Hz. Mevlana Mevlana Celaleddin Rumi 1207 yılında Horasan'ın Belh şehrinde doğmuş. Döneminin ünlü bilginlerinden "Sultanül Ulema" denilen babası Bahaeddin Veled ve ailesinin öteki bireyleriyle 1229'da Konya'ya yerleşmişler. İyi bir eğitim almış olan Mevlana tasavvuf şiirleriyle ve kurucusu olduğu Mevlevilikle günümüzde de dünya çapında üne sahiptir.
Mevlana 1244'te Şems-i Tebrizi ile tanıştıktan sonra ders vermeyi bırakıp kendini bütünüyle tasavvufi düşünceye adadı. Doğu şiirinin yüzyıllara yayılan birikimi içinde en başarılı yapıtlarından biri sayılan 25.618 beyitten oluşan Mesnevi'yi Farsça oalrak bu dönemde yazdı. Vaazları, rubaileri ve mektuplarının yanı sıra 43.000 beyitten oluşan bir de Divan'ı vardır.
Günümüzde müze olarak kullanılan Mevlana Dergahı'nın ilk çekirdeğini babasının mezarı oluşturdu. Babası 1231'de ölünce surların yakınındaki gül bahçesine gömüldü. Daha sonra Mevlana onun başucunda hazırlanan kabre gömüldü.
Mevlana 1273 yılında ölünce oğlu Sultan Veled, türbe yaptırmak isteyen müritlerin isteğini kabul etti. Mevlana'nın babası öldüğünde de müritleri bir türbe yapılması için ısrar etmiş ama Mevlana "Gök kubbeden daha iyi kubbe mi olur" diyerek izin vermemişti.
Kubbei Hadra (Yeşil Kubbe) denilen türbenin mimarı Tebrizli Bedrettin'dir, bu türbe dört fil ayağının üstüne yapılmıştır. Bu tarihten sonra inşaat faaliyetleri hiç bitmemiş ve eklemelerle 19. yüzyılın sonuna kadar devam etmiştir. Mevlevi dergahı ve türbe, 1926 yılında Konya "Asarı Atika Müzesi" adı altında hizmete açıldı. "Mevlana Müzesi" adını ise 1954 yılında yeniden düzenlenerek açılışında aldı. Bu müze bağlı bulunduğu Kültür Bakanlığı'na en çok gelir getiren ikinci müzedir.
Mevlana Müzesi
Müzenin avlusuna "dervişan" kapısından giriliyor. Derviş hücreleri avlunun kuzey ve batı yönü boyunca sıralanıyor. Güney yönünde matbah ve Hürrem Paşa türbesinden sonra Üçler Mezarlığı'na açılan "Susmuşlar" kapısı ile son buluyor.
Mevlana ve aile fertlerinin mezarlarınında içinde bulunduğu ana bina avlunun doğusunda. Burada ayrıca semahane ve mescit bölümleri de bulunur.
Huzur-u Pir (Türbe)
Burası her ne kadar müze olsa da aslında bir türbe. Bu yüzden içeri girerken bayanların başını kapaması gerekiyr. Ayakkabılarımızı da kapıda çıkarıp içeri giriyoruz. İçeride fotoğraf çekmek yasak ama ben blogum için kaçak 1-2 fotoğraf çekebildim :)
Tilavet Odası
Mevlana Müzesi'nde sergilenen eserler arasında; Tilavet Odası'nda çeşitli hat örnekleri, semahanede halılar, madeni ve ahşap eserlerle bazı müzik aletleri, mescit kısmında halı ve ahşap kapı örnekleri, cilt, hat ve tazhip örnekleri, derviş hücrelerinde ise kıymetli halılar sayılabilir.
Semahane
Semahane bölümü, mescid bölümü ile birlikte Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılmış. Bu bölümde sema, 1926 yılında dergah müze olana kadar devam etmiş. Günümüzde semahanenin uygun duvarlarında tarihi halılar ve Mevlevi musiki aletleri sergilenmektedir.
Matbah Bölümü
Matbah bölümü, Sultan 3. Murat tarafından yaptırılmış. Dergah müzeye dönüştürülene kadar yemek ihtiyacı bu bölümde karşılanmış. Matbahın asıl işlevi olan yemek pişirme ve somat denilen tahtada yemek yeme adabı bu bölümde mankenler ile anlatılmaya çalışılmış.
Kısa Konya gezimiz boyunca gezmekten en zevk aldığım bölüm kesinlikle burasıydı. Mevlevi kültürünü çok detaylı bilmesem de bu mekanın insana huzur verdiği kesin. Eğer imkanlarınız el veriyorsa Konya sadece 1 saatlik uçuş kadar uzak. Ayrıca artık İstanbul'dan hızlı tren seferleri de başladı. Sabah gidip akşam dönecek şekilde bir günlük plan yapıp bile gidilebilir. Kesinlikle görülmesi gereken yerlerde üst sıralarda bulunuyor.