Cebu Adası'nda Simala ve Renkli Mumlar

Yağışlı sezonda Filipinler’e gitmenin artısı fiyatların çok çok düşük olması, eksisi ise planlamadığınız pek çok feribot ya da uçak seferinin iptal olması.

Sabah erkenden 07.00 civarı Oslob’a gitmek için yola çıktık. Çünkü Oslob’da balina köpekbalıkları ile dalış yapabileceğiz. Yol, 150 kilometre kadar ama yollar çok dar olduğundan 3 saat sürüyor. Biz bir taksi ile bizi götürüp getirmesi için yaklaşık 50 Euro’ya anlaştık. Arabada uyuya uyuya vardık Oslob’a.

Ama o kadar yoldan sonra görevlinin “Hava bozdu, deniz dalgalı ve bulanık. Bugün riskli olur” demesiyle adeta yıkılıyoruz. Nasıl ama biz bu kadar yolu bunun için geldik. Biraz oturup hava düzelir mi diye beklerken görevli boşuna beklemeyin, bugün yapamazsınız diyor.

Ne yapalım başka sefereymiş diyoruz ve şoförümüz Mel ile birlikte tekrar Cebu merkezine doğru gidiyoruz. Ancak bu kez dönüş yolumuzda meşhur Simala’yı göreceğiz.

Burası Sibonga bölgesinde yer alan bir manastır kompleksi. En önemli bölümü ise türbe kısmı.

Simala, sadece kutsal günlerde değil her gün kalabalık olan bir manastır. Bu manastırın içerisinde Hz. Meryem’in farklı formlarda çok sayıda heykeli de bulunuyor.

Kilisenin iç dekorunda ahşabın ağırlığı dikkati çekiyor.

Buraya gelen ziyaretçiler daha çok dilek dilemeye, dualarının kabul edilmesi için mum dikmeye geliyorlar.

Tüm kiliselerde mum dikme alışkanlığı var. Ancak dikilen mumlar beyaz ya da çok açık renktir. Burada ise mumlar rengârenk.

Her rengin ifade ettiği bir şey var. Mesela sağlık ile ilgili bir şey istiyorsanız altın rengi, başarı istiyorsanız yeşil, kariyer istiyorsanız mavi, aşk istiyorsanız kırmızı, barış istiyorsanız sarı, ruhsal ve fiziksel mutluluk istiyorsanız pembe, seyahat istiyorsanız mor renkte mum dikiyorsunuz. Bu liste böyle uzayıp gidiyor.

Mumlara şöyle genel bir baktığımda en fazla kırmızı ve pembe mum olduğu dikkatimi çekiyor. Demek ki dünyanın hiçbir yerinde bu değişmiyor. Her zaman mutluluk ve aşk en başta isteniyor.

Ben buradaki renkli mum dikme geleneğine daha önce Orta Amerika’da özellikle de Guetamala’da çok denk gelmiştim. Koloniyal dönemde Hristiyanlığı yaymak için bazen yerel halkların kendi köklü inanışlarının da yaşatılmasına, bunların bir nevi yorumlanmasına müsemma göstermişler diye düşünüyorum.

Buradaki bir diğer ilginçlik ise mesaj kutularıydı. Bayağı elinize kâğıt kalemi alıp mesajınızı isteklerinizi yazıp Mama Mary’nin posta kutusuna atıyorsunuz. Artık ne zaman açar, okur, cevap verir bilinmez.

Bir de çocuk yapmak isteyen genç çiftler var. Bunlar da dileklerini daha net anlatabilmek için Mama Mary’ye ellerindeki oyuncak bebek ile geliyorlar.

Bu gelenek de yine Orta Amerika ve Venezuela tarafında yaygın.

Evet, buradaki ziyaretimiz sonrası doğruca iskeleye gidiyoruz. Bugün Cebu’dan ikinci kez Bohol Adası’na gitmeye çalışacağız. Hava koşulları nedeniyle 18.35 feribotu iptal, ama 16.30 feribotu business class’a yer var (ekonomi ile business arasında 4 Euro fark var). Ama saat 16.20. Bileti aldığımız gibi Mel’in de yardımı ile valizlerimizi iskeleye taşıyor ve sıraya geçiyoruz. Mel ile vedalaştıktan 2 dakika sonra hava resmen patlıyor ve bir anons; 16.30 feribotu da iptal…

Haydi Bohol’a ikinci kez gitme girişimimiz de başarısızlıkla sonuçlandı. Bu kez de iade bilet kuyruğuna geçiyoruz. Yaklaşık 1 saat kadar bekledikten sonra sıra bize geliyor ve paramızı geri alıyoruz.

Yeniden Cebu’ya hoşgeldiniz : )

Hemen bir taksiye binip bir gece önce konakladığımız otele gidiyoruz. Neyse ki yer var ve bize alıştılar. Her gün check-out edip, akşamüstü saatlerde “Biz yine gidemedik, yeriniz var mı?” diye geri dönüyoruz.

Madem bir gün daha Cebu’dayız, demek ki balina köpekbalığı ile dalmak için bir şansımız daha var. Ertesi gün bakalım dalabilecek miyiz?

TUĞÇE YILMAZ

Yazar Hakkında

TUĞÇE YILMAZ

 Yaklaşık 15 sene Medya satın alma ve Planlama sektöründe çok uluslu şirketler ile çalıştıktan sonra kendi tutkusu olan gezi ve seyahate yönelerek Gezimanya.com’u kurmuştur.1997 - 1999 İstanbul Üni