Türk Havayolları’nın davetiyle ziyaret ettiğimiz Puglia bölgesi İtalya yarımadasında çizmenin topuğunu oluşturan bölge. 800 km’lik bir sahil şeridi olan Puglia; Campania, Molise ve Basilicata bölgelerine komşu. Puglia 6 ilden oluşup 19.345 kilometrekarelik bir alana yayılmış. Hem Adriyatik hem de İyon denizlerine kıyısı olan Puglia, stratejik konumu nedeniyle de tarih boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış. Antik Yunan, Roma ve Bizans tarafından uzun yıllar yönetilmiş. Antik kentlerden etkileyici Ortaçağ şatolarına kadar pek çok tarihi mirasa ev sahipliği yapan bölgede aynı zamanda altı tane de UNESCO Dünya Kültür Mirası yer alıyor. Bunlar arasında 1996’da listeye dahil olan Bari bölgesindeki Castel del Monte ve Alberobello, 1993’te listeye dahil olan Sassi ve Rupestrian Kiliseleri, 2011’de dahil olan Monte Sant’Angelo’daki The Sanctuary of San Michele Arcangelo, 2017’de listeye eklenen Gargano Ulusal Parkı’ndaki The Foresta Umbra Natura Reserve ve yine aynı sene listeye eklenen Foggia’daki Castel Fiorentino sayılabilir.
Halk geleneklerinin çok iyi korunduğu bölgede dokumacılık, önemli el sanatlarından biri. Puglia İtalya’nın geleneksel turistik noktalarından olmasa da; barok kentleri, lezzetleri, iklimi ve plajlarıyla bilinirliğini artırmakta.
Bari bölgesinin yöresel lezzetleri olarak caprese, fençel ve peynir, pırasalı börek ve kabağa sarılmış panacotta öne çıkmaktadır. Ayrıca marine ahtapot ve kıtır parmesan, Salerno’ya has kulakmemesi makarnası ve pasticciotto gibi İtalyan lezzetlerini de bölgede mutlaka tadılması gerekenlerden. Puglia’da şarap ve zeytinyağı üretimi de oldukça yaygın.
Akdeniz ikliminin hissedildiği bölge yılın her dönemi uluslararası fuar ve festivallere ev sahipliği yaparken, yönetmenlerin de film seti olarak tercih ettiği bir yer. Özellikle Ferzan Özpetek neredeyse her filminde bu bölgeden bir yeri kendine film mekanı olarak seçermiş.
Puglia’da küçük bir sahil kasabası: Polignano a Mare
Bari’ye yaklaşık 30 dk mesafede yer alan bu sahil kasabası bizim de bölgede ilk ziyaret ettiğimiz yerdi. Kasabanın tüm tanıtım broşürlerinde yer alan kireçtaşından kaya aralığı, Polignano a Mare’nin halk plajı aynı zamanda. Turkuaz bir denize sahip olan Polignano a Mare’nin anlamı “deniz kıyısındaki küçük yer”. Yerleşik nüfusu 20 bini bulmayan bu yerleşim yaz aylarında turistlerle dolup taşıyor. Biz gittiğimizde Christmas zamanı olduğundan çok şık ışıklandırılmıştı tüm kasaba.
Kasabanın eski kent merkezi meydanındaysa dev bir çam ağacı süslenmiş ve meydanı çepeçevre Noel pazarı sarmıştı. İtalya’da Noel zamanı büyük küçük tüm yerleşimler ışıl ışıl. Bu sahil kasabasının ara sokaklarına girdiğimizde sanki bir labirente girmiş gibi hissettik. Ama labirentin tüm yollarında sanki bizi bekleyen bir sürpriz vardı. Bir sokakta rengarenk bir kapı, bir başka sokakta bir sokak sanatçısı, bir diğerinde yerel halkın gülümseyen insanları… Yani anlayacağınız biz sevdik burayı.
“Volare” şarkısını bilirsiniz. İşte yıllarca herkesin diline dolanmış olan “volare” şarkısına hayat veren ünlü Domenico Modugno da burada doğmuş. Halk da Modugno’yu bir halk kahramanı haline getirmiş ve kasabaya bir heykelini yerleştirmişler.
Peki Polignano a Mare’ye nasıl gidilir derseniz, öncelikle Türk Havayolları ile Bari’ye uçmalı oradan da yaklaşık 45 dakikalık bir araba yolculuğu yapmalısınız. Ardından otellerin daha makul fiyatlı olduğu, restoranların daha lezzetli yemekler sunduğu, bölge halkının daha güleryüzlü olduğu işte bu sevimli kasabadasınız.
Burada bir de Puglia bölgesinin en güzel otellerinden biri Montenapoleone Çiftliği’ni ziyaret etmenizi hatta mümkünse bu çiftlikte konaklamanızı öneririm. Tüm detayları özenle düşünülen otel, Kapadokya’daki mağara oteller gibi kayalara oyulmuş odalara sahip. Her odanın konsepti birbirinden farklı. Restorasyonu tam 10 sene sürmüş bir aile işletmesi. Otelin kaktüslerle bezeli dış cephe süslemeleriyse oldukça ilgi çekici.
2. bölüm: Lecce Gezisi: Puglia'nın Barok Kenti