Akyaka’dan herkese merhaba...
Akyaka Değil, Aşk Yaka
Ege’nin masmavi sularında, baş döndürücü bir güzellik içinde gezdim Akyaka’yı. Ula’ya 17 km, Muğla’ya 27 km uzaklıkta. Siz de akşam saatlerinde yüzünüze üfleyen rüzgârla tanışmak için özel aracınızla veya Muğla otogarından sık sık hareket eden minibüslerle ulaşım sağlayabilirsiniz. Yolda, “Dünyanın en güzel manzarasına 2 kilometre” tabelası ile karşılaşırsınız. Akyaka seyir terasından, Sedir Adası'na kadar görebildiğiniz manzara karşısında büyülenmemek elde değil. Gün batımı bambaşka. “Akyaka değil, Aşk yaka” dedikleri bir yer.
Akyaka’nın merkezine girdiğiniz zaman, göze hoş gelen tek tip zorunlu mimarisinde birbirine benzeyen Muğla tarzı ahşap evleri izleyerek Azmak Nehrine varıyorsunuz. Denizi, su kaynakları nedeniyle soğuk ve yumuşacık bir kumu var. Palmiye ağaçlarının arasında denize girmenin keyfi işte tam burada yaşanıyor.
Azmak Nehri'nde Yeşil ile Mavi Sarmaş Dolaş…
Dağ manzarasını görmeyi özleyenler için harika bir yer. Yöre halkının Çınar dediği Azmak Nehri, ağzında tatlı ve tuzlu suyun karıştırıyor ve sizi bekleyen teknelerle buluşturuyor. Azmak Nehrinin asıl adı Kadın Azmağı. Azmak, ‘su kaynağı’ demek. Suyun akıntısının çok kuvvetli olmasından dolayı Azmak adını almış. Nehrin girişinde büyük bir tabelada Kadın Azmağı bilgisi var. Cilt için faydalı minerallere sahip suyun %40’ı kaynak suyu, %60’ı bol mineralli sodalı soğuk su.
Dere Kenarında Ruhunuzu Dinlendirin
Azmak nehir turu ile rüya gibi yolculuğa ne dersiniz? 30 dakikalık nehir gezisi fiyatı kişi başı 30 TL’dir. Suyun altını mercekle büyütülmüş gibi görebiliyorsunuz. Balık sürülerinin üzerinden geçerken, nehrin altındaki su şehrinde büyük bir kalabalığın dans ettiğine tanık oluyorsunuz. Sazlıklar, birçok canlı türüne ev sahipliği yapıyor. Sazlıkların arasında yumurtadan yeni çıkmış ördek ve kaz yavruları çevreyi tanımaya çalışırken ilk tanıştıkları insanoğlu siz olabilirsiniz. İnsan ruhunu dinlendiren bu akışta İlham İrem’in “Sazlıklardan Havalanan” olağanüstü şarkısının içindeydim.
“Ve sen bir gökkuşağı kadar, güzelsin
Rengârenk ve az sonra gidecek, görüyorum
Ve ben yağmurlar altında bir yolcu…”
Ve her şey gözünüzün önünden geçip gidiyor.
Yaşam alanlarında dolaşan ördekleri izleyin. Pat pat geçen tur teknelerine el sallayan dere kenarında dinlenen insanların doğa ile bütünleşmeleri görmeye değer. Eskiden kadınlar çamaşır yıkarmış, günümüzde ise tur tekneleri var bu derede.
Ne tarafa dönseniz kazlar, ördekler, su kaplumbağaları, yaban ördekleri, yılan balıkları var.
“Su samurları ve dünyanın en kıymetli hayvanı rolünde olan denizkızı efsanesinin kökeni Akdeniz foku, deniz ile Azmak’ın buluştuğu yerde yaşıyor. Gün ortasında fok balığını görme şansımız hiç ama hiç yok. Sabahın erken saatlerinde veya gece beslenmeye çıkan foklar, herkes gidince akıntı ile geçip gidiyor.”
