Slovenya gezimden sonra yönümü daha doğuya komşu Hırvatistan’a çeviriyorum ama aklımda Slovenya kalmadı değil. Bu güzel ülkeyi tekrar ziyaret edeceğim yerler listesine ekliyorum. Gerçekten doğasından çok etkilendiğim bir ülke oldu. Slovenya’dan bindiğim otobüsümde kafamda deli düşünceler ile yola çıkıyorum. Yeni bir ülke beni bekliyor. Heyecanım sonsuz.
Ljubljana- Zagreb Ulaşım: Slovenya’nın başkenti ile Zagreb arası çok yakın. Yaklaşık 140 kilometre. Daha önce Flix Bus firmasından aldığım otobüs biletimin fiyatı 9 Euro. Çok tercih ettiğim bir firma Avrupa içi seyahatler için. Güvenli ve otobüsler rahat. İçinde küçük satış yapılan büfesinden WC’ye kadar her şey var. İnternetten aldığınız biletiniz için telefonunuza ya da mailinize barkot geliyor ve siz onun fotoğrafını çekerek kaydediyorsunuz. Otobüse binerken şoförün elindeki cihaza okutuluyor. Sorun yok kolay ve pratik. Unutmadan söylemeliyim otobüslerde boş bulduğunuz yere oturuyorsunuz. Numara yok. Telefon veya bilgisayarınız için şarj fişleri mevcut. Şehir içlerinden geçerken çalışan wifi var. İdare eder. Yolculuğum sınır kapısı geçişi ile iki saat sürüyor. Yol boyunca yemyeşil doğayı seyretmek bana keyif veriyor. Sınır kapısında pasaport kontrolü yaklaşık 15 dakika sürüyor. Yavaş yavaş hava kararırken Zagreb’e varıyorum. İlk iş şehir merkezinde ayarladığım hosteli bulmak.
Zagreb’de Konaklama: Zagreb için birçok konaklama alternatifi var. İster otel ister daire isterseniz benim gibi hostel tercih edebilirsiniz. Tercihinize göre fiyatlar değişiyor. Benim kaldığım hostelin adı Chillout Hostel. İki gece 4 kişilik odada 1 kişilik yatağa ödediğim ücret 34 Dolar. Hostel çok merkezi konumda hatta diyebilirim şehrin tam kalbinde. Her yer yürüme mesafesinde. Temiz ve tam manasıyla üniversite öğrenci hosteli. Size verilen otel kartı gibi manyetik kartlarla giriş yapıyorsunuz. Ranzaların altında size ait valiz dolabı var. Küçük kilit götürmekte fayda var. Gerçi benim değerli eşyalarım hep yanımdaydı ama aklım kalmasın diyorsanız düşünülebilir.
Zagreb Hakkında Bilgi: Kentin kuruluşu 2 bin yıl öncesine kadar gidiyor. Zagreb, iki bölümden oluşuyor: Gornji Grad (Upper Town), Donji Grad (Lower town). Kentin daha çok turistlerin ilgisini çeken bölümü Gornji Grad. Gezim sırasında çoğunlukla bu bölgedeydim. Sadece otobüs terminali için Donji Grad bölümüne geçtim. Bugün Hırvatistan’ın başkentinde 1,5 milyon civarı insan yaşıyor. En kalabalık şehir. Hırvatistan, Avrupa Birliği üyesi olduğu için vize isteyen ülkelerden. Para birimi kuna. 1 Euro - yaklaşık 7,5 Kuna yapıyor. Ben otobüs terminalinde indiğimde oradaki döviz bürosundan para bozdurdum. Şehir içi döviz dükkânları ile fark yok. Çok modern ve çoktan Avrupalı olmuş Hırvatlar. Trafik gayet sakin ve yayalara, bisikletlilere saygılılar. Korna sesi duymak neredeyse imkânsız.
Şehir İçi Ulaşım: Kaldığım iki gün boyunca sadece otobüs terminali için tramvay kullanma ihtiyacı duydum. Her yer yürüme mesafesinde ama şehrin farklı bölgelerini gidip görmek isterseniz denenebilir. 5-6-12-14-19 numaralı tramvaylar şehir merkezinden geçiyor. Ayrıca benim gibi şehre otobüs ile geldiyseniz şehir merkezi için otobüs terminali karşısında yer alan duraktan 6 numaralı tramvaya binmeniz gerekiyor, yaklaşık 5 dakika sonra Ben Jelacic Meydanı’nda olacaksınız. Bütün gazete bayisi büfelerde bilet satılıyor. 1,5 saat geçerli bilet 10 Kuna. Araca binince makinaya okutmalısınız. Ayrıca kent kart da alınabilir ama ben ihtiyaç duymadım.
Zagreb’de Gezilecek Yerler: Dediğim gibi şehir düzenli ve gezilecek yerler hepsi yürüme mesafesinde. Benim dolaştığım yerler hakkında bilgi vereyim.
