Almanya'nın batısında, Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinde bulunan yaklaşık 250 bin nüfuslu Aachen'da neler yaptık, neler yapılabilir biraz bahsedeyim istedim.
Öncelikle 2. Dünya Savaşı’ndan etkilenenler arasında yerini bulmuş bir kent Aachen. 60'larda, 70'lerde inşa edilen birçok yapı mevcut. Tabii bunun yanında kökeni eskilere dayanan birçok yapı da varlığını halen sürdürmekte.
Aachen'ın bana göre en çekici yanı Hollanda ile sınır komşusu olması. Öyle ki, Maastricht (NL) şehri ile Aachen arası bir otobüs mevcut ve yaklaşık 15 dakika içinde sınırı geçiyorsunuz ve yaklaşık 30 dakikada kent merkezine ulaşabiliyorsunuz. Yani yürüseniz sınırı geçiyorsunuz, o derece. Hollanda'ya yakınlığı nedeniyle Aachen şehrinin biraz daha uyuşturucuya (marijuana) meyili olduğunu da gözlemlerim ve edindiğim bilgiler neticesinde sizlere aktarabilirim.
Kentin Gotik yapıda büyük bir katedrali mevcut, Aachener Dom. Fransa, Belçika ve Hollanda'dan birçok turist otobüsler eşliğinde günübirlik bu kiliseyi ve meydanı ziyaret etmekte. Kilise etrafına eğer Noel zamanında denk gelirseniz kurulan mini marketlerde uzun vakitler geçirebilirsiniz. Eğer Noel değilse civar kafelerde Alman biraları ve sokak şarkıcıları eşliğinde meydanı izleme fırsatınız var.
Köln'e otomobil ile 45 dakikadan belki daha az bir mesafede bulunan Aachen ağabeyi Köln'e oranla çok daha ucuz bir şehir. Dom civarında dahi olsanız bira, atıştırmalıklar, döner, tatlılar… Hepsi neredeyse yarı yarıya daha ucuz. Köln'e gitmişken Aachen'ı da rotanıza almanızı tavsiye ederim.
Aachen'ın güzel yanlarından birisi, şehri neredeyse tamamen yürüyerek turlayabilirsiniz. Kuzey Avrupa’nın en eski Katolik kilisesi olan Aachen Katedrali’nin tadını çıkardıktan sonra güney tarafında kalan Arkeoloji Müzesi’ne yürüyerek ilginizi çekiyorsa müzeyi ziyaret edebilir ve de yeşilliğin tadını çıkarabilirsiniz. Aynı zamanda bir öğrenci şehri olan ve önemli bir teknik üniversiteyi bünyesinde barındıran Aachen'ın yeşil bölgelerinde gençler bira ve müzik eşliğinde çimlerin tadını doyasıya çıkartıyorlar.
Öğrenci şehri dediğimiz Aachen'da bunun yanısıra sokakta yaşayan ve şişe toplayarak geçimini sağlayan nüfus da epey yüksek göründü bize. Sadece bira şişesi olarak düşünmeyelim neredeyse tüm cam ve plastik şişelerin depozitosu var ve günlük 25 - 30 euro arası kazanç sağlayan insanların olduğu bilgisini aldık.
Dip not: Kazancın bir sınırı da yok ne kadar çok gezer ne kadar çok farklı sokağa girerseniz geliriniz de o yönde artar, ilgililere duyurulur.
ULAŞIM ÜCRETLERİ
Köln'den Aachen'a gitmek isterseniz tren ile 15 euro ödeyerek yaklaşık 1 saatte ulaşacaksınız. Hollanda üzerinden geçmek isterseniz üst kısımlarda bahsettiğim gibi Maastricht'ten 300 numaralı otobüse binerek 5 euro karşılığında buranın merkez istasyonu olan Aachen Hauptbahnhof’a ulaşabilirsiniz. Diyelim ki Amsterdam'dan geçmeniz gerekecek. O halde 25 euro'ya 2,5 saatlik bir tren yolculuğunun ardından Maastricht'e inecek ve yine 300 numaralı otobüs ile 5 euro'ya Almanya sınırına girebileceksiniz. Aachen içerisinde toplu taşıma hiç kullanmadık, gerek duymadık. O sebeple şehir içi ulaşım hakkında sizleri bilgilendiremiyoruz. Sadece bir kez Merkez Tren İstasyonu’na taksi kullandık ve taksici Türk bir kardeşimizdi. Birçok taksi aynı şekilde Türkler tarafından işletiliyor.
AACHEN'DA YEMEK
Tabii biz “geztronomi” olarak yemeği neredeyse geziden bile ön planda tutabiliyoruz. Bize göre Almanya mutfağıyla adından söz ettiren bir ülke değil elbette ama yine de yiyecek şey bulmak konusunda bir sıkıntı yaşamıyoruz. Aachen diğer Almanya şehirleri gibi Türk nüfusu da yoğun bir şekilde içinde barındırıyor. Çok sayıda Türk esnaf mevcut. Döner bir numaralı seçenek. Mevlana Döner, Berlin Grill ve Kreuzburger ilk alternatifler. Çin restoranları da yüksek ehemmiyete sahip zira doluluklarından ve sık sık Çin restoranı gördüğümüzden bunu anlamamız zor olmadı.
Eğer yolunuz düşerse, hem Almanya kasvetini hem de öğrenci kenti şirinliğini rahatlıkla gözlemleyebileceğiniz Aachen'da deneyimle dolu bir gezi yaşayacağınızdan eminiz.
Sağlıcakla kalın.