Tarihi Safranbolu Evleri ve Cam Teras

Hani birçok kişiye olur ya “nasılsa yakın, daha sonra gideriz” deyip; Amerika’lara, Afrika’lara, Asya’lara gitmiş, burnumun dibindeki Safranbolu’ya yıllardır gidememiştim ama Cam Teras’ın da açıldığını öğrenince Safranbolu’yu, gezilecek yerler listemin üst sıralarına taşımıştım.

2,5 ay süren Orta Amerika yolculuğumun sonlarına yaklaşmış ve artık Türkiye özlemine düşmüşken; Gezen Kelebek’in ön ayak olup, Gezimanya’nın Safranbolu Belediyesi ile birlikte organize ettiği gezi yazarları organizasyonuna davet edilince, bu fırsatı kaçırmadım, çok keyifliydi.

 
Ne Zaman: Bir hafta sonu gezmek için ideal olan Safranbolu’ya biz İstanbul’dan 10 Nisan Cuma öğleden sonra gidip, 12 Nisan Pazar akşamı geri döndük. Yazı ayrı, kışı ayrı güzel olan Safranbolu’ya her mevsim gidilebilir. Karlar altındaki tarihi Safranbolu evleri manzarası yerine, daha ılıman bir havada gezmek istiyorsanız bahar ayları ideal. Meşhur safran bitkisinin hasadına denk gelmek istiyorsanız da Ekim-Kasım’da gidebilirsiniz. Karadeniz ikliminin de İç Anadolu ikliminin de hakim olduğu bu coğrafya bayağı engebeli. Yokuşlarda inip çıkacağınızı göz önünde bulundurun.

Nisan ayında hava durumu yağmurlu gösterirken, bizim şansımıza gündüzleri muhteşem güneşli ılık bir hava vardı. Hem yürüyüş yaparken üşümedik, ıslanmadık; hem de yokuştu, tepeydi derken sıcaktan bunalmadık.
 
Ulaşım: 20 kişilik gezi yazarları grubu olarak gittiğimiz için Safranbolu Belediyesi’nin bize özel tahsis ettiği minibüsümüz pek bi rahattı. İstanbul Beşiktaş’tan Safranbolu otelimize yolculuk mola dahil 6 saat sürdü.
 
Karabük Safranbolu’da havaalanı yok. En yakın havaalanları Zonguldak ve Ankara. TEM’den Gerede sapağından çıktıktan 90 km sonra Karabük ve 8 km uzağındaki Safranbolu’ya yol gayet düzgün olduğu için sürüş rahat. Otobüs firmalarının büyük şehirlerden düzenli seferleri var. Ankara ve Zonguldak’tan Karabük merkeze tren olduğu söyleniyor.

Safranbolu’ya geldikten sonra nasıl gezeceksiniz sorusuna ise, Tarihi Safranbolu Çarşısı’nda zaten gezilecek yerler birbirine çok yakın. Ancak bazı yerler az biraz yokuş olduğu için, Safranbolu’nun daracık sokaklarına girebilen golf arabaları ile büyük tur yada küçük tur yapmanızı önerebilirim. Fiyatı tur içeriğine göre kişi başı 30-45TL civarlarında. Araç doldukça kalkıyor, tur maksimum 1 saat sürüyor.
 
 Kanyon ve mağaralara gitmek için ise kendi aracınız varsa rahat edeceğiniz kesin. Bizim VIP aracımız olduğu için yerel ulaşım maceralarına pek giremedik. Ah nerde benim “chicken bus”larım? Şimdi de Orta Amerika’yı özledim.
 
Konaklama: Sağ olsunlar hem tarihi Safranbolu Çarşısı’nın göbeğinde olalım, hem de 1645 yılından bugüne gelen tarihi içimizde hissedelim diye Cinci Han Hotel’de (www.cincihan.com) konaklama ayarlamışlar. Davetli olarak değil de kendi imkanlarımla gidiyor olsaydım yine bu oteli tercih ederdim; otantik yerleri kim sevmez. Yalnızca binanın 1645’li yıllarda yapıldığını düşünecek olursak ısı yalıtımı diğer bütün hanlarda olduğu gibi, burada da yok. Alışkın olmayan bünyem için resepsiyondan ekstra battaniye istedim, oldu bitti. Kış aylarında belki kalorifere destek, elektrikli ısıtıcılar koyabilirler, ama yaz aylarında bu durum doğal klimalı bir avantaja dönüşebilir.
 
