Komşu Ada Samos

Samos, burnumuzun dibinde, Kuşadası'nın hemen karşısı. Gece yerleşim yerlerinin ışıklarını görebilirsiniz komşu adanın.

Bize bu kadar yakın olan adaya eşimle gitmeye karar verdik. Geçen yıl da Kos'a gitmiştik, çok da güzel geçmişti gezimiz. Yine tursuz kendi başımıza gezecektik. Kuşadası'nda kaldığımız sürede feribot biletlerimizle birlikte bir-iki broşür ve Samos Adası'nın haritasını da aldık yanımıza. Bu arada ek bir bilgi de vereyim: Samos, Yunanistan'ın Osmanlı'dan aldığı en son ada. 

Feribotumuz çarşamba sabahı 9.00'da hareket edecekti. 

Çarşamba sabahı sabah 7.00'de otelden ayrılıp limana geldik; yeşil pasaportumuz olduğu için vize sorunu olmadan seyahat edebilmenin rahatlığı içinde, liman kapısından içeri girdik. Henüz içeri alım başlamamıştı. Vaktin dolması için kafeye oturup beklemeye başladık.

Yıllarca kaldığım Kuşadası'nda her yaz mutlaka limanın tam karşısında bulunan Kutes Kafe'ye oturup limandaki devasa yolcu gemilerinin seyrine dalar, karşımda bulunan gümrük kapısından bir gün geçmeyi hayal ederdim. İşte o gün gelmişti ve ben o kapıdan içeri girip seyahat edecektim, çok mutluydum.

X-ray kontrolünden sonra, freeshop ve dışarı çıkış... Birden limanda devasa iki yolcu gemisinin önünde buldum kendimi Quin Elizabeth muhteşemdi! Hemen fotoğraf çekmek ve çekilmek için, gemilerin önünde poz verdim. Bu an ölümsüzleşmeliydi. Birgün Quin Elizabeth gibi bir gemiye binebilmek ümidiyle kendi feribotumuza doğru yöneldik.

Kuşadası liman

Feribot seferimiz bir buçuk saat sürdü. Kıyıdan her uzaklaşmada Adanın kıyı şeridindeki otelleri yerleşim yerlerini mavi lacivert sularda seyrederken görmenin tadını çıkarıyordum. Yaklaşık 1,5 saatlik yolculuktan sonra turuncuya bakan kırmızı kiremitleriyle süslü evlerin oluşturduğu bir kıyıya yaklaştık. Ve feribot limana demirledi. Sahili boydan boya gözden geçirdim benim aradığım otel Samos yoktu. Burası Vathİ değil dedim ve feribottaki görevliye sordum: "Burası neresi?"  "Pisagor kasabası" diye yanıt verdi. "Ama biz Vathi için bilet almıştık" dedim. Çarşamba ve cuma günleri Pasagor'a yanaştıklarını söyledi. 

Neyse dedim; zaten göreceğimiz yerlerden biri Pisagor olduğu için sorun etmedim. Gümrük için kuyruğa girdik, acelemiz yoktu. Sıranın en sonunda biz, önümüzde genç bir çift var. Onlara sordum: "Buradan Vathi'ye nasıl gidilir? Mesafe ne kadar?" Otobüsle gidebileceğimizi söylediler.  Maksimum yarım saatmiş.  Pasaport kontrolünden sonra sahile doğru yol aldık. Kiralik çeşit çeşit arabalar, hemen hemen herkes araç kiralıyor. Biz taksi çağırdık; 20 Euro'ya anlaşıp Vathi'ye doğru yola çıktık. 

Akdeniz ikliminin beraberinde getirdiği maki ve zeytin ağaçlarının süslediği, buram buram çam kokusunun yayıldığı yollardan geçerek Vathi'deki otelimize geldik. Yolculuk 10 dakika sürmüştü. Otelimiz Samos Hotel, limanın yanında, merkezde, oldukça güzel bir otel. Üç yıldızlı olmasına rağmen temizlik, hijyen, konfor, hepsi vardı. Kahvaltı fiyatı oldukça uygun. Booking.com'dan ayarladığım bu otelde yolunuz düşerse hiç çekinmeden kalın derim.

