Eveet artık rehberimizin İsa Heykeli hakkında verdiği bilgilere dönelim. Dünyanın 7 Harikası’ndan biri olan bu heykel beton ve sabun taşından yapılmış olup 1145 ton ağırlığındadır. 710 metre yükseklikte olan Corcovado Tepesi’nde 1931 yılında açılışı yapılan bu ART deco tarzı heykel 30 metre yüksekliğinde olup yılda 1 milyon turist burayı ziyarete gelmekteymiş.
Şimdi aracımızı bir noktada bırakıp giriş bileti almak için rehberimize kişi başı 23R$ topluyoruz. Niye? Çünkü rehberlere bilet satış gişesi başka ve tek tek gelenlerin gişesi başka. Bu uzun kuyruklardan da kurtulmanın bir yolu imiş. Kısa bir bekleyişten sonra park müdürlüğünün minübüslerine binip 10 dakikada kendimizi yukarıda buluyoruz. Bu muhteşem manzarayı size anlatmama imkan yok. Onun için fotoğraflarımla sizi baş başa bırakıyorum.
Tabii burada fotoğraf çekmek için biraz itiş kakış oluyor ama herkes haklı, belli bir zaman diliminde etrafı hem seyredip hem de fotoğraflamak lazım. Şu aşağıdaki Rio manzaralarına bir bakar mısınız?
1 saatlik seyirden sonra bu dünya harikası tepeden yine geldiğimiz yoldan aşağıya iniyoruz. Şimdi hedefimiz meşhur İpanema ve Copacabana plajları.
Ipanema Plajı biraz önce Corcovado Tepesi’nden görüntelediğimiz RODRİGO DE FREITAS Lagunu’nun denize bağlı olduğu kanal ve deniz sahili. Copacabana Plajı ise onun resimde gördüğünüz sivri tepe olan ve biraz sonra gideceğimiz Sugar Loaf tepesine doğru olan sahil kesimi. Rio’nun en pahalı evlerinin ve alışveriş mağazalarının bulunduğu bu semt aynı zamanda kordon boyu restoranları ve akşam saatlerinde sokak satıcılarının oluşturduğu sokak pazarları ile de meşhur.
Denize girdin mi diye soruyosanız, hemen cevap veriyorum. Ayaklarımı soktum buzzz buzzzzz gibi. İyi ki girmeye niyet etmemişim. Kasım ayında orası tabii bizim Nisan ayı gibi, daha yaz yeni başlıyor. Ama hava sıcaklığı 30 derece. Buranın da baharı böyle demek ki… Burada verdiğimiz mola esnasında arka sokaklara da daldık ve öğle yemeği için bir içli köfte dükkanı buldum. Bakın size fotoğrafını göstereyim. Tadı mı? Eh fena değil. Bizim içli köftenin yerini hiç birisi tutamaz.
Fiyatı da üzerinde R$4. Eveet bu mola esnasında hediyelik dükkanlarına da girip çıktık. Burası tabii ki pahalı. Eh Salvador’dan, sen bir pareoyu 15R$’a alma, burada 25-30R$’a tabii ki alamazsın. Sonuçta zaten hiçbir şey almaya gerek yoktu.
Yazı dizisinin diğer yazıları:
http://gezimanya.com/GeziNotlari/izmir-santos-transatlantik-seyahatine-baslangic
http://gezimanya.com/GeziNotlari/gemi-ile-malta-gezisi
http://gezimanya.com/GeziNotlari/cruise-ile-dunyanin-kesfi-lizbon
http://gezimanya.com/GeziNotlari/lizbonu-kesif
http://gezimanya.com/GeziNotlari/cruise-ile-dunyanin-kesfi-tenerife-la-laguna-orotava
http://gezimanya.com/GeziNotlari/kanarya-adalarinin-baskenti-santa-cruz-de-tenerife
http://gezimanya.com/GeziNotlari/cruise-ile-dunyanin-kesfi-atlantik-okyanusu-seferi
http://gezimanya.com/GeziNotlari/cruise-ile-dunyanin-kesfi-denizdeki-gunler
http://gezimanya.com/GeziNotlari/cruise-ile-dunyanin-kesfi-salvador-de-bahia
http://gezimanya.com/GeziNotlari/pelourinho-meydani-salvador-de-bahia
http://gezimanya.com/GeziNotlari/mercado-modelo-pazari-salvador-de-bahia
http://gezimanya.com/GeziNotlari/cruise-ile-dunyanin-kesfi-rio-de-janeir0
http://gezimanya.com/GeziNotlari/rio-de-janeiro-corcovadohttp://gezimanya.com/GeziNotlari/rio-de-janeiro-sugarloaf