GezilecekYerler:

1994 yılında UNESCODünya Mirası Listesi'ne giren Safranbolu’nun tarihi Hitit dönemine kadar gidiyor. Kültürel değerlerin yanında, benim gibi atraksiyonu sevenler için kanyonları ve doğal güzellikleri ile de Safranbolu ideal bir yer.  
 
 Kristal Cam Teras: Grand Canyon diye arama motorlarına yazınca ilk sıralarda çıkan Skywalk’u birçok kişi bilir. Düşünsenize cam bir platform üzerinde, metrelerce yüksekte, uçurumu görerek yürüyorsunuz, heyecanlı değil mi? İşte artık Türkiye’de de bir “Cam Teras” var.
 
2012’de Safranbolu’da Tokatlı Kanyonu’nda; 80 metre yüksekte, 11 metre eninde, 100 m2 alana sahip, yelpaze şeklinde bir platform yapılmış. Roketatar mermisiyle dahi kırılamayan cam 400 kişi taşıyabiliyormuş ancak 1 seferde maksimum 30 kişinin çıkmasına izin veriyorlar. Giriş ücreti sadece 3 TL. Kahvaltı, yiyecek, içecek için de kafeterya ve seyir alanı var. Püfür püfür, vadi manzaralı kahvaltı için bile gidilebilecek bir yer.
 
Unesco Dünya Mirası Kentlerinden olan Safranbolu’nun tarihi evleri dünya çapında zaten biliniyor. Gittiğimizde Vietnam’dan Japonya’dan turist grupları gördük. Şimdi “Cam Teras”ı dünyaya tanıtmanın zamanı diye düşünüyorum.

Ancak Google’a sorduğunuz zaman Cam Teras henüz çok duyulmamış, duyurulmamış. Resmi bir web sitesi henüz yok, umarım yetkililer kısa zamanda hazırlarlar. İşe öncelikle Lonely Planet ile başladım. Gezginlerin en önemli kaynaklarından olan Lonely Planet’te Safranbolu ile ilgili bilgiler var, ancak Kristal Cam Teras henüz “görülecekler” listesine girememiş. Kendime iş bilip Twitter’dan bi mesaj attım, dikkate alırlar mı bilemiyorum. Sonra sıra Wikitravel’a geldi. Yine Safranbolu var ama Cam Teras yok. Hemen kısa bir giriş yaptım, daha sonra detaylandıracağım. Facebook’ta Kristal Teras diye bir sayfa var ama acaba resmi sayfa mı? Bu mekanın resmi adı “Cam Teras” mı, “Kristal Teras” mı, yoksa “Kristal Cam Teras” mı? Üzerine rakip Uşak’a da cam teras temellerinin atıldığını okudum. Grand Kanyon’dan sonra dünyanın 2. büyük kanyonu olan Ulubey’e yatırım yaptıklarından bahsediyorlar. Hal böyle olunca sanırım sağlam bir özel işletme girişimine ihtiyaç var ya da Karabük-Safranbolu yönetimine çok iş düşüyor.

Tokatlı Kanyonu: Cam Teras’ın hemen 2 dakika ötesinde Tokatlı Kanyonu’nun girişi var. Kanyon girişinde de Safranbolu’nun su ihtiyacını karşılamış İncekaya Su Kemeri bulunuyor. Kemerin fotoğrafını çektikten sonra 50-60 merdiven ile kanyona inebiliyorsunuz. Kanyonun bir ucundan girip diğer ucundan çıkmak 9 km. Eğer sizi kanyonun diğer ucundan alabilecek bir şoförünüz varsa; siz de çok kolay, eğimsiz bir patikada, yeşillikler ve dere manzaralı yürüyüşünüzü yapabilirsiniz; yoksa aynı yolu geri yürürsünüz. 
 
