kurulmuş olan yerleşim en büyük tahribatını 31 Ekim 1961 yılındaki Hatie kasırgasında yaşar. O zamanlar başkent olan kentin neredeyse tamamı tahrip olur ve ardından 1970 senesinde başkent daha içeride yer alan Belmopan’a taşınır. Belize City’nin tarihindeki diğer önemli kasırga ise 1931 senesinde meydana gelir.
Mayalar döneminde buraya Holzuz adı veriliyor. Kentteki ilk düzenli yerleşim yani kuruluşu ise 1638 senesine denk geliyor. İlk kurulduğunda buraya “Belize Town” adı verilir. Günümüzde ise burası ülkenin finans ve sanayi merkezi durumunda. Aynı zamanda ülkenin en büyük limanı konumunda.
Maya Harabelerine Doğru Bir Yolculuk
Artık bu “en”ler ülkesi ile tanışma zamanı… Havaalanı çıkışında bizi daha önce internetten ayarlamış olduğum rehberimiz Laselle karşıladı. Laselle 70 yaşlarında ama oldukça dinç bir beyefendi. Bize tüm Belize seyahatimiz boyunca eşlik edecek. Hem şoförlük hem de rehberlik yapacak.
Hiç vakit kaybetmeden doğruca ilk gün programımızda yer aldığı gibi Altun Ha’ya doğru yola çıkıyoruz. Hava oldukça sıcak. Ülkede tropikal iklim hâkim. Senelik sıcaklık ortalaması 12-33 derece arasında değişiyor. En sıcak aylar; Şubat ve Mart. Biz ziyaret ettiğimizde ise aylardan Ocak’tı.
Geziyi ilk olarak Aralık ayı gibi planlamıştım ama kasırga olabilme ihtimali ile hiç karşılaşmamak için seyahatimizi Ocak ayında planladık. Belize’deki en büyük doğal afetlerden biri özellikle Kasım ayında meydana gelen fırtına ve kasırgalar. Hatta başkentin değişmesine bile etki edebiliyor. Belize’nin başkenti 1961’e kadar Karayip kıyısında yer alan Belize City’miş ama kasırga sebepli hasarlar nedeniyle daha iç kısımdaki Belmopan’a taşınmış. Ama halen Belize, Belmopan ile kıyaslandığında çok daha gelişmiş bir kent.
Biraz ilerledikten sonra hızlıca yeşilliğin arttığına tanık oluyoruz. Bitki örtüsü kısa mesafede değişti. Daha geniş yapraklı ağaçların arasındayız.
Hatta bu sırada çok ilginç ağaç türleri de görüyoruz.
Bu ağaca Laselle’nin dediğine göre “Dragon Tree” yani ejderha ağacı diyorlar. Zaman içinde bir sarmaşık gibi tüm ağacı kaplayıp ağacın beslenmesini engelleyerek uzun dönemde ölümüne sebep oluyormuş.
Burada bitki örtüsü daha sıklaştı demiştim. Aslında ülkede daha güneye doru gidildikçe gür ormanlarla kaplı dağlık kesim başlıyor. Bu ormanların içinde de pumadan jaguara, timsahtan maymuna çok çeşitli hayvan yaşıyor. Biz bunları doğal ortamında olmasa da Belize’deki 4. günümüzde Belmopan’da kaldığımız otelin bahçesinde gördük : )
Köy yolları arasında ilerlerken Afro-Amerikan bir delikanlının plastik şişelerde bir şey sattığı dikkatimizi çekiyor. Denemeden olmaz hemen duruyoruz. Dört çeşit şarap üretip satıyor. Ama bu şaraplar üzümden yapılmıyor. Her biri farklı bir çiçek ve meyveden yapılıyor. Benim favorim Cashew Nut’tan yapılandı.
Burada tadım yapıp 2 şişe alarak bu gençle vedalaşıyoruz.
Bu arada bize veda eden biri daha oldu : )
Çok geçmeden bir restoranda durduk. Restoran derken beklentiniz büyük olmasın. Dört tarafı kapalı, plastik masa ve sandalyeleri olan bir yer. Ama buranın asıl özelliği; Cibnat adı verilen bir yemeği oldukça lezzetli yapmaları.
