Bin Yıldızlı Tatilin Doğru Adresi: Katrancı Koyu

Tatilin en lüksü, en eğlencelisi ve tabii ki en rahatını seçeriz. Saatlerce otellere, konumlarına bakar, yetinmeyerek odalarının içini dışını, inciğini boncuğunu araştırırken, bir anda tatilin ortasında buluruz. Tatil başladığı an, sanki saatlerde hızlı döner ve o koskoca günler göz açıp kapayıncaya kadar biter, gider... Tekrar yeni bir tatilin hayalini kurmaya başlarız. Bizim çıktığımız yolculuk biraz farklı öyle beş, altı yıldızla sınırlanmayan daha doğrusu bin yıldızı olan bir tatil!

Kilometrelerce süren bir yolculuk yapıyor ve sonunda bizi bekleyen bin yıldızlı tatilin tam ortasına düşüyoruz. Bir masal varmış sanki biz de onun içindeymişiz gibi... Kimlerle mi? Tabii ki 17 minik gezginle! Tatil yerimiz, Katrancı Koyu. Hemen çadırlarımızı kurduk. Minik gezginler ilk defa ailelerinden uzakta hem uzun hem de çadırda kalmanın heyecanını yaşadılar. Çadırları kurunca nefis sulara kendimizi attık. Bir saatlik serinlemenin ardından çevreyi keşfe çıktık.

İki kamp alanının arasındaki bağlantıyı sağlayan patikadan diğer tarafa geçtik. Cırcır böceklerinin sesi, kuşların cıvıltısı, çamların serinliğinden bir anda kampın  kalabalık tarafındaydık. Bizimkilerin ilk isteği tabii ki serinlemek!

Kaldığımız diğer günler de sık sık ziyaret edeceğimiz marketimizde ilk alışverişimizi yaptık. Sırayla dondurmalarımızı alıp, denize karşı oturup bir güzel serinledik. Serinleyince, macera kampımıza geri döndük. İlk günümüzü tamamlayıp, uyku tulumlarında birbirimize hayallerimizi anlatarak uyuduk. İlk günün bitimiyle devam eden günlerde su gibi akıp, birer birer yitip gitti. Sabah başlayan, temizlik düzen çalışmaları; iki vakte sığdırılan deniz keyfi, içine sıkıştırdığımız oyunlar, su savaşları; yemek, eğlence, kısa süreli yürüyüşlerle dolu dolu bir hafta yaşadık. El beceri çalışmalarıyla birbirimize öğrendiklerimizi öğretip, yeni arkadaşlıkların da temellerini attık.

Deniz faaliyetlerinde kızgın güneşe karşı birbirimizi kremleme keyfiyle savaştık. Deniz sığ tam bize göre ama tuzlu! Biraz gözlerimiz yandı. Kum, ışıl ışıl deniz, doğanın kucağında keyfimiz pek bir yerindeydi. Bir günümüzü de tekne turuna ayırdık. Teknemiz Fethiye Limanı'nda bekliyordu. Aracımızla Fethiye Limanı'na gelip, bizi bekleyen teknemize bindik; sırasıyla çevredeki koyları ziyaret ettik. Üç koyda verilen yüzme molası tam bize göre. Sahile kadar yanaşan tekneden atlamak serin sularla boğuşmak oldukça eğlenceliydi. Sırasıyla Zeytin Adası (en çok burayı sevdik), Kızılada, Akvaryum Koyu, Tersane Adası, Samanlık Koyu gezilip ara sıra verilen yüzme molasıyla bir günü bitirdik.

Bazı sabahlar inik yataktan kalmanın telaşı; küçük çadırın içinde birbirimize aktardığımız sevgi ve güven; ne olursa olsun ben de yaparım, varım mesajı. Yitip giden güzel bir haftanın sonunda ailelerimize doğru uzun yolculuğumuzda başladı. Geriye yıllarca anlatacağımız, tekrar tekrar yaşamak isteyeceğimiz anılarımızla yuvamıza döndük.

Düşünün bir kere kaçınız çocuğunuza bu fırsatı verebilir? Özgüven sağlayabilir. İçimizde hep, “ yapamaz!” telaşı, “ben olmazsam başına bir şey gelir” korkusu sürer gider. Bizimkiler aldı izni, bir hafta macera kampını yaşadılar, tekrarını da heyecanla bekliyor.

Katrancı Kamping Alanı  Katrancı Koyu, Fethiye'ye 16 km mesafede doğal sit alanı. Karayolundan sapınca kıvrıla kıvrıla 1 km yolda ilerleyerek koya ulaşıyorsunuz. Katrancı Koyu; orman içi dinlenme alanı olup, iki bölümden oluşuyor. Bir taraf daha modern hizmetlerin sunulduğu, tatilcilerin daha çok tercih ettiği kamping alanı. Diğer taraf sit alanı çamların gölgesinde serin alanda daha doğanın kucağında macera niteliğinde yaşanacak kamp alanı. Bizim gezginlerin yeri de burası... Her iki alanda işletme wc, duş, hizmeti veriyor. Yoğunluk koya giriş tarafında! Burada ihtiyacımız olan her şey var! Karavan, kabin, market, kafe; konaklamak için kiralık çadırlar ya da çadırınız için boş alanlar; senelik, aylık devre mülk niteliğinde çadır veya çardaklar yer alıyor. Kamp alanından her yarım saatte bir Fethiye'ye de servis kalkıyor.

Burada konaklayanlar genelde yemeklerini kendileri yapıyor. Bu nedenle gerekli olan ihtiyaçlarımızı marketten karşılayabiliyoruz. Ayrıca işletme, kiralık buzdolabı da veriyor. Uzun ve ekonomik tatil düşünenlerin doğru adresi!

Koyda sezon Haziran'da başlayıp, Ekim'de sona eriyor.

serap selçuk

Yazar Hakkında

serap selçuk

Yazar Gezgin ve blogger 1968 yılında Niğde'de doğdu 1987-1991Ankara Üniversitesi Fizik Mühendisliği eğitimi gördü.