Malta Osmanlı Şehitliği, Tarxien ve Marsaxlokk

Osmanlı'nın yenilgisiyle sonuçlanan 1565 kuşatmada şehit olan askerler ve Turgut Reis (bir top güllesinin çarptığı kayadan fırlayan bir taş parçasının başına isabet almasıyla şehit olmuş) ve 1. Dünya Savaşı sırasında burada esir tutulurken şehit olan Türk askerlerin anısına Sultan Abdülaziz tarafından yaptırılmış.

Şehitlik 1. Dünya Savaşı'nda Malta'da bulunan Müslüman birliklerinin komutanı Eşref Bey tarafından 1920’li yıllarda tamir ettirilmiş bu şehitlik abidesi ve adadaki Türk varlığını simgeleyen tarihi sembol.

Marsa bölgesinde bulunan şehitliğin hemen önünde bulunan otobüs durağının adı da “Ottoman”. Eski Osmanlı saraylarını anımsatan tam bir Osmanlı mimarisini yansıtan yapının bahçe duvarları, giriş kapısı, ortadaki kubbe ve kuleler tepelerindeki alemlerle, oyma ve süslemeleriyle hem çok güzel hem de hüzünlü bir görüntü içinde. 
Şehitlik şu sıralarda tadilatta olduğu için ne yazık ki içine giremedik ancak binanın dıştan görüntüsü bile güzelliği ile aklımıza kazındı.

Şehitlerimiz için dua edip, Tarxien kasabasına doğru yolumuza devam ediyoruz.
                                                          
Malta Adası’nın UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde üç yeri var:
 
- Başkent Valletta şehri
- Megalitic Temples of Malta (bu Tapınaklardan Qrendi Kasabası’nda Ħaġar Qim ve Tarxien kasabasındaki Tarxien Tapınakları gezeceğiz)
- Ħal Saflieni Hypogeum (Tarih öncesi bir yer altı tapınağı. Burayı gezmek isterseniz
-mevsimine göre- çok önceden randevu almanız gerekiyor, zira bu yer altı tapınağına günde en fazla 60 kişi alınıyormuş)
- Mnajdra, Hagar Qim, Tarxien, Ta Ħaġrat ve Skorba (diğerleri içinde en eskisi olan Ta 'Ħaġrat, üçlü yonca planına (trefoil) sahip yapıların en iyi korunmuş örneklerinden)
 
Biz bugün Tarxien Tapınağı’nı gezeceğiz.
 
Tarxien Tapınağı
 
Malta ve Gozo adalarında M.Ö. 3000-3600 yıllarına ait, bulunan toplam 7 farklı anıttan oluşan Megalitik (Malta Megalitik Tapınakları’ndan - büyük taşlardan yapılmış) tapınaklar içinde en önemli örneklerden.

Bilim adamlarına göre, burada bulunan megalitik "tek başına ayakta duran en eski anıtlar". Malta'da tapınak geleneğinin gelişimi açısından çok önemli bir ören yeri burası. Çok ilginç taşlar ki bazıları inanılmaz kalın kütleler, tapınak harabeleri, dış etkenler ve hava koşullarında korunmak amacıyla üstü kapatılmış, takip etmemiz gereken bir yol da yapıldığı için de çok rahat geziliyor. Bazı duvarların kademeli olması nedeniyle orijinalinde de üzerinde bir çatı olduğu varsayılmakta.

Eşsiz bir mimari başyapıt olan zaman içinde diğerlerine göre daha fazla tahribat görmüş, bu nedenle de bazı parçalar koruma amaçlı orijinal yerinden taşınmış. Özellikle zengin oyma işçiliği ve başka yerlerde bulunmayan birçok mimari özellikleri, bazı taşların üzerinde gördüğümüz hayvan kabartmaları, tekne ve sandallar, şişman bir kadına ait ayaklar çok ilginç ve çok önemli. Ayrıca diğerlerinden farklı olarak kazı işlemleri sırasında yapılan kayıt ve raporlamalarla en detaylı bilgiye sahip olunan anıt.

En büyük önemi de bu yapı geleneğinin günümüze gelişiminin kanıtı olması.
                                                               
Şirin Bir Akdeniz Balıkçı Kasabası: Marsaxlokk
 
Malta dilinin kökeninde Arapça olduğunu söylemiştim, işte adını Arapça liman anlamına gelen xlokk’dan alan "Marsaxlokk" (Malta dilinde "x" "ş" okunduğu için okunuşu Marsaşloh) Malta yakınlarında, geçimi balıkçılık olan, küçücük, şirin bir balıkçı kasabası olsa da oldukça turistik.

Malta Adası'nın çok sayıdaki koylarından birinin kıyısındaki kasabaya girdiğiniz anda sizi masmavi Akdeniz sularında hafif hafif sallanan rengârenk boyanmış yüzlerce balıkçı tekneleri karşılayacak, bu şirin klasik sandallar bu kasaba ile adeta özdeşleşmiş. Çoğunun burun kısmının iki tarafına, tekneleri korusun diye “doğurganlık ve ölüm tanrısı Osisris”in gözü çizilmiş, bu halleriyle masmavi suların üzerinde çok şirin görünüyorlar.

Şanslıyız, bugün günlerden Pazar ve her Pazar sahilde kurulan ‘market’e rastlıyoruz. Çeşitli giyim ve yöresel gıdaların yanı sıra elbette çeşit çeşit balıklar ve her türlü deniz ürünleri de tezgâhlardaki yerini almış. Bazıları oldukça tanıdık olan balıklara bakmak bile iştah kabartıyor, satın almadan sadece bakmak çok zor oldu : )

İyisi mi biz bir restorana gidip bu balıkların tadına bakalım diyor ve taptaze, lezzetli deniz ürünlerinden oluşan güzel bir öğlen yemeği yiyoruz.

İklim ve bitki yapısı bize hiç de yabancı olmayan, duvarların arasındaki fışkırmış yabani incirler, zakkumlar bize Bodrum'u anımsatarak, Akdeniz ruhunu yaşatan kasabadan güzel anılarla ayrılıyoruz.

Otelimize gidip konser için biraz ön bilgi alacak ve hazırlanacağız.

Yarın son günümüz ve UNESCO D.M. listesinde bulunan Hagar Qim & Mnajdra Park’ı gezeceğiz. Yol üzerinde çok ilginç tabiat ve yüzyıllar öncesine ait taş arabaların tekerlek izlerini anlatacağım.
 Sevgiyle kalın.

nevinsalman

Yazar Hakkında

nevinsalman

Ankara da doğdum, TED Ankara Koleji ve Gazi Üniversitesi Mimarlık fakültesi mezunuyum. 6 sene Londra'da yaşadım, sonraki yıllarda İstanbul'a yerleştim ve serbest çalıştım.