Ben Jelacic Meydanı: Zaten şehrin kalbi burası. Sizde turist olarak ilk önce buraya gideceksiniz. Trg Bana Josip Jelacic Bulvarı üzerinde yer alan meydan içinde Hırvatların halk kahramanı Ben Jelacic’in at üstünde heykeli ile süslenmiş. Bu asker zamanında Osmanlılar'a karşı Zagreb’i savunduğu için buraya heykeli dikilmiş. Etrafı incelediğinizde Avusturya-Macaristanya da Sovyet dönemi izlerini binalarda görebilirsiniz. Tabi modern mimari örnekleri de yok değil ama bence meydanın tarihi dokusunu bu modern binalar bozmuş.
Dolac Halk Pazarı: Meydanda heykele sırtınızı vererek sağa dönün ve ilk sokaktan birkaç basamaklı merdiveni çıkın ve karşınızda Dolac Halk Pazarı. Sabah saatlerinden itibaren taze meyve sebze bulacağınız bu pazar benim gibi hostelde konaklıyor ya da sırt çantalı ayaklarınıza kara sular inene kadar geziyorsanız işinize yarar bir yer. Çevre illerden gelen meyve sebzeler taze ve gün içinde kan şekerinizi dengelemek için birebir.
Zagreb Katedrali: Pazarda işinizi bitirdiniz, pazar yerinin sağ çaprazından ara yola çıkın ve kuzeye doğru ilerleyin. Şehre geldiğinizde yüksek ihtişamlı kulelerini göreceğiniz yapı Zagreb Katedrali. Katedral kulelerinden biri hâlâ restorasyonda. Katedral hakkında biraz bilgi vereyim. Katedral yapımına 1093’te başlanmış yani oldukça eski. Ancak 1242 Moğol saldırılarından Zagreb de nasibini almış ve yer yer yıkılmış. Daha sonra tamir edilmiş ancak yangınlar yakasını rahat bırakmamış. 15. yy da Osmanlı egemenliği yaklaşık iki asır sürmüş ama asıl büyük yıkım 1880’de meydana gelen depremde olmuş. Kulelerin yüksekliği 108 metre. Katedral etrafında korunmak için yapılan kale duvarları hâlâ ayakta. Hatta katedralin sağında kalan kale duvarındaki saat deprem sırasında durmuş. Deprem hatırasına bir daha da çalıştırılmamış. Katedral akşam 18.00’e kadar açık ve ücretsiz gezilebiliyor. Neo-gotik tarzlı bu Katolik kilisesi mutlaka görülmeli.
Meryem Ana Heykeli: Katedralin tam karşısında yer alan heykel Meryem Ana’nın göğe yükselişini sembolize ediyor. Altın kaplamalı heykelin altında dört büyük melek gösterilmiş ve heykellerin altında küçük çaplı bir çeşme ve havuz var.
Museum Of Broken Relationships (Kırık Kalpler Müzesi): Zagreb Katedrali’ni ve Meryem Ana heykelini gördünüz şimdi geldiğiniz yoldan Ben Jelacic Meydanı’na dönün. Sağa cadde boyunca ilerleyin benim kaldığım hostelinde olduğu Tomiceva Sokağı’na girin ve başınızı kaldırın. Karşınızda sizi Zagreb Kulesi’ne çıkaracak finüküleri göreceksiniz. 1 Euro karşılığında bu araca binin ve kısa bir yolculuktan sonra işte yukarıdasınız. Kuleyi ziyareti sonraya bırakın. Kulenin arkasında Kırık Kalpler Müzesi'ni göreceksiniz. Evet adamlar her şeyin müzesini yapmış dedirten bir konsept burası. İlginç ama bir o kadar da anlamlı bence. Bu müzeye giriş kişi başı 30 Kuna. İçeride ne var derseniz. Dünyanın çeşitli ülkelerinde gerçekten iç parçalayıcı hikâyeler ve o hikâyelerin sahiplerine ait eşyalar. Evet, kimi sevgilisinden ayrılmadan önce içtiği fincanı, kimi bir parça giysiyi ya da trafik kazasından önce çekilmiş son fotoğrafı vermiş müzeye. Bu satırları yazarken bile gözlerim dolmuyor değil. O zaman işte kendi hikâyeniz geliyor aklınıza. Yaşadıklarınız, kaybettikleriniz, ya da değeriniz bilmediğiniz anlar. Öyle çok büyük bir müze değil burası küçük ama bence çok anlamlı. Girişte hediyelik eşyalar satılıyor. En anlamlısı bence kötü anılarınızı sileceğiniz büyük silgiler.
