Tarihi M.Ö. 5000 senesine dayanan Pompei, İtalya' nin Campania bölgesinde yer alıp, Napoli ili'ne bağlıdır. Napoli’ye yaklaşık 25 kilometre mesafede bulunan Pompei’nin nüfusu 30.000 kişi civarındadır.
Zamanında çok önemli bir deniz ve ticaret merkezi haline gelmiş olan yerleşim, zengin aristokrat sınıfın gözdesi olmuş. Vezüv yanardağı eteklerinde kurulu olan yerleşim, aristokrat sınıfın lüks villaları, bağ ve bahçelerine ev sahipliği yapmaktaymış. Yemyeşil bir yerleşim olan Pompei’nin son zamanlarında buradaki ahlaki dejenerasyon had safhaya gelmiş, tamamen eğlence ve sapkınlık merkezine dönüşmüş.
M.Ö. 80 yılında Romalıların eline geçen Pompei, 24 Ağustos 79’da meydana gelen Vezüv yanardağında meydana gelen patlama tamamen yok olmuştur.
Zamanında Pompei şehri büyük duvarlarla çevriliymiş ve 8 kapısı varmış. Biz de bu kapıların birinden giriyoruz. Kapının iki bölümü var, sağ taraftan araçlar, hayvanlar, sol kapıdan insanlar giriyormuş. Kapıdan geçerek ilerliyor ve şehrin merkezi olan Forum meydanına geliyoruz. Şehrin en önemli binaları buranın etrafında dizili durumda. İki tiyatro binası, tapınaklar, gladyatör alanları, bankalar ve dükkânlar. Binalar 2 katlı, alt kat dükkan ve üst kat konut olarak kullanılıyormuş. Buradaki halkın %60’ı asil, %40’ı köle imiş.
Gladyatör alanında her hafta bir eğlence düzenleniyormuş. Kölelerin kölelerle veya aslanlarla dövüştürülmesi gibi her türlü vahşet bu meydanın eğlencesi olmuş. Zenginlik ve bunun getirdiği sapkınlık şehir yaşamına hakim olmuş. Burası her türlü fuhuş ve sapkınlığın yaşandığı merkeze dönüşmüş.
Biraz ilerliyoruz ve hamamlara geliyoruz. Hamamlar çok güzel, duvarlar Herkül kabartmaları ve fresklerle süslüymüş ama günümüzde pek azı görülebiliyor. Ağda odaları, spor salonları, soyunma odalarını geziyoruz ve biraz ileride genelevleri görüyoruz. Dünyanın pek çok yerinden ticaret, zevk ve eğlence için gelenlerle dil uyuşmadığı için kapıların üzerinde kadınlarla girilecek ilişkideki pozisyon ve ücreti resmedilmiş.
Gelenlerin çamaşırlarının yıkandığı çamaşırhaneleri geziyoruz. İdrarın beyazlaştırıcı özelliği olduğu için, o dönemde gelen ziyaretçilerin idrarları satın alınıyormuş. Bu iş için kullanılan yan yana dizilmiş çukurlar ise ölçekleri gösteriyor.
Pompei şehrinin kalıntılarını gezerken, patlamadan önce gerçekten çok büyük bir eğlence merkezi olduğu gözlemleniyor. Evlerin duvar resimlerinin ve yer mozaiklerinin ne kadar muhteşem olduğunu hayal edebiliyorsunuz.
Ve gelelim M.S. 79 yılındaki Vezüv dağının patlama gününe. Patlamadan bir süre önce bir dizi depremler oluşmuş ama halk bunu olağan karşılamış.
Sonra Vezüv’den dumanlar yükselmeye başlamış. Halk bir patlama olacağını hissedince, limana doğru kaçmaya başlamış. Bu sırada gemilere binebilen insanlar da denizin kabarması ile dev dalgaların altında kalmışlar.
