Muğla'da Doğal Güzellikler: ​Yerküpe Yaylası ve Yerküpe Mağarası

Gezginler için yeni yerler, yepyeni güzellikler keşfetmek her zaman keyif vericidir. Biz de bugün, dostlarımla birlikte, ilk kez duyduğum yeni güzellikleri keşfe, yemyeşil çam ormanları ile çevrili bir Yörük yerleşimi olan Muğla'nın Menteşe beldesine ve beldeye 2 kilometre uzaklıktaki Yerküpe Yaylası ile oluşum ve gelişim yönünden ilginç Yerküpe Mağarası’na gidiyoruz.

Bu geziyi Arapapıştı Kanyonu ile birleştirerek güzel ve keyifli bir gün geçirdik. Dilerseniz, siz de aynı rotayı izleyebilir, ya da mağaranın yakınındaki, Türkiye’nin ilk bakırcılığının başladığıKavaklıdere ile Menteşe ve Çamyayla köylerini ziyaret edebilirsiniz.

Yemyeşil ağaçlarla, çamlarla kaplı Doğu Menteşe Dağları ve bu dağların arasında yemyeşil bir yayla düşünün.

Denizden 800 metre yüksekteki Yerküpe Yaylası ve bu yaylada etrafı asırlık çınarlarla çevrili yemyeşil çimenli büyük bir alan, etrafında da tribünler…

Burasının yağlı güreşler düzenlenen bir alan olduğunu öğrenince şaşırıyorum. Her sene haziran ayında, şarkılarla türkülerle, konserlerle ve âşık atışmaları ile neşe içinde, bir şenlik havasında geçen eğlencelerle yapılırmış bu güreşler. Çok sayıda turist de geldiğini söylüyor görevli bekçi.

Alanın tam altında ise bir mağara, Genek Çayı’nın bir kolu Hebil Deresi üzerinde Yerküpe Mağarası bulunuyor, genç bir mağara. Eski zamanlarda Yörük çobanları hem kendileri hem de hayvanlarını buradaki çınar ağaçları altında serinletir, ürünlerini de yaz aylarının en sıcak günlerinde bile, hava sıcaklığı 5 dereceye kadar düşen ve bir nevi “doğal bir buzdolabı” olan bu mağarada saklarlarmış.

Mağaranın girişinde ağaçların arasında kayalardan inen ve çok hoş bir manzara oluşturan çağlayan ve merdivenlerden inerken yüzümüze çarpan serinlik bunu doğruluyor.

Genç mağaranın doğal yapısı; içindeki değişik kaya oluşumları, sarkıt ve dikitler, damla taşlar, küçük su havuzları ile ilginç.

Mağara içindeki ışıklandırmalar ve korkuluklar sayesinde rahatça yürünebiliyor, ancak yürüyüş yolları, merdivenler yer yer kaygan olabiliyor, dikkatli olmanızı öneririm.

Çok uzun bir mağara değil, tahminen 100 metre uzunluğunda tek bir galeriden oluşmakta. Derinliği 17 metre kadar, genişliği 3 ila 10 metre arasında, tavan yüksekliği ise 2 ila 8 metre arasında değişmekte. Geriye dönmeden diğer ucundan yine basamaklarla tekrar dışarı, kafenin önüne çıkabilirsiniz. Güreşlerin düzenlendiği alanın yanı başında yer alan, dev bir çınarın gölgesindeki köy kahvesinde bir kahve molası da çok keyifli oldu.

Burada gece konaklayabileceğiniz motel de bulunuyor, ilginizi çekerse şenlikler zamanı gelmek ya da bir hafta sonu yeşillikler içinde bol oksijenli yayla havası almak ve sessizliğin koynunda bir iki gün kalmak da keyifli olabilir.

Beş ayrı yerden kaynayan buz gibi doğal kaynak suları, çağlayanı, yaylası, mağarası, çınar ağaçları, piknik alanları ile bahar ve yaz aylarında doğa ve doğa sporu sevenlerin, gezginlerin gidebileceği ya da bizim gibi Arapapıştı Kanyonu’na giderken uğrayabileceğiniz güzel bir bölge.

Mağaranın doğal sit alanı olarak koruma altına alınmış olduğunu duymak bizleri mutlu etti ancak adının daha fazla duyulması, ülkemizin bu gibi doğal güzelliklerinin daha fazla turist çekmesi için tanıtım görevi de bizlere düşmekte.

Güzel ülkemizin başka bir cennet köşesinde buluşmak üzere…

Sevgiyle… 

nevinsalman

Yazar Hakkında

nevinsalman

Ankara da doğdum, TED Ankara Koleji ve Gazi Üniversitesi Mimarlık fakültesi mezunuyum. 6 sene Londra'da yaşadım, sonraki yıllarda İstanbul'a yerleştim ve serbest çalıştım.