Tarihi Acıyla Dolu Bir Ülke, El Salvador

Orta Amerika’da yer alan El Salvador batıda Guatemala, doğuda ve kuzeyde ise Honduras’a komşudur. Güneyinde Büyük Okyanus’un yer aldığı ülkenin yüzölçümü ise 21.041 km2. Yani ülke Türkiye’nin yüzölçümü olarak üçüncü büyük kenti olan başkent Ankara’dan biraz küçük. Ancak küçüklüğüne aldanıp 1-2 günde gezebileceğinizi düşünmeyin. Ülke çok engebeli olduğundan bir yerden başka bir yere ulaşım hiç de kolay değil. 
Resmi adı El Salvador Cumhuriyeti. Kökeni İspanyolca olan “El Salvador”un kelime anlamı ise “Kurtarıcı”. Ülkenin İspanyollar ayak basmadan önceki adı ise “Cuscatlan”. El Salvador’un tarihi de Mayalar döneminde Cuscatlan Krallığı ile başlar. İspanyolların istilası ile birlikte ülke 1524 senesinden itibaren yaklaşık 300 sene kadar İspanyolların işgalinde kalıyor. Ülke 1823 senesinde Orta Amerika federasyonuna dâhil oluyor ancak federasyonun 1840’ta dağılması sonrasında 30 Ocak 1841’de bağımsızlığını ilan ediyor.

Ancak ülkede bir türlü düzen sağlanamıyor ve 1970 senesinde sağ ve sol çatışmaları başlıyor. Bu dönem halk arasında “kardeşin kardeşe düşman edildiği dönemler” olarak tanımlanıyor. Bu karmaşık dönem sonrasında 1979 senesinde iktidara cunta geliyor. Yine ülke huzura kavuşmuyor. Bu kez de Marksist gerillalar hareketleniyor. Bu hareketi bastırmak içinse 1981 senesinde ABD yardım gönderiyor. Şu an halen pek çok konuda ABD ön planda görünmese de geri planda söz sahibi. Para birimi bile ABD Doları. 1892-2001 seneleri arasında kendine ait para birimi olan Colon kullanılıyormuş, 2001 sonrası ABD Doları’na geçmişler.
 
Ülke bayrağı beyaz üzerinde iki mavi şeritten oluşuyor. Burada kullanılan mavi renk gökyüzünü, barışı ve okyanusu temsil eder.
 
El Salvador’a gitmek isterseniz İstanbul’dan New York ya da Washington aktarmalı uçabilirsiniz. Monseñor Óscar Arnulfo Romero Uluslararası Havaalanı (Comalapa Uluslararası Havaalanı) başkent San Salvador’a 50 kilometre mesafede. Eskiden kullanılan bir uluslararası havaalanı daha var, Ilopango. Ancak günümüzde önemini kaybetmiş.

Eğer uzun bir Orta Amerika seyahati yapıyorsanız, El Salvador orta bir noktada kalacaktır. Bu nedenle komşu ülkelerden karayolu ile de geçebilirsiniz.
 
Gelelim El Salvador’da keşfedilmesi gereken yerlere… El Salvador’un geçmişinin en iyi korunduğu yerlerden biri Chalchuapa bölgesindeki Tazumal arkeoloji alanı. Guatemala sınırına yakın konumda bulunan Tazumal, Maya ve Tolteklerin yerleşim yeri.

Burada öncelikle arkeolojik sit alanını gezmeden önce kazılarda çıkan tarihi eserlerin sergilendiği müzeyi gezebilirsiniz. Ardından 1940-1950’li yıllarda arkeolog Stanley Boggs’un ortaya çıkarttığı Tazumal arkeolojik sit alanını gezmeye başlayabilirsiniz.
 
Tazumal deniz seviyesinden 720 metre yüksekliğe kurulmuş olan eski bir Maya-Toltek yerleşimi. Burada hem Mayalar’a hem de Toltekler’e ait tapınaklar görülebiliyor. Tapınakları ayırt etmenin pratik bir yolu var. Eğer tapınaklar daha yüksek ve daha iri taş kütleler kullanılarak inşa edilmişse Mayalara, eğer daha alçak ve yapımında daha ufak taşlar kullanılmışsa Toltekler’e ait. Burası en büyük hasarını hep kendisine yakın konumda olan İlopango Volkanı nedeniyle yaşamış.