Kula Lotrscak (Zagreb Kulesi): Evet, Kırık Kalpler Müzesi'nde işiniz bitti şimdi Zagreb’i biraz havadan görme zamanı. Doğru adres Zagreb Kulesi. Zamanında şehre yapılan saldırıları önceden gözlemlemek için yapılmış. Bunun içinde zamanında çok çektikleri Osmanlı saldırıları da var tabi. Daha sonra yangın gözetleme kulesi olarak da kullanılmış. Kuleye çıkış 30 Kuna. Dar merdivenlerden kulenin katlarına çıktıktan sonra duvarlarda kulenin eski hâli ve Zagreb’in eski siyah beyaz resimleri var. İnsan bu resimlere baktıkça bundan yüz yıl önce burada olan insanları düşünmeden edemiyor. Kalede eski zamanlarda haber vermek için çalıştırılan bir top var. Ama hala her gün saat 12.00’de tekrar sembolik olarak ateşleniyor.
Aziz Mark Kilisesi: Sırada belki de Zagreb’in sembol kiliselerinden biri var. Neden derseniz bence iğne oyası gibi işlenmiş Hırvatistan bayrağının renginde kiremitleri. Bu görüntü yapıya masal evi görüntüsü katmış ama tarihi oldukça eskilere dayanan bir kilise. Yapımına 13. yüzyılda başlanmış ama o dönemki şartlar yüzünden ancak tam manasıyla 14. yüzyılda bitirilmiş. Zagreb ziyaretinizin olmazsa olmazı bu kilise. Özellikle güneşli havalarda çatı süslemesi çok güzel görünüyor.
Tkalciceva Caddesi: Bu cadde Zagreb’in barlar sokağı. Sağlı sollu kafe ve restoranlar aradığınız her şeyi size sunacak. Öğleden sonra ve akşam saatlerinde dolmaya başlayan sokak zaman zaman canlı müzik yapılan mekânların varlığı ile oldukça renkli ve haraketli. Nasıl giderim diye düşünmeyin yeri çok kolay. Ben Jelacic Meydanı’ndan Dolac Pazarı’na giderken sola ara sokağa sapıyorsunuz ve Tkalciceva Caddesi’ndesiniz.
Benim anlatacaklarım bunlar ama sanata, müziğe, resme meraklıysanız bu şehirde aradığınız şeyi bulacağınızın garantisini verebilirim. Zaten şehri dolaşan turistler için gayet anlaşılır yol gösterici tabelalar yapılmış. Size birkaç örnek:
Croatian National Theatre (Hırvat Ulusal Tiyatrosu)
Mimara Museum
Museum of Arts (Resim müzesi)
Art Pavilion
Kral Tomislav Meydanı ve Heykeli sayılabilir.
Zagreb’de Yeme İçme: Zagreb yeme içme bakımından sıkıntı yaşamayacağınız bir şehir. Dünya mutfağına ya da Hırvat lezzetlerine kadar her şey var. Bu konuda tabi kendimce size bazı önerilerim olacak. Mesela siz de benim gibi bütün gün o sokak benim bu sokak senin diye dolaşıyorsanız ve gün içinde ayaküstü atıştırmalıklar yapıyorsanız Zagreb’de hayatınızı kurtaracak önemli besin dilim pizzalar. Ben Jelacic Meydanı’nda neredeyse sabaha kadar açık atıştırmalık ayak üstü mekânlar var ve büyük dilim pizza 12 Kuna. Ben ikincisini yiyemedim söylemeliyim. Bunun dışında yine yukarıda bahsettiğim gibi Dolac halk pazarı meyve sebze ihtiyacınızı eğer benim gibi hostel de ya da daire kiraladıysanız yemek işinizi büyük ölçüde çözer. Ben genelde gittiğim şehirlerde aynı mantığı takip ediyorum. Şehre alışma tanıma faslında ufak atıştırmalar ondan sonra şehri tanıdıkça oranın yerel lezzetleri için mekân seçmeye başlıyorum. Mesela kaldığım Chillout Hostel’in karşısında yer alan küçük restoranda sabah kahvaltısında yediğim jambonlu omlete ve bir fincan kahveye 30 Kuna ödedim. Farklı ve özellikle akşamları takılmak isteyeceğiniz meşhur caddeleri Tkalciceva üzerinde birçok alternatif var. Mesela İzmir lokmacısı bile buldum. Bu piyasa cadde üzerinde önereceğim küçük mekân akşam saatlerinde yer bulmak çok zor Mali Medo olacak. Zagreb mutfağına ait örnekler bulacağınız gibi Pizza ya da deniz mahsülleri seçeneği var. Aynı cadde üzerinde bira veya alkol için Oliver Twist tavsiye edebilirim. Bunun dışında harika dark ve red biralar tadacağınız Tolkien House Biraevi benim favori noktam oldu. Opatovina Sokağı’nda hemen Zagreb Katedrali’ne yakın konumdaki bu küçük bira evi mutlaka denenmeli. Zagreb de şinitzel de yiyebilirsiniz. Bence Almanya da yediklerim kadar iyi. Ortalama bir akşam yemeğine içkiyle beraber 80-110 Kuna kadar ödedim. Bence fiyatlar abartı yüksek değildi. Tabi bir Sırbistan ya da Makedonya kadar ucuz olmasa da bence ideal. Zagreb’de geçirdiğim iki güzel günün ardından rotamı Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’ya çeviriyorum.