Londra: Bıg Ben, Hydepark, Nothıng Hıll

Londra’nın bir sembolü haline gelmiş olan Big Ben saat kulesi 106 metre yükseklikte. 1840 – 1867 tarihleri arasında yapılmış olan Big Ben’in adı rehberimizin de söylediğine göre 13 tonluk çanından geliyormuş.

Londra’nın dünyaca ünlü Hyde Park’ına geliyoruz. Parkın çevresinde çok bakımlı, çok iri atları eşliğinde atlı polisleri görüyoruz. Polisler ve atların kıyafetleri çok güzel.

350 dönüm arazi üzerine kurulmuş olan Hydepark, önceleri Westminister sarayına dahilmiş. 17.yy’da halka açılmış. Parkın içinde yapay göller, içinde de ördekler yüzüyor. Parkın içinde bol bol sincap görebilirsiniz. Her yerdeler...

İngiltere’de sokakta kedi yok, ancak evde evcil hayvan olarak beslenebiliyorlar.

Hyde Park’ın içinde Lady Diana anısına yapılmış bir şelale bulunuyor. Ayrıca yine parkın içinde Kensington sarayı, Royal Albert Hall, Speakers köşesi var. Speakers köşesi, insanların özgürce konuştukları, tartıştıkları bir buluşma yeri.

Hyde Park’tan sonra Oxford ve Ragent alışveriş caddelerine gidiyoruz. Bu caddeler üzerinde çok şık kafe, restoran ve mağazalar var.

Londra’da görülmesi gereken müzelerden biri de National History Museum (Doğal Tarih Müzesi). Dünya çevrebilim, böcekler, memeliler ile ilgili devasa galeriler mevcut. Buradaki dev dinozor iskeleti mutlaka görülmeli. Ayrıca Water House bölümü de gezilmesi gereken yerlerden.

National History Museum yanında yer alan Victoria ve Albert Museum da gezilebilir. Bu müze dünyanın sanat ve dizayn anlamındaki en önemli müzelerinden biri. 3 bin yıllık geçmişe uzanan seramik cam eşya, fotoğraf, resim ve mücevherlerden oluşan zengin bir müze.

Dünya’nın en eski tiyatro binasını ve Nothing Hill bölgesini geziyoruz. Rio’dan sonra dünyanın en büyük karnavallarının yapıldığı 2. büyük sokak karnaval alanını gezdikten sonra yine bu bölgedeki Portebello çarşısına gittik. Bu çarşı, çeşitli antika eşya ve mücevher mağazaları ile ünlü.

Londra denince Tower Eye (Dönme dolap)’dan bahsetmeden olmaz. Times nehri kıyısında 135 metre yükseklikte olan bu dönme dolap, bir tur tam dönüşünü 20 dakikada tamamlıyor. Çok keyifli bir gözlem kulesi gibi. Tepeye çıktıkça, Londra ayaklarınızın altına seriliyor sanki. Bu dönme dolaba mutlaka binip, Londra’ya kuş bakışı bakın.

Ve tabii ki Londra denince nostaljik kırmızı telefon kulübelerini de unutmamak lazım. Londra’da pek çok yazar ve ressamın uğrak yeri olan Soho Meydanındaki kafe ve restoranlarda bir şeyler yiyip içerek Londra’nın keyfini çıkarın.

LONDRA’NIN OLMAZSA OLMAZLARI:
Müzeler şehri – British Museum – Madam Tussauds Müzesi – National History Museum – Buchingham sarayı – Westmister sarayı – Big Ben Saat kulesi – Tower Bridge – Times Nehri – Tower of London – London eye – Atlı Polisler – Kırmızı telefon Kulübeleri – Greenwich 0 meridyen noktası – Nothing Hill bölgesi – Hyde Park – Soho Meydanı

Londra konaklama açısından biraz pahalı bir şehir. Şehirde ki oteller arasında Classic Hyde Park Hotel ünlü Hyde Park ve alışveriş mağazaları ile ünlü Oxford Caddesi’ne yürüme mesafesinde bulunuyor. Bunun yanında Tussaud Balmumu Müzesi’ne 3-4 dakikalık yürüme mesafesinde bulunan Park Avenue Baker Street ayrıca Oxford caddesinede 15 dakikalık bir uzaklıkta. Londra’da konaklama için kısıtlı bir bütçeniz varsa Hyde Park ve Royal Albert Hall’e çok yakın bir lokasyonda yer alan Pembridge Palace Hotel’i de düşünebilirsiniz. Bu önerilerin dışında Londra’da daha fazla otel seçeneği için isterseniz buradan booking.com’a girerek göz atabilir ve rezervasyon yapabilirsiniz.  

NURHAN YILMAZ

Yazar Hakkında

NURHAN YILMAZ

1951 İstanbul doğumluyum. Yıl içinde dönüşümlü olarak Sinop, Bodrum ve İstanbul’da yaşamaktayım.Küçük yaşlarda babamın mesleği gereği, Türkiye’nin pek çok farklı şehirlerinde yaşadım.