El Salvador’daki üçüncü durağımız Joya de Ceren. Joya de Ceren’in bulunduğu bölge Mesoamerica kültür bölgesi olarak anılıyor. 1993’ten beri Unesco’nun koruması altında olan Joya de Ceren’i tanımlamak için en doğru tabir El Salvador’un Pompei’si.
Buraya da ilk girdiğinizde önce karşınıza bölgenin tarihinin anlatıldığı küçük bir müze çıkıyor. Bu müzede volkanik patlamadan kalan bazı lav püskürtüleri ve yıllar içinde volkanik külün altında kalıp fosilleşmiş iskeletler de görülebilir.
Joya de Ceren ilk olarak MÖ 1200’lerde kurulmuş. O dönemde buraya yerleşenler çiftçilik ile ilgileniyormuş. İlopango volkanı MS 200 senesinde hareketlenmeye başlamış. MS 400-500 senelerinde ise İlopango volkanında çok ciddi patlamalar meydana gelmiş. Bu patlamalar El Salvador’un batı bölümünde nüfusun yer değiştirmesine neden olmuş. Ancak bu patlamalar sonrası bölgeye yeniden yerleşim başlamış.
Ancak 7.yy civarında bu kasaba yakınlarında bölgesel bir patlama meydana gelmiş. Bu patlamada ortaya çıkan su buharı ve kü insanları doğru düzgün eşyalarını alamadan bu bölgeyi terketmeye zorlamış. İnsanlar bölgeyi boşalttıktan çok kısa zaman içinde bölgedeki volkanik aktivite nedeni ile tüm kasaba volkanik kül tabakası altında kalmış. Zaman içinde 14 farklı katman ve yüksekliği 4-6 metre arasında değişen küllerin altında gömülü kalmış bu kasaba.
Yıllar sonra burası 1976 senesinde buldozerler kazı çalışması yaparken tesadüfen keşfedilmiş. 1978 senesinde ise bu arkeolojik alanın gün yüzüne çıkartılması konusunda Payso Sheets isimli bir arkeolog çalışmalara başlamış.
Bu yerleşimde kişisel eşyalar bulunmuş ama hiç iskelet bulunmamış. Bu da zamanında insanların bu bölgeyi terk ettiğini gösteriyor. Küller altında bulunan bezelye ve mısır tarlaları dönem insanlarının çiftçilik ile geçindiğini kanıtlıyor.
Hemen çıkışta ise eski köy evlerinin bir modelini yapmışlar. Girip çıkmak gerçekten oldukça zordu.
Bu etkileyici yerden sonra bir başka etkileyici yer olan El Boqueron Ulusal Parkına gidiyoruz. Burada yolda bir fotoğraf paylaşmak istiyorum. Yakın zamanda püskürmüş olan bir volkanın kalıntıları yerlerde. Bu görüntü El Salvador’da o kadar sıradan bir durum ki.
El Boqueron Ulusal Parkı, El Salvador’daki en güzel manzaralardan birine sahip. Ayrıca tepeden başkent San Salvador’u da fotoğraflayabiliyoruz.
Deniz seviyesinden 1.800 metre yükseklikteki San Salvador volkanı üzerinde yer alan El Boqueron’daki en görülmesi gereken nokta krater. Bu kraterin derinliği 558 metre, çapı ise 5 kilometre.
Krater tabanına bir lider eşliğinde dağcılık konusunda uzman kişiler inebiliyormuş. Ancak gerçekten çok dik.
Tabii bu patlama günümüzden binlerce yıl önce gerçekleştiği için artık kısmen krater içinde de bitki örtüsü oluşmuş.
Parkın girişinde yer alan merkezde patlamanın nasıl gerçekleştiğini anlatan bir canlandırma video gösterisi var. Kesinlikle önce izleyip sonra bölgeyi dolaşmanızı öneririm.
Bir de bu merkezde yerel El Salvador kıyafetlerine bürünüp bir fotoğraf da çektirebilirsiniz.