Saraybosna seyahatimizi planlarken Nisan ayını seçtiğimiz için 2015 yılı baharının bize sürpriz yapacağını hiç düşünmemiştik. Bitmeyen kış bizi bu seyahatte bayağı zorladı. Normal şartlar altında güneşli ve ılık bir seyahat geçirmek niyetindeydik ancak Saraybosna'daki ilk iki günümüz sağanak yağış ve soğuk hava altında geçti. Bu sebeple Mostar gezimizi güneş yüzünü gösterene kadar öteledik. Nihayet 3. gün güneş bize göz kırpınca sabah erkenden Mostar yollarına düştük...
Saraybosna'dan Mostar'a gitmek için eğer arabanız yoksa 2 seçeneğiniz var; tren veya otobüs. Fiyat olarak tren çok daha ucuz bir seçenek, kişibaşı sadece 11 KM yani 5,5 EUR. Ancak sefer saatleri çok seyrek, bunun yanında süresi de 5,5 saat kadar. Otobüs ile gidiş ise yaklaşık 3 saat sürüyor, bilet ücreti kişibaşı 20 KM yani 10 EUR.
Mostar'a gitmeden once kaldığınız otellerden yardım almanızı öneririm. Çünkü otobüs terminalinin internet sitesinde çelişkili bilgiler var. Otobüs saatini öğrenmek için ben resepsiyondaki arkadaştan yardım aldım, terminali arayıp öğrendi. Sabah 09:00 ve 11:00'de otobüs var. Biz 09:00 otobüsü ile gitmeye karar veriyoruz.
Otobüs terminaline gitmek için de iki seçeneğimiz var. Resepsiyondaki arkadaştan aldığım bilgiye göre, Başçarşı durağından "1" numaralı tramvaya binersek direk otobüs terminaline ulaşabilirmişiz ancak sefer sıklığı nadir olduğundan Mostar otobüsünü kaçırma ihtimalimiz var. Bu sebeple bize "3" numaralı tramvaya binip Amerikan Konsolusluğu'nun olduğu durakta inmemizi öneriyor. Çünkü otobüs terminali konsolosluğun tam arkasında. Dediği gibi de yapıyoruz. Takribi 15 dakika sürüyor yolculuğumuz. Hemen biletimizi alıp Mostar'a doğru yola çıkıyoruz.
Uzun zamandır yaptığım en keyifli otobüs seyahatiydi, 3 saat boyunca mükemmel bir manzara eşliğinde yolculuk ediyoruz. Yol boyunca yeşil ve mavi bir arada. Eğer Mostar'a giderseniz tren yerine otobüs ile gitmenizi öneririm.
Mostar otobüs terminaline iner inmez ilk işimiz dönüş biletimizi almak oluyor. 15:00, 16:00, 18:00 saatlerinde dönüş otobüsü var. Bütün günü burada geçirmek istediğimizden 18:00 saatine alıyoruz bileti.
Otobüs terminali şehir merkezine yürüyüş mesafesinde, terminal arkanızda kalacak şekilde sol tarafa doğru dümdüz 10 dakika kadar yürüdüğünüzde "Old Town" dedikleri şehir merkezine ulaşmış oluyoruz. Yol boyunca bize 4 yıl süren bombardımandan kalan izler eşlik ediyor. Saraybosna'da olduğu gibi Mostar'da bombalanmış binalar olduğu gibi duruyor ve mümkün olan her yerlerine "do not forget" yazılmış. Bosna halkı böylece yaşadıkları o büyük acıyı her zaman hatırlıyor ve genç nesle de yaşadıklarını aktarmış oluyor.
Mostar hüzünlü bir şehir, kafanızı çevirdiğiniz heryerde geçmişte yaşananları hissedebiliyorsunuz.
Sokakta yürürken karşıma çıkan şehitliğe giriyorum, gerçekten yürek burkan bir görüntü...
