Hamburg, Almanların deyimiyle "Hafenstadt", Almanya'nın en önemli liman kentlerinden biri. Almanya'nın kuzeyinde yer alan Hamburg, aynı zamanda Avrupa'nın altıncı büyük metropolü.
Hamburg'a nasıl gidilir?
Hamburg'a Kopenhag üzerinden ulaşım çok kolay. Kopenhag merkez istasyondan 20-25 euro'ya Flixbus ile beş buçuk saatte şehir merkezine varmak mümkün. Bu süre, otobüsün feribotla mı yoksa köprüden geçerek mi Almanya'ya varacağına göre yedi saati bulabiliyor. Danimarka'dan Almanya'ya geçerken pasaport kontrolü genellikle yapılmazken Almanya'dan Danimarka'ya geçerken polisin sıkı bir pasaport kontrolü yaptığını da söylemiş olalım. İstanbul'dan Hamburg'a gitmek ise uçakla üç saat yirmi dakika sürüyor. Hamburg'da üç farklı havalimanı bulunuyor. Şehir merkezine en yakın olanı Hamburg Havalimanı.
S-Bahn ile Hamburg Havalimanı'ndan benim kaldığım yer olan Berliner Tor arası yaklaşık 30 dakika sürüyor. S-Bahn şehrin banliyo ve daha uzak kesimlerine ulaşımı sağlarken U-Bahn şehir içi ulaşım için kullanılıyor. Beş gün ile 1 hafta arası kalınacaksa en mantıklı ve uygun fiyatlı olan seçenek, havalimanından kendi pasaportunuz adına alacağınız bir haftalık sınırsız ulaşım kartı olacaktır. Bu kart, kontrol esnasında pasaportunuz ile gösterilmelidir çünkü haftalık kartlar kişiye özeldir. 1 haftalık sınırsız ulaşım kartı 27 euro ve tüm toplu taşıma araçlarında geçerli. Havalimanından alınamazsa Hauptbahnhof'tan, yani merkez istasyondan da alınabilir. Bunun yanı sıra günlük ya da grup biletlerini de U-Bahn girişlerindeki otomatlardan almak mümkün ancak bu seçenek hem biraz daha pahalı hem de geçerli olduğu yön ve saat aralığı açısından kısıtlı.
Elbe Nehri kenarındaki zengin kent: Hamburg
Hamburg, Bavyera eyaletinden sonra Almanya'nın en zengin eyaleti. Şehir merkezindeki yeşil çatılı, sivri kulelere sahip binalar İskandinav mimarisini anımsatıyor. Kuzey denizine dökülen Elbe Nehri'nin küçük küçük kollarının üstüne yerleştirilmiş köprülerle Hamburg, hem mavinin hem de şehrin içindeki kocaman parklarıyla yeşilin pek çok tonunu gezginlere mütevazi bir biçimde sunuyor. Şehrin içinde sıradan bir gezinti yaparken hiç beklemediğiniz bir anda küçük bir nehrin üzerinden geçen küçük bir köprüyle karşılaşmak mümkün.
Hamburg turistik bir şehirden öte, yaşayarak, sokaklarında gezerek tadı çıkarılacak bir şehir. Müzeleri ve tarihi eserleri ziyaret etmek isteyen gezginlerden ziyade bölgenin yerel dokusunu deneyimlemek isteyen ve sokaklarında saatlerce yürüyerek şehri keşfetmek isteyenler için oldukça tatmin edici.
Şehrin merkez istasyonu Hauptbahnhof'tan Mönckebergstraße'ye, Rathaus'a ve şehrin güneyinde yer alan Speicherstadt semtine yürüyerek gitmek çok kolay. Yürümek istemeyenler için ise U-Bahn ile bu noktalara ve şehrin içindeki her noktaya ulaşmak mümkün. Diğer Avrupa şehirleri gibi bisiklet dostu Hamburg'da bisiklet kiralayıp şehri bisikletle gezmek de güzel bir alternatif.
Merkez İstasyonu'ndan çıkınca karşımıza ilk çıkan cadde Mönckebergstraße. Mönckebergstraße, Hamburg'un alışveriş caddesi. Caddede pek çok markanın mağazasını, özellikle de Türkiye'de olmayan markaları bulmak mümkün. Hamburg eyaleti için vergi oranı %10 ve tax free için minimum alışveriş limiti 25 euro. Mönckebergstraße'nin sonunda Rathaus, yani Hamburg'un belediye binası karşımıza çıkıyor. Burası aynı zamanda şehrin meydanı.
Şehrin güneyine Rathaus'tan yirmi dakika yürüyerek varılıyor. Güney'de yer alan semtin adı Speicherstadt. Burası ofislerin ve zengin yerleşim yerlerinin bulunduğu bir muhit. Bu semtte Deloitte, Google gibi kurumsal firmaların ana binaları da burada yer alıyor.
Yine bu bölgede görülmeye en değer yerlerin başında Elbphilharmonie, yani opera binası, Miniatur Wunderland ve Hamburg Dungeon, yani Hamburg Zindanı geliyor.
Hamburg'daki deneyimlenmesi gereken en ünlü ve geleneksel aktivite kuşkusuz Balık Pazarı'na gitmek. Almanların Fischmarkt dedikleri yer, bizim anladığımız balık pazarından farklı olarak festival alanı-restoran gibi kullanılan, fabrikadan bozma genişçe bir hangar. Sadece cumartesiyi pazara bağlayan gecenin sabahı, saat altı ile dokuz arasında açık olan bu fabrika tipi hangarın önünde, saat altıda insanlar toplanır, kuyruğa girer ve kapılar açılır açılmaz içeri hücum eder. İçeride canlı performans eşliğinde ekmek arası veya porsiyon halinde servis edilen balıklardan yemek mümkündür. En geleneksel ve tercih edilen balık ise Backfisch.
Hamburg'un eğlence merkezi St. Pauli. Buraya U-Bahn ile St. Pauli durağında inerek varabilirsiniz. St. Pauli, Hamburg'un bohem mahallesi ve aynı zamanda Hamburg'da bir spor kulübüdür. Hemen hemen her köşe başında güzel müzik çalan ve yerel Hamburg birası içebileceğiniz lounge tarzı bar ve publar bulabileceğiniz gibi Hamburger Berg caddesinde giriş ücreti ödemeden, sadece dans etmek için girebileceğiniz gece kulüpleri de mevcuttur. Burası için Hamburg'un Taksim'i demek yanlış olmaz. En çok keyif aldığımız mekan Barbara Bar oldu.
Meşhur Reeperbahn da bu mahallededir. Reeperbahn, Hamburg'un Red Light Street'i olarak bilinir. Hamburg'da seks işçiliği yasaldır. Bu nedenle Hamburg, uzun yıllardır İskandinavya'nın seks turizmi merkezidir.St. Pauli'ye giderseniz mutlaka gitmeniz gereken bir hamburgerci: Kleine Pause. Kendisi Wohlwillstraße üzerindedir. Özellikle cheeseburger ve patatesle beraber kendi yaptıkları mayonezden mutlaka denemelisiniz. Yerel tatları denemek isteyenler için Kleine Pause hem uygun fiyatlı hem de müthiş lezzetli bir alternatif!