Romantik Sokaklarıyla Masallar Şehri: Prag

Bir şehir düşünelim şimdi, içinde geziyorsunuz ve kendinizi masallar diyarında hissediyorsunuz. Orta Çağ tarihini anımsatan yapıları ve tarih kokan sokaklarıyla Çek Cumhuriyeti başkenti Prag’dayım.

Soğuk bir kış gününde, Türk Hava Yolları ile son derece konforlu bir uçuşun ardından ulaştım şehre. Hava yollarımız sürekli gelişiyor, her defasında kalite standartları artan bir uçuşla karşılaşıyorum. Daha havaalanındayken buram buram ülkemden uzak hissetmiştim kendimi. Arkadaşım ve aile dostumuz olan, Erasmus programı ile 6 aydır bu şehirde yaşayan sıcakkanlı insan, hava alanında karşıladı beni. Kalacağımız yere ulaşmamız yaklaşık olarak bir saat sürdü. Genellikle öğrenci değişim programları ile Prag’a uğrayan insanların kaldıkları son derece bilinen bir mekânda yapmıştım konaklamamı. Tertemiz odalar ve tüm ihtiyaçları karşılamaya yönelik dizayn edilmiş bir binaya sahip olan “Hostivar”ı, Prag’a uğrayacak olan herkese tavsiye edebilirim.

Bembeyaz bir örtüyle karşılaşıyorum, kristal gibi parlıyor her yer. Hava durumu -10’ları gösteriyor ancak hissedilen bunun çok daha altında. Her şeye rağmen bir an önce dışarı çıkıp destanlara konu olmuş yerleri gezmek istiyorum. Kaldığım yerdeki öğrencilerle iyi anlaşıyorum, ilk günümüzde onlar da bize eşlik ediyor ve döneceğim güne kadar hiç ayrılmıyoruz. Dünyanın her yerinden eğitim için gelenler, güzel dostluklar kurmuşlar burada. Yepyeni kültürleri keşfederek dillerini geliştiriyor ve dünyadaki farklı eğitim sistemlerini görmüş oluyorlar. Gezmek, yeni yerler görmek, farklı ülkelerde uyanmak ise bu programların kişiye sağladığı unutulmayacak avantajlardan…

Prag’da Görülecek Yerler

Şirin ve otantik kafeler, Dünya Kültür ve Doğa Mirası Listesi’nde yer alan eski yerleşim merkezi Old Town, efsanelere konu olan şehrin en önemli simgesi Charles Köprüsü, şehri birleştiren Vltava Nehri, önünde fotoğraf kuyruklarıyla karşılaşacağınız Astronomik Saat, tarihin izlerini saklayan Prag Kalesi, Kafka’nın büyüdüğü romantik sokaklar, hava kararmadan önce dünyaca ünlü bir Hollandalı şirketin inşa ettiği Dans Eden Ev ve şehre her gelenin bir iz bıraktığı John Lennon Duvarı; şehir içinde gezip görülmesi gereken en önemli ziyaret noktaları olarak bilinmekte.

Astronomik Saat

Orta Çağ’dan kalma bir saattir. Saat üstündeki 12 saat dilimi 12 burcun sembollerini göstermektedir. Bu özelliği saatin turist çekmesini sağlamaktadır.

Charles Köprüsü

Adeta bir anıt görünümünde olan köprü, gotik yapısı sayesinde son derece renkli bir sanat galerisi görünümüne kavuşmuştur.

John Lennon Duvarı

Beatles’ın efsanevi üyesi John Lennon 1980 yılında vurulduğunda, gençler bu duvarı renkli ve sanatsal boyamalarla, şiirlerle anıtlaştırmış. Sonrasında polis, bu projeyi durdurmak istese de sonuç olarak barış ve sevgi kazanmış.

Old Town

Prag’ın en merkezi yerinde bulunan bir meydandır. Prag’daki en eski ve en önemli meydan olan Old Town, 10. yüzyılda birçok ürünün uluslararası satışının yapıldığı bir yer olarak kurulmuştur. Meydan, birçok tarihi yapıyla çevrilidir.

Kafka’nın Büyüdüğü Romantik Sokaklar

Venedik sokaklarını andıran yapısıyla Kafka’nın büyüdüğü bu sokaklar ziyaretçilere unutulmaz duygular yaşatmaktadır.

Dans Eden Ev

Mimarının; dans eden bir çiftten esinlenerek ortaya çıkardığı bu eser, adını da ilham kaynağından alıyor. Dans Eden Ev, aslında Hollanda kökenli bir sigorta şirketi olmasının yanında Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag’da şehir merkezinde inşa edilen binaya verilen takma isimdir.

Sarı, mavi, pembe renkli evleri ve nehirde yüzen kuğularıyla bugüne kadar gördüğüm en farklı kentti Prag. Tüm mimari tarzlar caddelerde birbirine yaslanmıştı ve hepsi özelliklerini koruyordu. Kent, mimariye olan saygısını müzikten de esirgememişti. Smetana ve Dvorak gibi ünlüleri yetiştirdiği gibi Weber, Beethoven, Chopin, Liszt, Wagner ve daha nice dâhilere de kapılarını sonuna kadar açmış, onları kucaklamıştı.

Peki ya Mozart! Mozart’ın Prag ve halkıyla özel bir ilişkisinin olduğu herkes tarafından bilinir. Birçok turist, Mozart’ın Prag’daki izlerini takip ediyor ve Mozart Müzesi’ni geziyor.

Yeme-İçme

Prag mutfağı genellikle domuz eti ve dana eti yoğunluklu olarak bilinir, bu yemekler özel soslarla ve yanlarında atıştırmalık yiyeceklerle servis edilir. Türk mutfağına oldukça uzak olduğu için Çek mutfağına mesafeli davranıp, yalnızca çok meşhur olduğunu bildiğim “goulash” yiyerek yetinmiştim. Yerken ve sonrasında midemde bıraktığı tat nedeniyle iyi bir tanışma olduğunu söyleyemeyeceğim. Ancak tatlılar, Çek mutfağına özgü aromalı kahveler, özellikle denemenizi istediğim cheesecake çeşitleri değinmeden edemediklerim…

Renkli ve hareketli bir gece hayatı olan Prag, özgürlükler şehri olarak bilinmekte. Her geçen gün genişletilen yeni yasalarla geceleri yapılacak alternatifler sürekli artıyor.

Prag’ı soğuk bir günde tanımış ve soğuğun ona yakıştığına karar vermiştim. Yaklaşık olarak 1 hafta geçirdiğim bu masal şehir, bana hayatım boyunca unutamayacağım hisler sunmuştu. Şimdilerde onu çok özlüyorum…

Son olarak, harika anılarla veda ettiğim bu şehri herkesin görmesini istiyorum. “Prag” masallar şehri, “Prag” rüya şehir, “Prag” tarihini koruyan yapısıyla insanlık için bir ütopya…

Diğer yazılarım için: http://erenerdinc.blogspot.com.tr/