Giritlilerin Uzun Yaşam Sırrı Mutfaktan Geçiyor

Giritlilerin uzun yaşam formülü aslında çok basit: bereketli topraklar üzerinde yetişen sağlıklı ürünlerden tüketmek. Girit usulü beslenme ise köklerini tarih öncesi dönemden Neolitik Çağ’dan alıyor. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki 4 bin yıl önce bu topraklarda yaşayan Minoan medeniyetinin beslenme alışkanlıklarını hala sürdüren Giritliler, ilerleyen yıllarda farklı kültürlerden etkilenerek zenginleştirdikleri mutfaklarında yine de bir şeyden ödün vermemiş; o da mevsiminde mevsimine göre beslenmek.

Girit mutfağının olmazsa olmazları listesi ise zeytin ve zeytinyağı, sebze ile çokça meyve tüketmenin yanı sıra yeşil olan hemen her şeyi değerlendirmek, taze ürün tüketmek, peynir ve ekmektense vazgeçmemekten geçiyor.

Kırmızı eti daha ziyade bayram, festival ve pazar günü gibi özel günlerde tüketen Giritliler için deniz ürünleri ise olmazsa olmaz elbette.

Ayrıca Girtlilerin bir sırrı daha var o da tatlı yaparken şeker yerine bal kullanmak. Üzüm ise bu toprakların en kıymetlilerinden. Üzümden yaptıkları şerbetler en sevdikleri içecekleri olabilir, şarapları ise her sofranın demirbaşı adeta.

Eğer literatürde Girit usulü beslenme diye bir şey olacaksa bunun kaynağı organik tarımdan geçiyor. Uzun yaşamanın aynı zamanda doğaya saygı duymak ve onu sevmekten geçtiğini çok erken çağlarda keşfeden Giritliler doğaya duydukları saygıyı bugün de muhafaza ediyor. Doğanın ona verdiklerinden dolayı doğaya minnet duymak Giritliler için artık bir kural değil bir refleks halini almış durumda. Yüksek dağlar arasında uzanan platolar en verimli tarım alanları.

1950’li yılların sonlarına doğru Amerikalı araştırmacılar Girit’e gelip, uzun ömürlerinin sırrı nedir diye araştırmaya giriştiklerinde cevabı bulmaları hiç de zor olmamış. Fakat aynı zamanda buldukları cevap onları hayret içinde bırakmaya yetmiş. “Bu kadar çok zeytini nasıl tüketiyorsunuz?” Amerikalıların Giritlilere ilk sorusu buymuş. Bugün gerek Amerika gerekse Avrupa toplumlarında Giritlilerin uzun yaşam formülünün cevabı zeytinyağı. Sadece kalp sağlığına iyi gelmekle kalmayan zeytinyağı, bağışıklık sistemini güçlendirmesinin yanında organlar için de koruyucu etkiye sahip. Cildi güzelleştirdiğinden bahsetmeye bile gerek yok sanırız.

Giritliler zeytin ve zeytinyağı yapımında ne kadar iyiyse, zeytin ağacından yapılan hediyelik eşyalarda da o kadar iyi.

Giritlilerin bir diğer sağlık formülü ise aromatik bitkileri. Antik dönemde Hipokrat’ın dağ, taş izini sürdüğü, hepsinin birer birer faydasının peşine düştüğü bu şifalı bitkiler o zamanlar medikal amaçla keşfedilmiş olsalar da bugün sofralarının da baştacı. Ege mutfağına aşina olanların da yabancılık çekmeyeceği bitkiler arasında kekik, adaçayı, kuşburnu, papatya, nane, güveyi otu gibi isimler arttırılabilir. Çünkü hakikaten çok fazlalar. Gündelik hayatta en çok çay olarak tüketilen tüm bu bitkiler aynı zamanda baharat olarak yemeklerini çeşnilendirmekte de kullandıkları lezzet sırları aynı zamanda.

Şarabın ömre faydasının çok yıllar önce farkına varan Giritliler için şarap içmek tek kişilik bir eylem değil kesinlikle, bir kültür aynı zamanda. Yunan mitolojisinde Dionysos’un tanrısı olduğu şarap Girtliler için aynı zamanda neşe kaynağı demek. Çünkü şarap birarada, kalabalık sofralarda ve sohbetle beraber tüketilen bir içki. Paylaşma duygusunun getirdiği birlikte büyümeyi kendisine düstur edinen Giritliler için hoş muhabbetin olmadığı bir şarap masası düşünülemez.