Bulak Mencilis Mağarası: Meksika’da cenote denilen mağaralarda daha taze dalış yapmışken, bu mağara sistemi beni çok şaşırttı; doğa ana yine kendine aşık etti. Adını bile önceden duymadığım Bulak Mencilis mağarası 6,5 km uzunluğu ile Türkiye’nin 4. büyük mağarasıymış ve 3 milyon yılcık önce bu şeklini almış. İçerdeki sarkıtlar, dikitler ise 400-500 yılda anca 1 cm uzuyormuş. Mağaranın sadece 400mt’lik kısmı ziyarete açık, ama gördüğünüz kadarı bile fazlasıyla yetip artıyor.

Mağara’ya gitmek için Safranbolu Eski Çarşı’dan günde 2 kez minibüs varmış (yol 12 km). Mağaranın girişine 200 küsürcük merdivenle çıkılıyor. Yine her güzel şeyde olduğu gibi, ulaşmak biraz zahmet istiyor. Girişinde oturup soluklanabileceğiniz, çay içebileceğiniz teras var. Dönüşte yol üzerinde Bulak Köyü’ne girip 1-2 fotoğraf çekebilirsiniz.

Yörük Köyü: Safranbolu Eski Çarşı’ya yine 11 km mesafede, ama diğer istikamette bulunan köyde Sipahioğlu Konağı'nı halka ziyarete açmış ev sahipleri. Aslında yazları kendileri de içinde yaşıyorlarmış. Geleneksel Safranbolu evi şeklindeki konakta; işlemelerinden inşaatına kadar öyle çok detaya dikkat edilmiş ki, birini dinleyip şaşırırken ev sahibinin diğer anlattığını kaçırıyorsunuz. Yöreye özgü ev yapımı tarhana, reçel, erişte gibi şeyleri de satıyorlar, hatta kargo bile yapıyorlar. 0 536 479 10 50.

İstanbul’a dönüş yolculuğumuza çıkmadan önce de, köyde ıspanaklı gözleme ile ayranları bir götürmüşüz ki sormayın.

Eski Safranbolu Çarşı:

Cinci Han Otel’de konaklamasanız da çay kahve içmeye gidebilirsiniz.
Cinci Han Hamamı’nda paklanabilirsiniz.
Arasta 1661 Kahvesi’nde şerbet ve damla sakızlı su ile ikram edilen Türk kahvenizi içebilirsiniz.
Arasta Çarşısı’nda alışveriş yapıp,
Kaymakamlar Müze Evi’ni,
DemircilerÇarşısı’nı ve bir sürü camiyi gezebilirsiniz.
Safranbolu’nun en hakim tepesine kurulmuş eskiden Hükümet Konağı iken şimdi Kent Tarihi Müzesi’ne dönüştürülen ve bahçesinde ünlü Safranbolu Saat Kulesi’nin olduğu tepeye kısa bir yürüyüşle çıkabilirsiniz. Halen çalışan saat kulesinin yanına Türkiye’nin diğer şehirlerindeki önemli saat kulelerinin minyatürlerini de yapmışlar.

Kent Tarihi Müzesi’nde Bilgisayar Müzesi bölümü çok ilginç, atasözlerini biraz da uyarlayarak espri katmışlar; “Eski Dos’tan Windows olmaz”, “Vakitsiz kilitlenen bilgisayarı resetlerler”

Panoramik Safranbolu manzarası için ara sokaklardan yürüyerek Hıdırlık Seyir Terası’na çıkıp, çıkmışken ünlü Bağlar gazozunuzu yudumlayabilirsiniz.

#Makedonyadan yazılar alanında göster
Kapalı
gezi tozu

Yazar Hakkında

gezi tozu

Gezip tozmayı, fotoğraf ve bilgi paylaşmayı seven, keşifçi, evli, çocuksuz, işinden istifa etmiş gezgin bir kadın.