Yanardağ püskürmeye başlayınca gökten iri kızgın kum taneleri yağmaya başlamış. Bu sırada hava kararmış ve görüş mesafesi sıfıra inmiş. İnsanlar önünü göremediği için sağa sola koşuşturmaya başlamışlar. Ancak volkandan çıkan müthiş sıcaklık yüzünden havadaki oksijen kısmen gaz karbonik hale dönüşmüş ve bu gazı soluyanlar da boğulmaya başlamış.
Volkandan püsküren maddelerin ağırlığını taşıyamayan evler çökmüş. Diğer bir ölüm nedeni ise yarılmış olan yerlerden çıkan ağır ve zehirli gazlarmış.
Ardından tüm Pompei’nin üzerine kızgın küller yağmaya başlamış ve tüm kent bir kaç saat içinde 6-7 metrelik lav ve küller ile kaplanmış. Püskürme ise yaklaşık 2 gün sürmüş. İnsanların bir kısmı lavlar altında kalmış, kaçmaya çalışanlar denizde boğulmuş ve büyük bir kısmı da lavdan çıkan zehirli gazlarla önce boğulmuş daha sonra lav altında taşlaşmış. Tüm Pompei ve 200.000 insan bir anda yok olmuş. Pompei’deki tüm canlılar, insan ve hayvanlar o anda hangi pozisyonda ise o şekilde taşlaşmış halde kalmışlar. Tüm görkemli villalar, tapınaklar, heykeller, mozaikler lav altında gömülü kalmış.
Tüm kent, yaklaşık 1900 sene sonra arkeologlar tarafından bulunduğunda, küller altına gömülü villalar, heykeller, duvar resimleri, mozaikler, tapınaklar, taşlaşmış olan insanlar hiç bozulmadan gün yüzüne çıkartılmış. İlk kazılar 1709’da başlamış 66 hektarlık alan üzerine kurulu Pompei şehrinin 44 hektarlık alanı gün yüzüne çıkarılmış.
Pompei'liler taş olarak çıkarıldıkları zaman, ölüm anında ne yapıyorlarsa o halde bulunmuşlar. Kimi alışveriş yaparken, kimi çocuğu ile oyun oynarken, kimi dua ederken lavların arasında kalmışlar.
Yine bu antik kentte toprak altından çıkarılan insanların lavlarla kaplı vücutları sergilenmiş, bazılarının belirli yerlerindeki lav kalıntıları dökülmüş kemikleri görünüyordu. Çeşitli pozisyonlardaki taşlaşmış insanları görmek çok ama çok hüzün verici. Bir o kadar da etkileyici. Ancak buraya giderseniz, çocuklarınız ile gezmemenizi öneririm.
Otel önerilerine gelirsek, Pompei'de konaklayabileceğiniz her çeşit otel bulunuyor. Bunların arasında şehir merkezinde bulunan Hotel Iside arkeolojik kalıntılara ve ana meydana yalnızca 200 metre mesafede yer alıyor. Bunun yanında narenciye ağaçlarıyla kaplı geniş bir bahçe içinde bulunan Hotel Diana'da tercih listenizde bulunması gereken oteller arasında. Otel, kalıntılara yaklaşık 450-500 metre mesafede bulunuyor. Ayrıca Pompei Gül Bahçesi'nin Bakiresi Tapınağı'na da 5 dakikalık bir mesafede. Bu otellerin yer aldığı bölgede Napoli, Sorrento, Amalfi, Positano ve Vezüv Yanardağı'na günlük geziler düzenleniyor. Pompei'de ki uygun fiyatlı oteller arasında sayılabilecek otellerden olan Villa Diomede, arkeolojik kalıntılara yakın bir mesafede bulunuyor. Villa Dei Misteri Tren İstasyonu'na yakın bir konumda ve istenirse buradan Vesuvio'ya günübirlik geziler de düzenlenebilir. Bu otellerin yanında, Pompei'de bulunan diğer otel seçeneklerine göz atmak için buradan booking.com'a girebilir ve isterseniz rezervasyonda yapabilirsiniz.
Doğanın gücüne en büyük kanıtlardan biri olan Pompei, mutlaka görülmeli...