Gün Batımının En Güzel İzlendiği Yer: Gümüşlük

Bodrum’un en güzel koylarından birisi olan Gümüşlük antik Myndos şehri kalıntıları üzerine kurulmuş. Bir Leleg şehri olan Myndos, M.Ö. 350-400’lü yıllarda Karya kralı Mausolos döneminde nüfusun Halikarnassos’a kaydırılması ile önemini kaybetmiş. Myndos tarih boyunca önemli bir liman kenti olmuş.

Gümüşlük’ün adının, eski dönemde tepelerde bulunan gümüş madeni ocaklarından aldığı söylenmektedir. Bir başka düşünceye göre ise, Gümüşlük adı gün batımında gümüş rengine dönen denizden gelmektedir.

1975 senesinde arkeolojik sit alanı kapsamına giren Gümüşlük’te artık yeni yapılaşmaya izin yok. Antik liman bölgesinde sahil boyunca sıralanmış begonvil, sardunya ve sarmaşıklarla bezenmiş beyaz bodrum evleri günümüzde pansiyon olarak kullanılıyor. Yabancıların özellikle İngilizlerin işletmeciliğini yaptığı bu evler, neredeyse kumsalın içinde. Deniz evlerin içine girecek sanki. Sit alanı içinde olduğundan, özellikle liman bölgesi ve bu sahil evlerine tek bir çivi çakmak yasak. Bu nedenle de eski dokusunu kaybetmemiş.

Rüzgâra kapalı bu muhteşem koyun hemen önündeki Tavşan adasına (Asar adası) dizlerinize kadar suya girerek gidebiliyorsunuz. Yürürken suyun içindeki antik Myndos kalıntılarını görebilirsiniz. Önceki yıllarda üzerinde tavşanların yaşadığı bu adaya çıkıp tavşanları besleyebiliyorduk. Ancak 2012 yılında antik kazı çalışmaları başladığından bu yana adaya çıkış yasak.

Gümüşlük koyu boyunca sıralanmış balık restoranlarında balığınızı yerken gün batımını izlemeli, sabah kahvaltınızı buradaki cafelerde çayın yanında sıcacık poğaçalarla yapmalısınız.

Antik çağlardan ayakta kalabilmiş yalnızca 2 kilise var. Bu kiliselerin biri sanat galerisi olarak, diğeri ise bar olarak hizmet vermekte.

Gümüşlük Bodrum yolu üzerindeki yel değirmenleri, Gümüşlük’ün simgesi olmuş.

Gümüşlük çarşısı ise otoparkı sahile bağlayan yol üzerinde. Bu ufak ama sevimli çarşıda çok sayıda hediyelik eşya tezgahları sıralanmış durumda. Buradan alınabilecek hediyelik eşya arasında minyatür yel değirmenleri, üzerlerine çeşitli motiflerde delikler delinerek boncuklarla süslenmiş süs kabağından yapılan lambalar, çeşitli ebatlarda yapılmış bez bebekler yer alıyor.

Gümüşlük Bodrum yolu üzerindeki KUKLACI’da keçe bebekleri, Le Kabbak’ta envai çeşit lambaları, Dereköy’de birbirinden güzel yel değirmenlerini almak için olmasa bile, fotoğraflamak için mutlaka durun.

Gümüşlük’te yaz döneminde pek çok kültürel etkinlik düzenlenmekte. Otoparkın önündeki Eklisia kilisesinde ve sahilde pek çok konser izleyebilir, sergileri ziyaret edebilirsiniz. Gümüşlük’te düzenlenen en önemli festival ise yaz dönemindeki Uluslararası Gümüşlük Müzik Festivali.

Gümüşlük’ten Yalıkavak’a giderken Koyun Baba’daki göreceğiniz yeşil kayalar rengi ile ilginizi çekecektir. M.Ö. 350-400’lü yıllarda Halikarnassos’taki dünyanın yedi harikasından biri olan Kral Mausolos’un anıt mezarında kullanılan mermerler buradan çıkarılmış.

Gümüşlük’ün tepesindeki Karakaya köyü ise sırtını büyük bir kaya yamacına dayamış iki üç katlı, eski Rum taş evleri ile görülmeye değer. 350 metre yükseklikteki bu evler Gümüşlük koyuna hakim bir tepede kaya oyuğuna gizlenmiş gibi. 35 haneli bu köy, nüfus mübadelesi sırasında terkedilmiş.

Ancak yeni yeni yerleşimlerle köy yeniden canlanmış. Karakaya gün batımlarının eşsiz seyir noktalarından biri.

Tarih, doğa, kültür ve sanatın harmanlandığı sakin bir belde Gümüşlük. Küçük yerleşim yerlerine özgü sıcak ve samimi ortam, metropol şehirlerindeki sanat aktiviteleri ile birleşiyor. Bu nedenle, Gümüşlük günümüzde sanat severlerin ve sanatçıların buluşma noktası haline gelmiş. Muhteşem doğasına eşlik eden klasik müzik festivalleri, el sanatları çarşısı ve sanatçıları, sanat galerileri ile Türkiye’nin en popüler sanat merkezlerinden biri haline gelmiş.

Günbatımının en güzel izlendiği yerlerden biri olan Gümüşlük, sessiz ve bakir ortamı ile gidenin dönmek istemeyeceği nadir yörelerimizdendir.

NURHAN YILMAZ

Yazar Hakkında

NURHAN YILMAZ

1951 İstanbul doğumluyum. Yıl içinde dönüşümlü olarak Sinop, Bodrum ve İstanbul’da yaşamaktayım.Küçük yaşlarda babamın mesleği gereği, Türkiye’nin pek çok farklı şehirlerinde yaşadım.