Örgü Ören Erkekleriyle Taquile Adası

Taquila adası, Titicaca gölünde yüzen adalardan sonraki durağımız. Uro adalarından yaklaşık 1,5 saat süren tekne yolculuğu sonrasında ulaşıyoruz Taquila adası’na. Sahilde indikten sonra, teraslı dik yamaçtan çıkmamız gerekiyor adanın tepesine ulaşmak için.

Yükseklik 3.800 metre, tırmanılacak basamak sayısı 500’e yakın olunca doğal olarak nefes darlığı çekiliyor. Zaman zaman oturuyoruz, zaman zaman yürüyoruz, tepeye ulaşmak yaklaşı 40-45 dakikayı buluyor, malum oksijen azlığı gibi bir problemimiz var.

Bu adanın sahibi 1940’lara kadar bir İspanyol aileymiş, ancak sonrasında buranın yerlileri olan Mestizolar adayı satın almışlar.

Günümüzde bu adada 1.500 kişi yaşıyor. Bu 1.500 kişi de 6 farklı klandan geliyor. Her klanın 1 şefi var. Şeflik süresi ise 1 sene. Her evli erkek hayatında bir kere mutlaka şef oluyormuş.

Bu adada aynı bizim Doğu Karadeniz’de olduğu gibi erkekler 4 şişle örgü örüyorlar. Hatta bu nedenle ada örgü ören erkekler adası adı ile de biliniyor. En çok ördükleri şey ise kukuleta tarzı şapkalar… Kadınlar ise yün eğiriyorlar.

Ada halkı fotoğraf çektirmeyi pek istemiyor, hemen yüzlerini kapatıyorlar. Ancak rica ederseniz nazlansalar da kabul edebiliyorlar. Ya da bahşiş karşılığında fotoğraf çekebiliyorsunuz.

Taquila adasında yaşayan halk çok geniş görüşlü. Ailelerin rızası ile genç kızlar ve erkekler evlenmeden önce beraber yaşıyorlar. Evliliğe ciddi bir iş olarak bakıyorlar ve evlenmeden önce birbirlerini tanımaları gerektiğini düşünüyorlar.

Evli erkeklerin kukuletası kırmızı, lacivert ve beyaz desenli, genç bekâr erkek ve yaşlılarınki ise beyaz renkli.

Genç kızlar evlenecekleri erkeğe yaklaşık 20 cm eninde bir kuşak örüyorlar. Kuşağın iki başını da kendi saçından örüyormuş. “Saçımı kuşak ettim” demek için herhalde. Bu kuşağa yine el örgüsünden bir de çanta örüyorlar. Bu çanta da sürekli coca yaprağı taşıyabilsin diye yapılıyormuş. Evlendikten sonra kadın kocasının hep 2 metre önünden yürür, erkek arkadan gelirmiş. Sonuçta kadın egemen bir toplum.

Ada halkı, ataları olan İnkalar’ın bazı kurallarını halen uyguluyorlar. İnka kuralına göre Hiç kimse tembellik, hırsızlık ve yalancılık yapamazmış. Sadece şef yalancılık yapabilirmiş. Kral ve Tanrılar ise hem tembellik, hem hırsızlık hem de yalancılık yapabilirmiş, rehberimizin söylediğine göre…

Buradaki insanlar güneşten epey kararmışlar. Hele yanakları… Bir çoğunun yanakları güneşten kabuk bağlamış. Biz de epeyce yandık gün içinde. Puno’ya tekne ile dönerken yoğun bir kar yağışı başladı. Ama malum hava çabuk değişiyor.

Titicaca Gölü yakınlarında kalabileceğiniz Mirador del Titikaka ve Hotel Pumakala otelleri şehir ve göl manzaralı konaklama imkanı sunmaktadır. 

HÜSEYİN YILMAZ

Yazar Hakkında

HÜSEYİN YILMAZ

 1942 Sinop Ayancık doğumluyum. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi mezunuyum. Mecburi hizmet nedeni ile Hakkari, Yüksekova, Siirt’te görev yaptım.