Eski Bir Osmanlı Kenti Üsküp

Makedonya’nın başkent’i Üsküp’e İstanbul’dan THY ile gidiyoruz. Saat 12:35’te bindiğimiz uçak yaklaşık 1 saat sonra Üsküp Havaalanına iniyor. Hava alanı bir hayli küçük.

1991 senesinde Yugoslavya’dan bağımsızlığını kazanan Makedonya, 1392 senesinde Osmanlılar’ın hakimiyetine girmiş ve 520 sene boyunca Osmanlılar’ın hakimiyetinde kalmış.

Yaklaşık 2 milyon kişilik bir nüfusa sahip olan Makedonya’da halkın %64’ü Makedonyalı, % 25’i Arnavut, %4’ü Türk, %3’ü Romen’dir.

Aslında Balkan savaşı öncesinde burada çok büyük bir Türk nüfusu yaşıyormuş. Ama 1 milyon civarında Türk, 1912 Balkan savaşından sonra Türkiye’ye göç etmiş. 1950’lerde ise 350.000 Türk Türkiye’ye geri dönmüş. Günümüzde Makedonya’da yaklaşık 100.000 Türk yaşıyor.

Makedonlar diyorlar ki, “Türkler eğer geri dönmemiş olsaydı şu an bu topraklarda Türkçe konuşuluyor olurdu”. Ama tabi günümüzde sadece nüfusun %4’ü Türkçe konuşuyor. Resmi dili ise Makedonca. Halk arasında Arnavutca, Sırpça ve Hırvatca da konuşulmaktadır.

Türklerin bölgeden göçmesi sonucu din dağılımı da bir hayli değişmiş. Günümüzde Ortodoksların oranı %65 iken, Müslümanların oranı %33.

Üsküp'ün Tarihi

Balkan Yarımadası’nın orta kesiminde yer alan ülkenin başkenti Üsküp’ten başlıyoruz gezimize. Üsküp, ilk olarak Illyrialı bir kabilenin merkezi olarak Scupi adıyla Balkanlarda dağlık bir bölgede kurulmuştur. 4. Yy’da kurulan kent 518’de meydana gelen deprem sonucunda tamamıyla yıkılmıştır. Kent tam yeniden toparlanmaya çalışırken bu kez de 7. Yy’da Slavlar’ın akınına uğramıştır.

1189 senesinde Sırplar’ın eline geçmiştir. 1392 senesinde ise Osmanlılar tarafından fethedilmiştir. Osmanlılar, kentte cami, köprü, çarşı, han, hamam gibi çok sayıda yapı inşa etmişler. Ancak 1689'da Avusturya birlikleri kolera salgınını engellemek için kenti yakmışlar. Bu nedenle de pek çok yapı harap olmuş. 1913'te Sırbistan topraklarına katılmış, 1918'de de yeni kurulan Yugoslavya Devleti'nin bir parcası haline gelmiştir. 1944'te bağımsızlığına kavuşan Üsküp, 1945'te Makedonya'nın merkezi olmuştur.

Üsküp'ün Gezilecek Yerleri

Üsküp’ün ortasından Vardar Nehri geçiyor ve bu nehir Yeni Üsküp ile eski Üsküp’ü birbirinden ayırıyor. Yeni Üsküp'te gökdelenvari yüksek binalar yükselirken, eski Üsküp’te minareler yükseliyor. Vardar nehri üzerindeki Taşköprü de yine Osmanlılar’dan kalmış.

Osmanlı döneminde kentte yaklaşık 120 cami varmış ancak günümüzde sadece 20 tanesi ayakta. Kentte gezerken her bir köşeden ezan sesleri yükseliyor. Üsküplü olan Yahya Kemal Üsküp’ü “Firuze kubbelerle bizim şehrimizdi o” diye tanımlar.

Üsküp Kalesi

Kente tepeden bakan Roma döneminden kalma Üsküp kalesi ise çok bakımsız. Osmanlı ordusu kaleyi 520 sene boyunca kışla, cephanelik ve askeri hastane olarak kullanmış. Daha sonra Arkeoloji Müzesi olarak hizmet veren kale 1963 depreminde büyük hasar görmüştür. Günümüzde sadece 120 metre blok taşlı bir duvar olarak kalmış. Bu bölgede piknik yapan Üsküplüler’e rastlayabilirsiniz. Aynı zamanda bu depremde 120.000 kişi evsiz kalmıştır.

Mustafa Paşa cami

1492 senesinde yapılmış olan Mustafa Paşa cami, 1912 Balkan savaşı sırasında askeri depo olarak kullanılmış. Günümüzde ise cami olarak hizmet veriyor. Üsküp'un en güzel camilerinden biri olan Mustafa Paşa Caminin büyük tek bir kubbesi vardır. Caminin minaresi 47 metredir. Minareye çıkmak için 138 basamak tırmanmak gerekir.

