Norveç’e gelince, muhteşem doğasını ve bu doğanın en karakteristik özelliğini oluşturan fiyortları tanımak için Bergen’de kalıp, ülke coğrafyasına bu noktadan başlamak en doğrusu. Bergen‘in güneyindeki Stavanger ile kuzeyindeki Alesund ve Trondheim şehirleri ise, geniş zamana sahip olanlar için gidilebilecek başka noktalar.
Fiyortların başkenti olarak kabul edilen Bergen ‘i tanımaya ise, Bryggen’den başlamak gerekir.
Orta Çağ Havasını Yaşatan Liman Kenti: Bryggen
Bryggen adı verilen, Unesco Dünya Mirası Koruma Listesi’ne alınmış tarihi liman, Bryggen Körfezi'nin doğu yakasında yer alıyor. Şehrin, büyük yolcu gemileri ve cruise gemilerinin yanaştığı, ayrı bir limanı daha var.
Bryggen boyunca, koyu canlı renkleri ile devrilmemek için birbirine dayanmış gibi görünen, 3 katlı, üçgen çatılı, dünya tatlısı, dizi dizi evler sıralanmış. Bu evler, Hanseatic yapılar olarak adlandırılıyor. "Hanseatic" sözcüğü, kuzey ülkelerinin Alman sömürgeciler tarafından ticari Hansa Birliği kurdukları dönemden kalma.
1070 yılında kurulan, Norveç aristokrasisinin sahip olduğu Bryggen, başlangıçta balık ticareti üzerinde tekelleşmiş bir liman. Karakteristiği, rıhtım boyunca paralel uzanan dar sokaklarda, ortak bir avlu etrafında dönen, çatıları, yan duvarları ve cephesi üçgen, üç katlı ahşap evler grubu.
14. yüzyıla kadar uzanan toplumsal örgütlenmenin izlerini taşıyan bu bölge, yüzyıllar boyunca yıkıcı bazı hasarlara uğramışsa da, her zaman orijinal planına uygun olarak yeniden inşa edilmesi ile aslına uygun ortaçağ görünümünü korumuş.
Öte dünyadan gelip, bu limana sıkışmış, yabancısı oldukları dünyamızda, korkarak birbirlerine sokulmuş 20 orman cini gibi görünen Hanseatic yapıların olduğu bu limana sahip ülkeden, İbsen’in Peer Gynt'ü gibi bir hikayenin çıkmasına da şaşmamak gerekiyor bu durumda. Büyülü ormanları olan bir köyde yaşayan ve denizlere açılıp farklı diyarları, sıcak ülkeleri dolaşan, yaramaz ve uçarı, Bergen doğumlu ünlü kompozitör Edward Grieg’in müziği ölümsüzleşmiş, Peer Gynt.
Yüksek sezonda yapıların önü masalarla dolarak keyif ve yemek yeme alanına dönüşüyor.
Hanseatiske Museum
Yapıların sonuncusunda yer alan Hanseatiske Museum'da, erken 18.yy. hayatında ev ve iş yaşamı hakkında bilgi sahibi olunabiliyor. Limanın bitiş noktasında, civardaki çeşitli adalara ulaşımı sağlayan feribotların kalktığı iskele var. Yöresel fiyortlar, en büyük ve görülesi fiyortlardan Sognefjord turları ve karşı adalara giden feribotlar bulunuyor.
Balık Pazarı
Terminalin arkası "Fish Market", balık pazarı. Enteresan olan, bir iki balık satıcısının tezgahının olması değil, sattıkları ürünler. Envai çeşit yenilebilir deniz canlısı, hatırı sayılır şekilde büyümüş olarak mevcut. Kuzey ülkelerinin, deniz ürünleri ve balıkçılık yaşamı hakkında fikir veriyor ki, paketler halinde satılan balina eti, güney coğrafyalarda ve iç denizlerde yaşayan gezginler için özellikle ilgi çekici.
Vagen Körfezi’nin batı tarafı, Strandkaren Caddesi, Bergen Körfezi ve adaları tanıtan gezi teknelerinin kalktığı bölge. Cadde üzerinde kurutulmuş ringa balığı yapan dükkanlar ilgi çekiyor. Bergen, tarihte de kurutulmuş ve tütsülenmiş balık ticaretinin merkezi. Bu balıkların hala Norveç ekonomisinde ve halk yaşamında önemli yeri var.
Artık tam karşıda kalan, Bryggen’in üçgen çatılı, rengarenk evleri ve geride fon oluşturan yeşil tepelere sıralanmış daha açık renkli konutlar, fotoğrafçılar için güzel kareler sunuyor.
Nykirken Kilisesi’nin önünde yer alan Nykirkekaren ve Munkebryggen iskelelerinde demirlemiş gemilerin üzerindeki, ‘Whale Safari (Balina Safarisi) ilanları, uygun sezonda meraklıları için son derece farklı bir deneyim vaat ediyor.
