Menekşe Yaylası'nın Korsanları, Kocaeli

Güzel bir ay değil mi Mayıs? Gideceğimiz bu yayla da Mayıs aylarında adını aldığı menekşelerle kaplı imiş. Biz de mevsimi kaçırmadan Kocaeli ili Başiskele ilçesine bağlı olan, Menekşe Yaylası yürüyüş parkurunu bilen sevgili gurumuz Mehmet Ümit GENÇER abimizin katkılarıyla gezimizi planladık.  

Menekşe Yaylası ile ilgili kısa bilgileri sizinle paylaşalım:
Yürüyüş mesafesi: 14 kilometre
Yürüyüş süresi: 4 saat
Zorluk derecesi: Kolay
Su geçişi: Yok
Bitki örtüsü: Ormanlık alan, kayın, gürgen, çam
İstanbul’a uzaklığı: 135 kilometre
Uygun mevsim: İlkbahar, yaz, sonbahar Merkeze uzaklığı: Başiskele 15, İzmit’e 30 kilometre

Ulaşım: İzmit TEM otoyolunun batı çıkışından çıkılarak Bursa istikametine gidilir. Yuvacık beldesine gelindiğinde köye doğru dönülür. Yuvacık Barajı geçildikten sonra Aytepe’ye kadar yol takip edilir.

Güzergâh Bilgileri: Menekşe Yaylası yürüyüş parkuru, Aytepe soğuk su deposundan başlar. Yarım saatlik bir dik çıkıştan sonra Şahin Tepesi'ne varılır. Bölgeye hakim bir tepedir. Tepe geçildikten sonra 1,5 saatlik kolay bir yürüyüş ile Menekşe Yaylası’na varılır. Bu bölge adını bahar aylarında açan menekşe çiçeğinden almıştır. Bölgede birkaç yerde su bulunmaktadır. Menekşe Yaylası’nın 100 metre güneyinde papaz çayırı bulunmaktadır. Papaz çayırı kamp yapmaya uygun bir alandır. Yaylanın kuzeyinde 1073 metrelik Bayrak Tepe bulunmaktadır. Menekşe Yaylası’na kadar araç ile gitmek isteyen Bahçecik Mahallesi üzerinden gidebilir.

Tabi biz ofis çalışanları için bu bilgiler günübirlik gezi için biraz zor gelmiş olsa da Ümit Abi'miz bize hep destek, tam destek oldu ve yola koyulduk. 2 saatlik yolcuğumuz ardından kahvaltı etmek için Hereke’ye uğradık. Bir minibüs insanız tabi ki azıksız yola çıkmadık Şenay’ın patatesli böreği, annemin tırtıl kurabiyesi, Öznur’un keki derken körfeze karşı karnımızı doyurduk. Menekşe Yaylası için artık 1 saatlik yolumuz kalmıştı.

Ve vardık… Heyecanla eşyalarımızı alıp aracımızdan indik, dile kolay 14 kilometre yürüyecektik. Güneş yüzümüze gülmüştü. Ormanın içinden yürümeye başladık yaklaşık yarım saatlik bir yürüyüşün ardından Şahin Tepesi’ne vardık. Nasıl bir manzara! Uçurumun kenarındaydık! Hepimiz fotoğraf makinelerimize sarıldık, bu manzara kaçacak gibi değildi. Manzara ve anı fotoğraflarımızı çektikten sonra Menekşe Yaylası’na yolumuz devam etti.

İstanbul’un hengamesinden uzak yeşillik alanların içinde yürümek, koyunları görmek, yaylanın temiz havasını solumak, çiçeklerin kokusunu hissetmek bizleri mest etmişti. Bu yüzden de zaman nasıl geçti anlamadık. Tam hava ne kadar güzeldi derken yağmur yağmasın mı?! Ahmak ıslatan yağmur denilir ya hani tam olarak öyle oldu. Yağmur dindiğinde karnımızın iyice acıktığını fark ettik. Sucuğumuz ve şipşak mangalımız vardı. Grubumuzun erkekleri mangalı yaktılar ekmek arası sucuklarımızı yedikten sonra kendimizi çiçeklerle kaplı yaylanın içinde taze otlarından henüz çıkan mor ve beyaz menekşeleri fotoğraflarken bulduk.

Her güzel şeyin sonu geldiği gibi Menekşe’nin de sonuna varmıştık işte. Aynı yolu yürümek hususunda zorlandığımız şey kesinlikle yokuş aşağı sıra sıra ilerlerken yuvarlanmamaya çalışmaktı. Yol boyunca yaktığımız türkülerden (tamam tamam itiraf edelim Halil Sezai söylüyorduk ) Ümit Abi’nin bunalıp “Kafamı kuma gömmek istiyorum!” isyanı hala aramızda bir espridir. Yolun sonuna geldiğimizde Soğukdere üzerindeki köprüden derenin karşısına geçtikten sonra doğaseverlerin yakından tanıdığı Veysel Amca’nın ahşaptan yapılmış doğal ortamında kahvelerimizi yudumladık. Hava kararmadan İstanbul’a dönebilmek için çok da geç kalmadan geri dönüş yoluna geçtik.

Neslihan DOĞAN Merve KÜÇÜKALİOĞLU

Yazar Hakkında

Neslihan DOĞAN…

Kali (Merve) filmli SLR makinelerle çekim ve baskı tekniklerini öğrenmiş; Ness (Neslihan) ise dijital dünyadan nasip alarak DSLR makinelerle fotoğraf çekmeye başlamıştır.