Sabah 08:30 ve Budva’dan günlüğü 35 Euro karşılığında bir araba kiralıyoruz. Budva’dan Kotor yaklaşık 50 km. Uzun bir tüneli geçtikten sonra Kotor’dayız.
Kotor’un başlangıcı Herzeg Novi fiyordunun en sonunda yer alıyor. Muhteşem bir doğası ve muazzam bir manzarası var. Masallardaki gibi bir kaleye ve eski şehre sahip bir bölge. Eski şehrin içinde insanlar gündelik hayatlarını sürdürürken aralarında dolaşmak ve onların arasına karışmak ayrı bir keyif veriyor insana.
Kotor’da eski şehir girişinde geniş bir avlu karşılıyor sizi. Kotor’un eski şehri sanki labirent sokaklardan oluşuyor. Burada tadilatlar ve yeniden yapılanma son hızla devam ediyor. Meydanda ilk göze çarpan bir saat kulesi ve kafeler…
Ara sokaklarda dolaşırken hepsinde aynı hissi yaşıyoruz. Sanki köşeden bir şövalye çıkacak… İçeride yerel giyimli kızlar ve erkekler eski dönemi anlatır şekilde şovlar yapıyorlar. Üç kilisenin olduğu bir meydana çıkıyoruz. Etrafta çok sayıda kafe bulunuyor.
Dik bir yamaçtan, dağın tepesine doğru diğer turistler ile birlikte tırmanmaya başlıyoruz. Daha yolun başlarında, bir bakıyorsunuz amcanın biri kurmuş bir masa patikanın ortasına, yukarıya çıkanlardan para alıp bilet kesiyor. Kişi başı 5 Euro ödüyor ve yola devam ediyoruz. Bozulmuş ve parçalanmış merdivenlerden tırmanıyoruz tepeye doğru. Yukarıya çıktıkça şehir ve fiyordun güzelliği daha fazla göz kamaştırmaya başlıyor.
Yukarı tırmanırken ara ara resim çekmek ve manzarayı izlemek içi teraslar oluşturmuşlar. Uzunca bir tırmanıştan sonra tepeye varıyoruz. Bu tepe noktada ufak bir kilise var. Burada dinlenmek için diğer insanlar gibi biz de kilisenin girişindeki bir iki sıra merdivene oturuyoruz.
Burada bizi kiliseden ziyade manzara etkiledi. Harika bir kent ve deniz manzarası var, limana demirli bir yolcu gemisi kareyi tamamlıyor. Etrafta kimileri manzaraya karşı fotoğraf çektiriyor, kimileri elinde dürbün ufku gözlüyor. Ama tepeye çıkan her kişi önce mutlaka oturup bu merdivenlere soluklanıyor. Buradan biraz daha tepeye çıktığınızda ise harabe halde Manastır tarzında bir yapı var. Belli ki, o da şehrin içinde ki bir çok yapı gibi yeniden onarılmayı bekliyor.
Tepeye çıkıp inmek nereden baksanız yaklaşık 1,5 saati buluyor. Tepeden inince üç kilisenin olduğu meydana giderek buradaki restoranlardan birine oturduk. Menüde pizza, içine kaşar doldurulmuş kalamar ve tavuk kızartma var yanında sürahide 1 litre ev şarabı için toplam 28 Euro ödedik.
Kotor’a doyamadan Sveti Stefan’a gitmek üzere yola çıktık.