Yürüdükçe hafiften bir insan kalabalığı sesi ve su sesiyle karışık bir uğultu duymaya başlıyoruz, bir alt sokakta eski şehrin çarşısı ve ünlü Mostar Köprüsü'ne yaklaştığımızın belirtisi bunlar. Biz biraz daha sabredip çarşıya doğru yönelmiyoruz ve yolun sonuna kadar gidiyoruz. Burada bizi eşsiz bir manzara karşılıyor.
Neretva Nehri üzerindeki demir köprüden bakınca sol tarafınızda bir üst resimdeki bu eşsiz manzara sağ tarafınızda ise ünlü Mostar Köprüsü size karşılıyor.
Mostar Köprüsü, 1566 yılında Mimar Sinan'ın öğrencisi Mimar Hayrettin tarafından yapılmış. Dönemin şartlarına gore yapılmış müthiş bir köprü. Farklı din ve dillerde halkın yaşadığı Bosna eyaleti için birleştirici bir unsur olduğu için barışı simgelediği düşünülür. 1992 yılınca once Sırp ateşi ile büyük darbe alıyor, 1994 yılında ise hırvat topçu ateşi ile tamaen yıkılıyor. Savaş bittikten sonar 1997 yılında yeniden inşaası başlıyor, finansmanı Dünya Bankası öncülüğünde aralarında Türkiye, Hollanda, İtalya, Hırvatistan gibi ülkelerin olduğu bir konsorsiyum tarafından sağlanıyor.
Yeniden inşaası için dalgıçlar Neretva Nehri'nden eski köprünün taşlarını çıkarıyor ve bozulan taşların yerine kullanılmak üzere ise eski taş ocağı tekrar açılıyor. Sonunda köprü tekrar bu taşlarla inşaa ediliyor. 2004 yılında tekrar kullanıma açılan Mostar Köprüsü 2005 yılında UNESCO Dünya Mirası listesine girmiştir.
Köprüden uzun uzun manzara seyredip bol bol fotoğraf çektikten sonra karşı kıyıya geçip eski kentin çarşısını gezmeye başlıyoruz. Taş sokaklar, bolca turistik eşya satan dükkan, cevapi yiyebileceğiniz restoranlar sıralanıyor çarşı boyunca. Havanın iyi olması esnafa yarayacak şekilde bolca turist var. Saraybosna ile karşılaştırdığımda turistik eşyalar burada daha pahalı ancak çeşit daha fazla. Restoranların fiyatları ise makul, fazla abartmamışlar...
Çarşıyı geçip once köprünün altına sonrada üstüne çıkıyoruz. Biraz engebeli olsa da muhteşem bir manzara sunan alt yola giriyoruz. Önce burada bol bol fotoğraf çekip sonrasında köprünün üstüne çıkıyoruz.
Daha önce mutlaka duymuşsunuzdur, Bosna'lı gençler sevdikleri kızla evlenebilmek için Mostar Köprüsü'nün üzerinden Neretva Nehri'nin buz gibi sularına atlarmış. Günümüzde ise bu durum biraz ticarileşmiş, köprü üzerinde tezgah açan gençler para karşılığı köprüden atlıyorlar. Şov izlemek isteyen turistlerde bu organizasyonun finansörü :)
Köprünün üzerinde de bol bol manzara izledikten sonra karşı taraftaki çarşıyı da gezip tekrar Mostar sokaklarına dalıyoruz. Sokak aralarında yürürken ana caddeye çıkalım diyoruz ki otobüs terminaline kadar yürüdüğümüzü fark ediyoruz. Saat 15:00 olmak üzere, Mostar'ın görülmesi gereken her yerini gezdiğimize gore dönüş biletimizi biraz one çekebilirmiyiz diye soralım diye terminale girdik. 15:00 otobüsünde yer var ve hemen biletimizi değiştirip Saraybosna'ya dönüyoruz.