İlopango Volkanı’ndan çeken bir başka yerleşim ise Santa Ana. Santa Ana’da İspanyol etkisini çok net görebilirsiniz. Burası eski bir Maya-Pokoman yerleşimi. Pipiller burayı Sihuatehuacan olarak adlandırmışlar. Anlamı; kadın rahiplerin mekânı. Bu kasabaya 1569 senesinde koruyucu Santa Ana adına bir kilise inşa edildikten sonra kasabanın adı da Santa Ana olarak değiştirilmiş.

Peki, kim bu Pipiller? Pipiller, El Salvador’un yerlileri. İspanyollar bölgeyi işgal ettikten sonra buranın yerli halkı olan Pipilleri kendi çiftliklerinde köle olarak çalıştırıyorlar. O dönemde 14 İspanyol aile neredeyse El Salvador’un tamamına sahip olmuşlar. Bu durumda zaman zaman Pipiller ayaklanmış, ancak İspanyolların elinde güçlü silahlar olduğundan bu ayaklanmalar kısa sürede ve sert bir şekilde bastırılmış.
 
1930 yılında çalışma şartları çok ağır olduğu için kahve bahçelerinde çalışanlar ayaklanmış. Ancak bu ayaklanma ordu tarafından çok sert bir biçimde bastırılmış. Her Pipil vatandaşı, Pipil dili konuşan, Pipil yöresel kıyafeti giyen kişiler öldürülmüş. El Salvador tarihinde El Matanza yani katliam olarak geçen bu olayda bir iki gün içinde on binlerce Pipil öldürülmüş. Yani katliam adıyla yazılmış.
 
Zamanında El Salvador’u oluşturan Pipillerin nüfusu zaman içinde çok azalmış. Günümüzde nüfusun sadece % 4’ünü oluşturuyorlar. Toplam 6,9 milyon kişinin % 95’i melez. Ülke yönetiminde söz sahibi olan beyaz nüfus ise %1.
 
Santa Ana bölgesi kakao ve kahve yetiştirmek için çok verimli iklim ve toprağa sahip olduğundan İspanyollar 1555 senesinde ilk olarak El Salvador’da bu bölgeye yerleşmişler. Halen de pek çok kahve işindeki iş adamı burada yaşamaktadır. Santa Ana’daki kilise, tiyatro binası, hükümet binası ve ana meydan görülmesi gereken noktaları.

Ardından El Salvador’un Pompei’si olarak anılan Joya de Ceren’i ziyaret edebilirsiniz. Burası M.Ö. 1200 senelerinde çiftçilik ile ilgilenen bir yerleşim olarak kurulmuş. Ancak 200 senesinde İlopango Volkanı’nın patlaması sonrasında bu yerleşim terke dilmiş. 400 senesine kadar da bir daha buraya yerleşilmemiş. 590 seneleri civarında ise Loma Caldera Volkanı’nın patlaması sonucu 14 katman küle gömülmüş. Yıllar sonra bu yerleşimde kişisel eşyalar bulunmuş ama hiç iskelet bulunmamış. Bu da zamanında insanların bu bölgeyi terk ettiğini gösteriyor.

Buradan sonra El Salvador’daki en güzel manzaralardan birine sahip olan El Boqueron Ulusal Parkı’na gidebilirsiniz. El Boqueron, deniz seviyesinden 1.800 metre yükseklikteki San Salvador volkanı üzerinde. Parkın en önemli unsuru ise 5 kilometre çapındaki ve 558 metre derinliğindeki krater. Aynı zamanda bu park alanının girişinde volkanik patlamanın nasıl olduğunu anlatan bir video film de izleyebilirsiniz.

Başkent San Salvador’da geziye başlamak için en güzel nokta şehir katedralinin de bulunduğu ana meydan. Bu meydan aynı zamanda sürekli protestolara da sahne olan meydan. Adı da protesto meydanı. İç savaş zamanında yönetimi protesto eden gruba saldırı yapılmış ve 22 kişi katledilmiş. Katledilen 22 kişinin cenaze töreni de yine bu meydanda yapılmış ve cenazeye gelen cenaze yakınları ve dava arkadaşlarından 48 kişi de etrafa yerleştirilen nişancılar tarafından öldürülmüş. O nedenle bu meydan yıllardır protesto meydanı olarak anılıyor.
 