Saat 14.00'te giriş yapmamız gerektiği halde odamız 12.00'de hazırdı ve biz odamıza yerleştik.
Üstümüzü değişip plaj kıyafetlerimizi giyip sahil yolu üzerinde bulunan Pizza Napoli'de pizamızı yedikve plajın yol tarifini aldık. Yürüyerek plajımıza ulaştık. Plaj küçük bir yer ama oldukça tenha. Bu güzel denizin tadını da çıkararak tekrar otelimize döndük.

Vathi'de plaj

Akşam yemeğimiz için daha önce araştırarak gittiğimiz için Travena Garden adlı restoranı tercih ettik. Burada deniz ürünlerinden oluşan bir menüyle, bahçede limon ağaçlarının altında Yunan müziğinin eşliğinde harika bir yemek yedik. Bu arada restoranlar ikram olarak karpuz veriyorlar, bu da çok hoşumuza gitti.

Ertesi gün çok güzel bir kahvaltıdan sonra taksi çağırıp tekrar Pisagor'a gittik.

Pisagor adını ünlü matematikçi Pisagor bağıntısını ortaya koyan Pisagor'dan alıyor. Matematikçi burada doğduğu için bu isim verilmiş. Limanın sonunda Pisagor'un heykeli bulunmakta.

İlk durağımız Arkeoloji Müzesi idi. Bizim ülkedeki müzelerde gördüğümüz tüm eserler burada da aynıydı. M.Ö 5-8 .yüzyıllara ait eserler.

Pisagor arkeoloji müzesi bahçesi

Ardından tepedeki manastıra çıkmak vardı planlarda. Oturduğumuz kafedeki kişilere sordum, 15 dakikada yürüyebileceğimizi söyledi. Biz de Ege'nin o muhteşem sıcağında yola koyulduk. Belli bir süre gittik, yolda bir kadınla bir erkeğe rastladık. Manastır ne kadar uzaklıkta diye sordum. 15 dakika süreceğini söylediler. Biz tekrar yürümeye başladığımızda arkamızdan bir araba geldiğini gördük ve kenara çekildik, araba yanımızda durdu. Biraz önce konuştuğumuz beyefendi içinden indi, bizi arabaya davet etti. Biz de bindik, teşekkür ettik. Bizi manastıra yakın bir kavşakta bıraktılar. Çok güzel bir misafirperverlikti doğrusu.

Manastıra ulaştık. Tepeye hakim çok güzel manzarası olan bir Ortodoks Manastırı idi. Görünenin ötesinde karşımızda bir mağara duruyordu, yaklaştım ve inmeye başladım içerisi buz gibiydi. Serinlik harika! Yolun sonunda yine küçük bir manastır çıktı karşımıza, birkaç poz aldıktan sonra dışarı çıktık. Bu sefer tünelleri görmek için yol almaya başladık. Tünel yol ayrımına geldiğimizde 'tadilat dolayısıyla kapalı' levhasını gördük.

Panagia Spiliani manastırı

Manastırdan manzara

Maalesef göremeden sahile indik. Kendimizi Corner Cafe'ye attık ve dondurma siparişi verdik. Devasa dondurmamız geldi, yedik, dinlendik. Bu sefer hediyelik eşyaların satıldığı bir mağaza arayıp bulduk. Çok güzel çalışmalar vardı ama el yapımı olduğundan çok pahalı geldiği için bir şey alamadık. Birkaç mağazayı da gezerek hediyelik bir şeyler aldıktan sonra taksi tutup Hera Tapınağı'na yöneldik. Maalesef müze kapanmıştı, geç kalmıştık. Tekrar geriye döndük başka bir kafede dinlendikten sonra yine Vathi'ye döndük.

Güzel bir akşam yemeği için ünlü pizzacısından pizza siparişi verdik. Kordon gibi olan sahilin yarısına kadar gidip geri döndük. Akşam manzarası da ayrıca çok güzeldi. İnci bir kolye gibi duran sahil, ışıl ışıldı. Herkes sokakta ama yine de sakin. İnsanın beyni dinleniyor. Kargaşa yok, kalabalık yok, bangır bangır bağıran müzik yok. Herkes ölçülü ,saygılı ve kibar; daha ne istenir ki?

