Bergama'nın Tarihi

Antikçağ’da en büyük kitaplık Mısır, İskenderiye’de bulunuyordu, ta ki Bergama tarih sahnesine girinceye dek… Sanat ve bilim alanında yaptığı atılımlarla dikkatleri üzerine çeken Bergama, büyük bir kitaplığa da sahip olmak istiyordu. O zaman kitaplar, Mısır’dan satın alınan papirüslere yazılırdı. Bu durum, Bergamalılara pratikte taşınması ve okunması çok daha kolay olan, sayfalar ve ciltler halinde kitaba dönüştürebilen Bergama kâğıdını (parşömen) icat etme fırsatını tanımış oldu. Buzağı ya da kuzu derisinden yapılan bu kâğıdı, açılan yarışmayı kazanan iki Anadolu mucidi armağan etmişti insanlığa: Krates ve İrodikos.

Fotoğraf

Helenistik çağda görkemli bir uygarlığa imza atan Bergamalılar, saldırıya uğramadıkça pek savaşa girmediler. En ünlü zaferlerini, bozguncu Galatlara karşı kazandılar. Bunu Zeus sunağındaki görkemli kabartmalarla ölümsüzleştirdiler.

Bergama kralları kültür ve sanatın koruyucusu olup sanatçıları korudular. Bergama heykel okulu sanatçıları, paha biçilmez eserler yarattılar bu ortam içinde. Son yıllara damgasını vuran Türkiye’nin en etkin sivil toplum hareketlerinden birini yaratan Bergama köylülerinin, siyanürle altın arayıcılarına karşı verdikleri ısrarlı mücadele, bu tarihsel geleneğin bir uzantısı belki de…


Fotoğraf

Bergama’nın içinden geçen yol, antik kentin yer aldığı akropole çıkmadan önce iki büyük kulesi ile gelenleri selamlayan Kızıl Avlu’nun önünde duraklar. Dev boyutlu mimarisi ve kızıl renkli tuğlaları ile Bergama tarihine ait ilk ipuçlarını veren bu yapı, Roma dönemi anıtlarından olup Mısır tanrılarından Serapis’e adanmıştır.

Zamanında üç katlı olarak yapılan tapınak, sütunlu galerilerle çevrilmiş iki avluya sahiptir. Bu avluların arasında sıcak ve soğuk sularla beslenen havuz, dinsel yıkanma amacıyla kullanılıyordu. II. yüzyıla ait olduğu sanılan tapınağın orta avlusuna sonraları bir de kilise inşa edilmişti.


Fotoğraf

Bergama Kütüphanesi

Kente tepeden bakan akropolün girişinde I. Attalos ve II. Eumenes’e adanan kült yapı heroon yer almaktadır. Biraz ilerde sadece temelleri görülebilen M.Ö. III. yüzyıldan kalma ve kentin en eski tapınağı olan Athena kutsal alanının etrafı 32 sütunla çevriliydi. II. Eumenes tarafından buraya eklenen iki katlı stoaların arkasında, yine aynı kralın yaptırttığı büyük Bergama kitaplığı vardı.

Kral Attalosların ve özellikle II. Eumenes’in tutkusuyla buraya toplanan 200 bin cilt kitap, Romalı Marcus Antonius tarafından Kleopatra’ya armağan edilince kitaplar M.Ö. 41’de İskenderiye’deki kitaplığa taşındı. Athena tapınağı ile kitaplığı çevreleyen stoaların doğu yönünde I. ve II. Attalos ile II. Eumenes’in saray kalıntıları görülmektedir.


Fotoğraf

Tiyatro

Akropolün batı yamacına konumlanan Helenistik tiyatro, 78 sıralı oturma yerinde 10 bin seyirci kapasitesine sahipti. Tiyatro terasının kuzey bölümünde, ötekilere göre daha iyi korunmuş Dionysos tapınağı, İon düzeninde ve 25 basamaklı bir podyum üzerinde yükseliyordu. II. yüzyılda yapılıp, III. yüzyılda yenilenen tapınak daha sonra bir yangından zarar görünce İmparator Caracalla döneminde onarıldı.

Fotoğraf

Zeus Sunağı

Bergama uygarlığından günümüze ulaşan, Helenistik çağın en görkemli yapıtı Zeus Sunağı, Athena tapınağının güneyindeki teras üzerinde idi. Yerinde sadece 36,6 x 34,1 metre boyutlarında temeli duruyor. Bunun üzerinde yüksekliği 6 metreyi aşan bir platform vardı. Batı tarafında basamaklar bu platformun üç tarafı kabartmalarla donatılmıştı. Bu kabartmalarda Bergama krallarının Galatlara karşı kazandıkları zafer, tanrılarla devlerin savaşını gösteren sahnelerde sembolleştirilmişti.

Alman arkeologlar tarafından ortaya çıkarılan Zeus sunağı, Berlin’e götürüldü ve yine orada Bergama Müzesi (Pergamon Museum)’nde sergilenmeye başlandı.