Günübirlik Tekne Turları
”Ne vardı bitecek?” dediğiniz turlar dünyanızı değiştiriyor. Yeterli sayıda gezi teknesi ile günübirlik tekne turlarının uğradığı koy ve adalar; İncekum Sediri (Kleopatra Plajı) Zeytinlik Koyu, Sualtı Mağaraları, suyun renginden adını alan Lacivert Koy, Sedir Adası, Gökova’nın en büyük balıklarının bulunduğu görülmeye değer Tavşan Adası, son olarak da Kandilli.
Gökova’nın birbirinden güzel koylarında yüzme molası verilen turların yanında arzuya göre günlük, haftalık özel rotalar da oluşturulurken, akşamüzeri gün batımı turları, gece 01.00 ve 04.00 saatleri arasında mehtap turu düzenleniyor.
Koylara giderken yanınıza yüksek faktörlü güneş kremi almayı, berrak suların altını keşfetmek için yanınızda Şnorkel, su altı kamerası ve su geçirmez Kılıf götürmeyi unutmayın.
Dillere Destan Orman Kampı
Akyaka Orman Kampı Akyaka’ya yürüme mesafesinde. Konaklamak için Akyaka’daki butik otelleri veya orman kampı içindeki özel taş evleri tercih edebilirsiniz. Doğayla baş başa olmaktan öte ne olabilir ki? Orman içinde çam kokuları içinde yüzmek isterseniz belli bir ücret karşılığında çadırınızı kurabilir, karavanınızla orman içinde dinlenebilirsiniz. Fiyatları gayet makul olan Orman Kafe’de kahvenizi yudumlayın. Yemekleri de muazzam.
Yüzme Bilmeyen Balıkçı Kadın Semiha
Azmak Nehri kıyısında güneşin doğuşuyla balığa çıkan, gün içinde yöresel eşyalar satan Balıkçı Semiha ile karşılaştım. Deniz, bu şafak Semiha’ya çizgili barbun armağan etmiş. Torunu ve gelini ile barbun ziyafeti için küçücük tahta masasına beni de davet etti. Davet geri çevrilir mi?
Sarı çizgili barbun lezzetini ilk kez tattım. Hayata dair biraz sohbet ettik. Suyun verdiği o güzel enerji ile gözleri ışıl ışıldı. Naif ses tonuyla anlatmaya başladı.
“Her türlü hava şartlarında sabah erken çıkarım, yüzme bilmem, ama seviyorum balık tutmayı. Allah ne verdiyse 3 kilo 5 kilo alıp getiriyorum. Bazen çok daha fazlası da olabiliyor. Eşimi kaybettikten sonra iş başa düştü ve deniz beni sevdi ben denizi…”
En içten alkışlar özgüveni yüksek, cesur kadın Balıkçı Semiha’ya…
"Sonsuzca Güzeliz Biz..."
Tahta köprü üzerinden nehrin iki tarafını izlemek için ne duruyorsunuz? Nehrin kenarında gitar sesleri eşliğinde yürüyüş yaparken, nehrin akışına müthiş bir fon oluşturan büyüleyici bir ses daha tanıdım. Hiç görmediğim UFO’ya benzeyen adı Hangdrum, daha anlaşılır olması için Handpan denilen bir çeşit vurmalı çalgı ile tanıştım.
Handpan; 9 farklı noktasından 9 ses çıkaran, kişinin yaratıcılığına, yeteneğine kalmış, ruhunuzun sesini yansıtabileceğiniz bir enstrüman. An’ın güzelliğine güzellik katan handpan nehrin kenarında tınısıyla renk katıyor.
Sıtkı Koçman Üniversitesi Akyaka’ya yakın olduğu için çok fazla öğrenci var. Bu öğrencilerin çoğu kafe, restoran gibi yerlerde çalışarak bütçelerine katkı sağlıyorlar. Akyaka girişinde, Muğla’ya dönmek için otostop yapan onlarca öğrenci görebilirisiniz. Enerjisi çok yüksek bir yer.
Serin ve bol rüzgârlı Azmak “Sonsuzca güzeliz biz” diye bağırıyor. Geçtikleri yere ömür veren nehir ile sazlıklar eşliğinde aşkın sırrını bulun, denizi kucaklayıp maviliklere kulaç atın. Doyamadığınız Akyaka’ya tekrar geleceğinize dair söz verseniz bile ayrılmak çok zor.
Mavi ve yeşil bir dünyada huzurlu günler diliyorum…