Tatilimizin son günü yine güzel bir kahvaltının ardından Vathi'deki Arkeoloji Müzesi ve bir şarap evini ziyaret edecektik.

Arkeoloji Müzesi küçük ama önemliydi benim için. Tunç devrine geçişte kullanılan tüm objeler, ondan önceki dönem eserleri sergileniyordu. Genelde Samos, Mısır ve Suriye'den çıkarılan eserlerdi. O zamanda kullanılan kadın saç modelleri bir hayli ilginçti. Kullanılan giysi ve saç modelleri, kadın başlarında kullanılan çeşitli süs eşyaları, tokalar, taraklar, küpe ve gerdanlıklar bunları gösteren kadın başı figürleri...

Arkeoloji muzesinde kadın saç modelleri

Sonra yürüyerek şarap evine gidelim dedik ama akşam bir inciyi andıran sahilin karşı tarafına geçmeliydik. Otelde resepsiyondaki hanımefendiye sordum tarif etti ama o kadar uzak olacağını tahmin edemedim. Baktık yürümekle varılmayacak sıcakta, geçen bir taksiyi durdurup iki dakika sonra varınca az daha yürüseymişiz ulaşacakmışız dedik. Neyse taksiye beklemesini söyleyip şarap evini ziyarete başladık. Giriş ücretli tabii. Tadım yapabiliyorsunuz. Mahzendeki şarapları üretmek için kullanılan eski malzemelerin ve makinaları, devasa varilleri fotoğrafladık. Meyve şaraplarından iki tane alarak bekleyen taksimize bindik ve şehir merkezinde indik.

Şarap evinde

Şarap evinde

Saat 17'00 deki feribot için Pisagor'a tekrar döndük. Gümrük işlemleri ve feribota binişin ardından 1,5 saatlik yolculuktan sonra Kuşadası'na vardık. Güzel bir yolculuğun ve gezinin daha sonuna gelmiştik.

Vathi bölgesinde gezilecek yerler:
Şarap Müzesi (Giriş 2 Euro)
Arkeoloji Müzesi (Giriş 2 Euro)

Yemek ve kahve için:
Pizza di Pizza (muhteşem)
My House 
Solid Cafe
Travena Garden (deniz ürünleri yemek için tercih edebilirsiniz)

Yabancı marka parfümerler, çanta, aksesuar almak isterseniz Hondos Center'a mutlaka uğrayın. Yüzde 40'a varan indirim vardı. Onun dışında hediyelik eşya satan yerlerden istediğinizi alabilirsiniz.

Pisagor'da gezilecek yerler:
Arkeoloji Müzesi
Hera Tapınağı
Panagia Spiliani Manastırı
Eupalinıs Tüneli

Yemek ve kahve için:
Sahil boyunca kafe ve restoranların hepsi çok güzel, araştırmalarımız sonucunda şunları önerebiliriz: 
Corner Bar (dondurması müthiş)
Two Spoons (tatlı ve kahve isterseniz)
Remetaki (geleneksel Yunan yemeği için)

Hediyelik eşyaların da satıldığı Kallisti Galeri'ye de mutlaka uğrayın. 

Not - 1: Pisagor'a gidip de Pisagor kupası almadan dönmeyin.
Not - 2: Müzeler en geç 16.00'da kapanıyor.Not - 3: Ada çok büyük , değişik yerleşim yerlerine ve plajlara sahip. Günübirlik gezmek yeterli değil. Biz iki gece üç gün kaldık, iki yeri anca gezebildik. Mutlaka iki gece kalmalı gitmekte yarar var.

Birgül

Yazar Hakkında

Birgül

Klasik bir ifade ile,emekli olduktan sonra gezmeye başladım.Eşimle birlikte özellikle yurt dışı gezilerimiz oldu.Orta yaşımızda  uzakları gezelim görelim dedik.