Bu yemek, Belize’nin en popüler yemeği. Vejetaryen bir fare cinsi hayvandan yapılıyor.
Laselle’in anlattığına göre zamanında İngiltere kraliçesi Belize’yi ziyaret ettiğinde kendisine bu yemekten ikram etmişler ve kraliçe bu yemeğe bayılmış. Bir diğer popüler yemekleri ise “cow foot soup” dedikleri inek ayağı çorbası idi, aynı paça : )
Karnımız da doydu, sırada Altun Ha var.
Altun Ha, Belize’de en iyi korunmuş olan Maya harabeleridir. Toplam 8 kilometrekarelik bir alan kaplayan Altun Ha, 1961’de fark edilmiş ve 1964 senesinde yapılan kazı çalışmalarına başlanmış. Buradaki kazı çalışmaları 1970’li yıllara kadar devam etmiş.
Eski bir Maya kenti olan Altun Ha’da 13 tapınak, 2 meydan ve çok sayıda ev yer alıyor. Burası Mayaların klasik dönemine denk geliyor.
Belize City’nin 31 km kuzeyinde yer alan Altun Ha’nın kazıları sırasında burada bol miktarda yeşim taşı ve obsidyen bulunmuş. Bu nedenle araştırmacılar, zamanında Altun Ha’nın önemli bir ticaret merkezi olduğunu söylüyorlar.
Bölgede hala yapılması gereken kazı çalışmaları da var.
Buradaki ziyaretimiz sonrası Belize City’ye doğru yola çıkıyoruz…
Eski Başkent Belize City
Biz kente girdiğimiz gibi ilk olarak St. John Katedrali’ne gidiyoruz. İngilizler tarafından Afrika’dan buraya getirilen kölelere yaptırılan bu yapı Belize’nin görülmesi gereken önemli yerlerinden. 1812 senesinde yapımına başlanan bu kilisenin tamamlanması ve ibadete açılması 1820 senesini bulmuş. Tamamen kırmızı tuğlalar kullanılmış.
Halkın büyük kısmı Katolik. Ancak Protestan ve Anglikanlar da azımsanmayacak büyüklükte. Kentte çok az sayıda da olsa Müslüman da var.
Kent genelinde hep iki katlı koloniyal dönemden kalma evler dikkat çekiyor. Hiç yüksek bina yok. Meydana bakan Adalet Sarayı 1818’de inşa edilmiş.
Baron Bliss, Belize City için bir halk kahramanı. Çünkü zamanında bu soylu adam Belize City’nin gelişmesi için kente para bağışlamış. Halk da bu kişinin anısını yaşatmak için bir deniz feneri yapıp Baron Bliss’in adını fenere vermişler. Aynı zamanda Baron Bliss’in mezarı da yine Belize City’de ve ziyaret edilebiliyor.
Kent tarihini biraz daha detaylı tanımak isterseniz, içerisinde Maya uygarlığına ait eserlerin yer aldığı Belize Müzesi’ni ziyaret edebilirsiniz. Belize, Maya dönemine ait pek çok tarihi zenginlik barındırır. Bunlardan en önemli şehirler ise Altun Ha ve Xunantunich’tir.
Diğer görülebilecek yerler arasında modern sanat ürünlerinin sergilendiği Image Factory, Ulusal El Sanatları Müzesi, kent kütüphanesi, Sahne Sanatları Enstitüsü ve Denizcilik Müzesi sayılabilir.
Bence bu kentteki en önemli yapı Swing Köprüsü. Bu köprü insan gücü ile açılıp kapanan dünyadaki tek köprü olma özelliğine sahip.
Kent merkezine en yakın kumsal Cucumber Beach. Yerel halkın da yoğunlukla gittiği kumsal burası. Bunun yanı sıra yine kente yakın konumdaki Grans çiftliğini ziyaret edebilirsiniz. Bu çiftlik doğal tarım yapılan bir bölge.
Kent, öyle saatlerce gezilecek kadar büyük değil. Oldukça ufak. Taze meyve ve sebzelerin satıldığı pazarda dolaşmak ilginç olabilir. Yanınızda Belize Doları taşımanızı tavsiye ederim. Bazı yerlerde dolar geçse de pazardan alışveriş yapacaksanız mutlaka yanınızda Belize Doları taşımalısınız.