Haç biçiminde yapılmış olan katedral oldukça sade ve gösterişsiz. Katedralin en önemli özelliklerinden biri altında zamanında Vatikan tarafından görevlendirilmiş olan Peder Romero’nun mezarına da ev sahipliği yapması. Peder zamanında halkın çok zor şartlarda yaşadığını dile getirince yönetim tarafından halkı ayaklanmaya teşvik ettiği gerekçesi ile suikasta uğraşmış. Katedralin alt kısmındaki mozale işte bu pedere ait.

Başkentte görülecek bir diğer yer ise askeri müze. Askeri müzenin girişinde öncelikle El Salvador’un üç boyutlu haritasını görebilirsiniz. Müzede ise iç savaş döneminde kullanılan silahlar, tanklar, helikopterler ve polis arabaları sergileniyor.

Peki, iç savaş nasıl ve neden başlamış? İspanyolların baskısından bunalan Pupiller yoğun çalışma şartlarına karşı ayaklanınca  hükümet Pupilleri öldürmeye başlamış hatta bir iki gün içinde on binlerce Pipil öldürülmüş. Hükümetin Pupillere karşı düşmanca tutumu devam edince Pupiller çevre ülkelere, özellikle Honduras’a kaçmışlar. Ancak Honduras bu kadar yoğun göç istemediğinden 1966’da 100 saat süren savaş yaşanmış adına da futbol savaşları denmiş. AB araya girerek Salvadorluların ülkelerine geri dönmelerini sağlamış. Ancak o kadar yoğun bir geri dönüş olmuş ki bu kez de ülkede işsizlik hat safhaya ulaşmış. Devlet işsizliğe çözüm bulamayınca hırsızlık ve karmaşa baş göstermiş. 1970-80 arası çeteleşmeler oluşmuş ve yönetimle iç savaş başlamış. 1981-93 arası şiddetli çarpışmalar yaşanmış. Bu dönemde 70 bin kişi öldürülmüş. İşte bu müze bu savaşın izlerini sergiliyor. Müzedeki en önemli parçalarından birisi ise Papa’nın buraya Rahip Rumoro ile görüşmeye geldiğinde bindiği araba.
 
Daha sonra Devil’s Gate yani Şeytan Kapısı adı verilen bölgeyi ziyaret edebilirsiniz. Burada San Salvador’un kuş bakışı görüntüsünü izlemek keyifli.

Zona Roza adı verilen bölge El Salvador’da zengin kesimin yoğunlaştığı bir bölge. Buradan Pasifik kıyısında denize girmeye gidebilirsiniz. En ideal plajlardan birisi Playa San Blas. Dümdüz uzanan kumsal boyunca lüks evlerin yanı sıra kulübelerin de sıralandığını görebilirsiniz.

Buraya 5-10 dakika mesafede olan “Özgürlük” anlamına gelen La Libertad isimli balıkçı kasabası da görülmeye değer. Burada denize doğru uzanan büyük bir iskele ve iskele üzerinde sağlı sollu balıkçılar yer alıyor. İskelenin sonuna kadar ilerlerseniz buradaki ufak balıkçı motorlarının okyanusa iskeleden vinçle nasıl indirilip çıkartıldığını da görebilirsiniz.

Bu kasaba deniz ürünlerini denemek için en ideal yerlerden. Sahil boyunca çok çeşitli restoranlar yer alıyor.

San Miguel ise El Salvador’un üçüncü büyük kenti. Burada görülebilecek yerler arasında ise ana meydan, katedral ve yönetim binası yer alıyor.
 El Salvador dünyada nüfusa orantılandığında en çok cinayet işlenen yer olma özelliğine sahip. Özellikle de mafya cinayeti. San Miguel ise ülkede bu oranın doruk yaptığı yer. Bu nedenle San Miguel’de otel içindeki görevlilerin bile silahlı olduğunu göreceksiniz.

TUĞÇE YILMAZ

Yazar Hakkında

TUĞÇE YILMAZ

 Yaklaşık 15 sene Medya satın alma ve Planlama sektöründe çok uluslu şirketler ile çalıştıktan sonra kendi tutkusu olan gezi ve seyahate yönelerek Gezimanya.com’u kurmuştur.1997 - 1999 İstanbul Üni