Peki ya kuzu ve keçi eti? Pek çok restoranda rastlayabileceğiniz ürünler. Özellikle de çevirmesi leziz.

Giritliler ayrıca dünyada peynir tüketiminde de birinci sırada. Ellerindeki ürünü farklı şekillerde değerlendirmeyi ve daha da lezzetlendirmeyi çok iyi bilen Giritliler pek çok peynir çeşidine sahip. Normal şartlar altında kolestrol sebebi olarak değerlendirilen peynir, Giritliler üzerinde yapılan araştırma sonucunda çok fazla peynir tüketmelerine rağmen düşük kolestrol oranına sahip olmaları sebebiyle bir şaşkınlık kaynağı. Oysa bunun cevabı çok basit Giritliler peynirden vazgeçmeseler de peynirin yanında tükettikleri ürün ve beslenme alışkanlıkları ile bunu dengelemeyi çok iyi başarıyorlar. Yani hem lezzetli hem de sağlıklarına zarar vermeyecek bir yeme-içme rutinini çoktan alışkanlık haline getirmişler. Peynirli tartlar denemeye değer. Tek sakıncası bağımlılık yapması.

Girit mutfağının belli başlı özelliklerini sıraladıktan sonra övmeye doyamadığımız Girit lezzetlerinin birkaçını buraya not düşelim istedik. Belki denemek istersiniz. Afiyet olsun!

Ayrıca Girit’te bir restorana giderseniz mutlaka mutfağa girin ve şefin özenle hazırladığı yemeklere tanıklık edin.

Peki ya ortak lezzetler? Cacık, dolma, kadınbudu, musakka… Bizde ne kadar lezzetliyse Girit’te de öyle…

Dacos

(4 Kişilik)

İçindekiler:

4 adet peksimet ekmeği (yuvarlak)
4 domates
250 gram mizithra peyniri
Tuz ve arzuya göre kekik

Yapılışı:

Peksimetleri suda biraz bekletip yumuşattıktan sonra herbirinin üzerine zeytinyağı dökün. Ardından rendelediğiniz domateslerinizi üzerine mizithra peyniri ve kekiği de koyarak servis edin. Hem kahvaltılık hem de aperatif olarak tüketilebilecek bu tarif oldukça pratik ve leziz.

Ispanaklı Kalitsouna

İçindekiler:

1 kilogram un
Yarım çorba kaşığı tuz
2 çorba kaşığı zeytinyağı
Su
Yarım bardak tsikoudia
2 kilogram ıspanak
Çeyrek bardak zeytinyağı
Tuz, biber, nane
1 soğan

Yapılışı:

Un, tuz, iki çorba kaşığı zeytinyağı, su ve tsikoudiayı iyice yoğurup 2 saat kadar mayalanması için bekletin. Ispanakların saplarını ayıklayıp iyice temizledikten sonra 5 dakika kadar soteleyin. Ardından soğan, tuz, nane ve biberi ekleyin. Ardından hazırladığınız hamurun içerisine karışımınızı koyup, hamuru kapatın. Kaç parça yapacağınız size kalmış, hazırlanan börekler genellikle küçük dikdörtgen şeklinde oluyor. 180 derece önceden ısıtılmış fırında üzerine zeytinyağı sürüp 30-40 dakika kadar pişirin.

Yerel Yeşilliklerle Hazırlanmış Mezgit Balığı

İçindekiler:

1 kilogram mezgit balığı
Yarım kilogram yerel yeşillikler
Yarım kilogram ıspanak
2 büyük soğan
4 diş sarımsak
1 bardak zeytinyağı
2-3 domates
Tuz, biber

Yapılışı:

Bir gece önceden mezgit balığınızı bir kabın içine su ile koyup balığın fazla tuzunu alın. Suyu 2 ya da duruma göre 3 kez değiştirebilirsiniz. Yeşilliklerinizi ve ıspanağınızı güzelce temizleyin. İçine domates, tuz ve biberi de ekleyerek 20 dakika kadar pişirin. Pişmesine 10 dakika kala mezgit balığını da tencereye ekleyin. Yemeğiniz domatesin kendi suyunda pişecektir.