Bhutan'ın Hindistan'a Açılan Kapısı, Phuentsholing

Phuentsholing’e Jaigon üzerinden geçeceğiz. Jaigon’daki pasaport kontrol noktasında tüm evrak işlerimizi hallettikten sonra, aracımıza biniyoruz. Sınıra son 200 metre kaldı. Hindistan tarafındaki Jaigon kasabasındayız. İnanılmaz bir trafik keşmekeşi var burada. Kalabalık, korna sesleri, yerlerde yatanlar, sokakta tuvaletini yapanlar, ellerinde koliler sokaklarda gezenler ilk göze çarpanlar.

Biz bu trafiği aşarak sınır kapısına geldik. Kapı zafer takını andırıyor. Kapıda duran Bhutan geleneksel kıyafetleri içindeki görevli evraklara bakıp, sadece birimizin pasaportunu görüp, hepimizi geçirdi. Ama herhangi bir mühür vurulmadı. Pasaporta giriş mührünü vuran ofis mesai saatleri dolduğu için kapanmış. Bu nedenle giriş işlemlerini yaptırmak üzere ertesi sabah tekrar bu ofise geleceğiz.

Hayatımda gördüğüm en orjinal sınır kapısıydı. Sınır kapısından tam geçerken yağmur yağdığını zannettik ama kuş gribine karşı, giren tüm arabaları dezenfekte ediyorlarmış.

Kapının bir tarafı Hindistan’ın Jaigon kasabası, diğer tarafı Bhutan’ın Phuentsholing kenti. Phuentsholing tarafı, Jaigon’a göre oldukça sakin ve temiz. 5 dakika önce arabalar çarpmasın diye kaldırımda bile kendinizi sakınırken, 5 dakika sonra yaya geçidinde arabalar size yol veriyor. Jaigon tarafında renkli sarileri içerisinde kadınlar dolaşırken, Phuentsholing tarafında kadınlar kısa ceket ve ayak bileğine kadar uzanan kareli ya da çizgili desenli “kira” adı verilen kıyafetlerini giyiyorlar.

Birbiri ile tam uç noktalarda yer alan iki yerleşim birimini birbirinden ayıran tek şey ise sınır çizgisi. Ve bu sınırı ayıran demir parmaklıklar.

Bhutan, beklentilerimizin çok ötesinde.

Sınırı geçtikten sonra Phuentsholling’deki Druk Hotel’e yerleştik. Bu otel de aynı Bhutan gibi beklentilerimizin çok çok üzerindeydi. Hemen valizlerimizi bırakmak üzere odalara gittik. Odalar çok geniş ve tertemiz...Banyoda diş macunu, diş fırçası, fön bir yana, jakuzi bile var ki, bu hiç mi hiç beklemediğimiz bir şeydi. Otelimiz, hem odaları, hem yemekleri, hem de servisi anlamında çok çok iyiydi. Avrupa’daki birçok 5 yıldızlı oteli aratmayacak nitelikteydi.

Valizleri bırakıp tekrar lobiye geçtik. Bize Hindistan’da eşlik eden rehberimiz Phinzu ve şoförümüz Hiran, bize tatilimizin devamının çok güzel geçmesini temenni ederek, boynumuza Tibet Budizm’indeki 8 sembolü içeren KHAT adı verilen eşarplardan taktılar. Bu güzel jestlerinin arkasından bizi Phuentsholing’deki rehberimiz Nahan’a teslim ettiler.

Nahan, çok kibar ve çekingen bir gençti. Konuşurken bile o kadar yumuşak bir ses tonu ile konuşuyordu ki, duymak için bir hayli çaba sarfetmemiz gerekiyordu. Nahan, bize sadece Phuentsholing kasabasında eşlik edecek.

İlk akşam ufak bir şehir turu yapmak üzere vakit kaybetmeden dışarıya çıkıyoruz. En çok dikkatimi çeken dışarıda neredeyse hiç evsiz insan olmayışıydı. Uzun süredir Hindistan’da görmeye alışkın olduğumuz tablodan eser yoktu. Sınır kapısına doğru yürüdüğümüzde gece geç saatlerde bile bu sınır kapısının hareketli olduğunu gördük.

NURHAN YILMAZ

Yazar Hakkında

NURHAN YILMAZ

1951 İstanbul doğumluyum. Yıl içinde dönüşümlü olarak Sinop, Bodrum ve İstanbul’da yaşamaktayım.Küçük yaşlarda babamın mesleği gereği, Türkiye’nin pek çok farklı şehirlerinde yaşadım.