Caminin arka köşesindeki mermerden yapılmış olan türbede Mustafa Paşa'nın
sandukası bulunmaktadır. Türbenin önünde Mustafa Paşa’nın kızı Ummi Hatun’un kabri bulunmaktadır.

Kentte Mustafa Paşa adı ile anılan diğer bir yer de Mustafa Paşa Su Kemeri’dir. Bu kemerle, döneminde kente Banya adı verilen bölgeden su getiriliyormuş.

Murat Paşa cami

Üsküp’ün en büyük camisi olan Murat Paşa cami, kent merkezinde bulunduğundan çarşı esnafı daha çok bu camiye namaz kılmaya gidiyor. 1436 senesinde 2. Murad tarafından yaptırmıştır. Cami dönem içerisinde çok sayıda tadilat görmüştür. Cami’de iki tane de türbe bulunmaktadır. Bunlardan biri Beyhan Sultan Türbesi, diğeri ise Dağıstanlı Ali Paşa Türbesi'dir.

Kurşunlu Han

Osmanlı mimarisi örneği Kurşunlu Han ise günümüzde müze olarak kullanılıyor. Hanın zemin katında 28, üst katında ise 30 odası yer almaktadır. Üsküp’te iklim sert olduğundan neredeyse her odada ocak ve baca vardır.

Türk Çarşısı

Üsküp Türk Çarşısı içinde, Kurşun Han ile Mustafa Paşa Camisi arasında yer alan Makedonya müzesi’nde, Vardar Nehri kıyısında yaşamış olan uygarlıklara ait bir çok arkeolojik eser sergilenmektedir.

Türk çarşısı demişken, Kent merkezinde yer alan mağazalar çok ufak ufak. Bizdeki Anadolu kasabalarını andıran bir başkent burası.

Bu bölgede gezerken çok sayıda Simit poğaça satan ufak dükkana rastlayacaksınız. Simit Poğaça Üsküplüler’e özgü bir yemek. Üsküp’te sabah kahvaltısında poğaça içi yağlı börek. Buna simit poğaça diyorlar. Bizim simite ise gevrek diyorlar. Yanında da genelde ayran içiliyor.

Davut Paşa Hamamı

Fatih Köprüsü'nün başında yer alan Davut Paşa Hamamı da yine Osmanlı döneminden kalma bir yapı. Hamamın kubbeleri 1935'te Sırplar tarafından sacla örtülmüştür. 1949'da burası Resim Müzesi haline getirilmiştir.

Diğer bir önemli cami ise İsa Bey Camisi’dir. Bu caminin bahçesinde 500 senelik bir çınar ağacı var. Bu çınarın boyu 20 metre, çapı ise 7,5 metre... Oldukça ihtişamlı duruyor.

Taş Köprü

Üsküp’teki Vardar Nehri üzerindeki Taş Köprü de Osmanlı yapımı. Fatih Sultan Mehmed Han Köprüsü olarak da biliniyor. Ancak halk bu köprüyü 2. Murad’ın yaptırdığını düşünmektedir. 14 gözlü bir köprü burası ve 6 asırdır ayakta.

Sveti Spas Manastırı

Üsküp'ün içinde kalmış tek manastır ise Kutsal Kurtuluş (Sveti Spas) Manastırıdır. 14. yy’a tarihlenen manastır, Osmanlı döneminde uygulanan kurallara uyularak inşa edilmiştir, yani çan kulesi minarelerden daha kısadır.

Bunun yanı sıra diğer kiliseler kent merkezinin biraz dışında yer almaktadır. Aziz Panteleymon Kilisesi, Vodno dağında Nerez koyu yakınlarındadır. 14.yy’da yapılan Aziz Andreya Manastırı, Üsküp’e 10 km mesafedeki Matka göleti yakınlarındadır. Bu bölgedeki diğer bir önemli kilise ise Meryem Ana (Aya Bogorodica) Kilisesidir.

Milenyum Hacı

Kentte en fazla tartışmaya sebep olan yapı ise son senelerde inşa edilmiş olan Milenyum Hacı’dır. 46 metre ene, 70 metre boya sahip olan Milenyum Hacı kentin her yerinden görülebilmektedir. Yapılması için 2 milyon dolar harcanmış olması kentlileri rahatsız etmiştir.

1913’e kadar bir Türk şehri olan Üsküp, Makedonya’daki en önemli sanayi, ticaret ve yönetim merkezidir. Minareler ve yüksek binalar ile süslenmiş olan kent silueti ve Osmanlı’nın izleri görülmeye değerdir.

TUĞÇE YILMAZ

Yazar Hakkında

TUĞÇE YILMAZ

 Yaklaşık 15 sene Medya satın alma ve Planlama sektöründe çok uluslu şirketler ile çalıştıktan sonra kendi tutkusu olan gezi ve seyahate yönelerek Gezimanya.com’u kurmuştur.1997 - 1999 İstanbul Üni