​Kızıl Şehir Bologna

Bologna için “kızıl şehir” ifadesini duyar ama gerçek anlamını bilmezdim. Şehre ilk vardığımızda gece saatleriydi, o yüzden ilk başta da fark edemedim. Ancak sabah uyanıp da odamızın penceresinden kiremitlerin kırmızısıyla iç içe girmiş taşların kızıl tonlarını görünce Bologna’nın görselliğinin bu şehrin dokusunun önemli bir parçası olduğunu anladım.

İtalya’nın kuzeyinde yer alan Bologna, Emilia-Romagna bölgesinde yer alan bir şehir. Emilia-Romagna bölgesi ise sadece İtalya’nın değil aynı zamanda Avrupa’nın en zengin ve gelişmiş bölgelerinden. Özellikle de otomotiv sanayii ile adından söz ettiriyor.

Bolonez Sosun Anavatanı

İlk akşam şehre geç saatlerde varınca hemen açlığımızı yatıştırmak için açık bir Trattoria’ya (restoran) gittik. “Bolonez sos” diye bildiğimiz domatesli kıyma sosunun aslında Bologna kökenli olduğunu bildiğimiz için kendimize güvenerek bolonez soslu spagetti istedik. Garson neredeyse bizi azarlayacaktı. Çünkü Spagetti Bolognese diye bir şey Bologna’da yenen bir yemek değil; ilginç ama onlar tagliatelle con ragu diyorlar buna en yakın makarna türüne. Spagetti yerine tagliatelle diye daha yassı türü yaygın burada. Bolonez sosun ismi de ancak bu şehirden olmayanlar arasında ünlü.

Bologna’ya has bir diğer lezzet ise Mortadella salamı. Ayrıca burası Balzemik sirkenin yapıldığı Modena’ya ve Parmesan peynirinin vatanı olan Parma’ya çok yakın olduğundan yemeklerde bolca kullanılıyor.

Kuzey İtalya’da akşam yemeği öncesi saat 18.00 civarında İtalyanlar prosecco ya da martini eşliğinde aperatif olarak bir şeyler atıştırıyorlar. Bu öğüne Aperativo deniliyor. Dolayısıyla akşam yemeği de yaklaşık olarak dokuz- on civarında başlıyor. 1924’ten beri hizmet veren Bottega del Vino Olindo Faccioli ve Bologna’nın en iyi pastanesi olarak gösterilen Gamberini, Aperativo için önerebileceğim mekanlardan.

Restoranlar öğlen saat 11.30 – 14.30 civarında açık oluyor. Ardından Aperativo saatine kadar kapanıyor. Akşam üzeri saatlerde yeniden açılıyor. Yani saat 14.00 gibi karnım acıktı, bir şeyler yemeliyim derseniz çoğu restoran kapalı olduğu için seçenekleriniz azalabilir.

Bologna'nın Önemli Yapıları ve Gezilecek Yerleri

Dante'nin Yetiştiği Üniversite

Bologna’nın en önemli özelliklerinden biri Avrupa’nın en eski üniversitelerinden birine ev sahipliği yapması. 1088 yılında kurulan Bologna Üniversitesi, pek çok kaynakta dünyanın en eski üniversitesi olarak gösteriliyor. Dante, Erasmus, Petrarca ve Kopernik, üniversitenin yetiştirdiği isimlerden yalnızca birkaçı. Bu özelliği sayesinde akademi dünyasında önemli bir yere sahip Bologna. Zaten sokaklara hakim genç nüfustan da bunu kolaylıkla anlayabilirsiniz. Nitekim şehir, dünyanın en kalabalık öğrenci nüfuslarından birine sahip.

Dünyanın En Yüksek Kiliselerinden San Petronino ve Revaklarıyla Göz Alıcı Palazzo dei Banchi

Piazza Maggiore ve Piazza Nettuno için şehrin ana meydanları diyebiliriz. Bu iki meydan konum olarak da birbirlerini tamamlıyorlar. Zaten şehirde görülmesi gereken birçok yapı da bu bölgede yer alıyor. Maggiore Meydanı’nın en heybetli yapısı San Petronino Bazilikası. Dünyanın en yüksek kiliselerinden biri olarak bilinen bu yapının tepesine çıkarak şehre yukarıdan bakabilirsiniz ama bana kalırsa önündeki merdivenlerde oturup meydanın hareketliliğini izlemek çok daha keyifli. Yine aynı meydanda bulunan Palazzo dei Banchi revaklı yapısıyla hayranlık uyandırıyor. Zaten bu revaklı yapı şehrin geneline hakim.

Tam Fotoğraflamalık: Neptün Çeşmesi

Nettuno Meydanı’nın en dikkat çeken yapısı ise Neptün Çeşmesi. Burası Bologna’nın en çok fotoğraflanan yapılarından biri. Neptün heykelinin altındaki dört heykel, dünyanın en büyük dört nehri olan Amazon, Nil, Ganj ve Tuna’yı simgeliyor.

Piazza Nettuno’yu Palazzo d’Accursio, Palazzo Re Enzo ve Palazzo del Podesta çevreliyor. Palazzo d’Accursio hem meydandaki hem de şehirdeki en eski binalardan biri ve içinde hâlâ kütüphane olarak hizmet veren Sala Borsa yer alıyor.

Bologna'nın Eğik Kuleleri

Şehrin bir diğer önemli meydanı da Piazza di Parta Revegnana. Buranın önemi ise bulundurduğu Asinelli ve Garisenda isimli iki kuleden geliyor. Le Due Torri ismiyle bilinen kulelerin belirgin özelliklerinden biri her ikisinin de biraz eğik olması. Kısa olanı Garisenda, uzun olanı ise Asinelli. Asinelli, yaklaşık 100 metre uzunluğa sahip. Buraya tırmanmak mümkün. Bunun için önünüzde yaklaşık 500 basamak var ama göründüğü kadar zor değil. Üstelik yukarıdaki manzara da buna fazlasıyla değiyor.

Santo Stefano Meydanı ve Küçük Venedik

Bu arada söylemeden geçmemek gerek: Santo Stefano Kilisesi de kilisenin bulunduğu Santo Stefano Meydanı da mutlaka görülmeli. Santo Stefano Kilisesi’nin mimari açıdan oldukça farklı bir yapısı var. Birbirinden duvarlarla ve geçit kapılarla ayrılmış, farklı zamanlarda inşa edilmiş kiliselerden oluşuyor.

Vaktiniz kalırsa ‘Küçük Venedik’ olarak anılan pencereye mutlaka uğramalısınız. ‘Küçük Venedik’ diye adlandırılmasının nedeni pencerenin ufak bir kanala açılması. Bologna aslında tıpkı Venedik gibi kanallar üzerine kurulu bir şehir. Ancak Venedik’ten farklı olarak Bologna’da bu kanallar kapalı. Küçük Venedik de şehirde açık olan birkaç ufak kanaldan biri. 

TUĞÇE YILMAZ

Yazar Hakkında

TUĞÇE YILMAZ

 Yaklaşık 15 sene Medya satın alma ve Planlama sektöründe çok uluslu şirketler ile çalıştıktan sonra kendi tutkusu olan gezi ve seyahate yönelerek Gezimanya.com’u kurmuştur.1997 - 1999 İstanbul Üni