Bergen Akvaryumu
Liman girişinin ucundaki burunda Akvariet, Bergen Akvaryumu var. Küçük bir yer olmasına rağmen çocuklar için, penguenler ve doldurulmuş vahşi hayvanlar bölümü oldukça eğlenceli.
Balina safarisi gemilerinin demirlediği iskeleden (Munkebryggen) küçücük bir tekne karşı kıyıya, Bryggen’e, dolmuş seferi yaparak yolcu taşıyor. Böylece Bryggen Körfezi'ni bir de denizden enine geçme zevki yaşanmış oluyor ve Bryggen’e, körfezin karşı kıyısından da kolayca ulaşma imkanı veriyor.
Bryggen’den körfezin ağzına doğru uzanınca, kare kütlesel yapısının üstünde minicik soğan tipinde yeşil kubbeciği ile Hakonshallen'i fark etmemek imkansız. Burası, Norveç Kralı, H?kon H?konsson'un oğlunun düğünü için, 1247-1261 yıllarında yapılmış bir yapı. Ne bir saray, ne de bir kale büyüklüğünde olan bu yapı, 13. yüzyılda, krallığın en önemli kraliyet binası olduğu gibi, en büyük yapısıymış da. Özgün bir karaktere sahip olsa da, yapının basitliği, Vikingler ve sonrasındaki halkların, yaşadıkları coğrafyanın ağır koşullarından dolayı, Avrupa halklarına göre, daha az zenginleşmiş olduklarının göstergesi.
Kuzey dillerinde "iyi evlat" anlamına gelen "Hakon’un Salonu" yapının gezmeye değer tek odası. Türkçedeki Hakan adı da aynı kökenden geliyor olmalı.
Fish Market’in bulunduğu meydandan Vetrlidsallm Sokağı’nın yukarısına doğru yönlenince, Floibanen fünikülerine binerek, Floyen Tepesi’ne çıkılabiliyor. Burada 360 derecelik müthiş bir manzara karşılıyor gelenleri. Bergen şehir bölgesi, karşıda adalar, Norveç Denizi, Bergen’in çift girintili limanı, içlere doğru döndükçe küçük göl ve daha arkalara girmiş deniz, panoramik olarak kendini sunuyor.
Kendi Halinde Bir Şehir Olan Bergen'i Keşfetmek İçin Sayısız Nedeniniz Var
Bergen, güzel bir küçük şehir. İlk görüşte nedenini anlamaya fırsat kalmadan hoşunuza giden şehirlerden. Deniz ile içi içe olması bir sebep olabilir, ortaçağ öncesinde başkent iken sonradan arka planda kalmış olması, acıma ve haksızlık hissi yarattığı için sempati duyulabilir, çok rahat ulaşılabildiği için sanki efendisi imiş gibi göründüğü Sognefjord ile Hardengerfjord'un görkemi, Bergen'e bir üstünlük sağlıyor olabilir, sevmek için Bryggen bile başlı başına bir öğe olabilir. Ya da bu sebep, sadece Bergen ‘in "yoluna gidiyor olması"dır.
Tepeden, şehre bakınca anlaşılıyor ki, kendi düzeni, kendi kurgusu, kendi kuralları var Bergen’in. Bilinen büyük şehirlerden de, karasal Orta Avrupa şehirlerinden de farklı. Bergen hiçbirini umursamıyor, hiçbiri ile yarışmıyor ve hiçbirine özenmiyor. Kendi bildiği şekilde, kendi yoluna gidiyor.
Dönüşte, fünikülerden inmeyip, Bryggen’ in üst yamacına paralel sıralanmış dar sokaklarda dolaşa dolaşa inmek sureti ile Bergenlilerin yaşam alanları keşfedilebiliyor. Çoğu ahşap, tekdüze, iddiasız, abartısız, gösteriş veya rant uğruna düzene aykırı düşmemiş evler.
Fish Market’in bulunduğu meydana inip bu kez de tam karşı tarafa yönlenince, Radhus’a (Belediye Binası) kadar olan bölgedeki küçük sokaklar, dükkanlar ile dolu ama asıl, Torget Caddesi’nin devamındaki, Torgglimenningen yaya caddesi, ana alışveriş aksı. Bu caddeye dik açılan sokaklar, çeşit çeşit mağazalar, çok şık butikler, restoranlar ve kafeler bulunan, hareketli ve canlı bir bölge. Bu güzel kenti unutmamak için hediyelik ya da hatıra almak isteyenlerin, burada, rahatlıkla gönüllerine kalıcı bir iz bulabilmeleri mümkün.
Norveç’in başkenti Oslo’dan, Norveç Fiyortları'nın başkenti Bergen’e neredeyse saat başı uçak seferleri var. Tren ile, tüm ülkeyi enine geçerek yaklaşık altı saatlik bir gezi ile de ulaşılabiliyor. Ulaşım detaylarını unutmamak da fayda var çünkü Bergen tekrar gelme isteği yaratan şehirlerden ki belki de balina safari yapmak bile Bergen için başlı başına bir neden.