Kendini Evinde Hissetmek

“Bir yeri seversen orası dünyanın en güzel yeridir. Dünyanın en güzel yerini sevmezsen, orası dünyanın en güzel yeri değildir”.  Vizontele filminde böyle söylüyordu belediye başkanını oynayan Altan Erkekli o müthiş oyunculuğuyla.

Bundan 20 yıl önce yurtdışına okumaya giden, sonrasında orada yaşamaya başlayan ve şu anda evli, mutlu, çocuklu bir hayat yaşayan kız kardeşimi ara sıra ziyarete gittiğimde hep aynı şeyi düşünüyorum: Bir yerde kendini evinde hissetmek tam olarak nasıl mümkün oluyor?

Çocukken kendimi evimde hissettiğimi nasıl hatırlıyorum, biliyor musunuz? Annem sevdiğim bir yemeği yapar, yoğurtlu kızatma mesela. Bir yaz günü öğleden sonra, açık pencerenin önündeki perde uçuşurken, babam radyodan Türk Sanat Müziği dinlerken ben ve kardeşim uyuyakalırız koltuğun üzerinde. İnce belli çay bardağına bırakılan çay kaşıklarının sesi uyandırır bizi. İşte o kendimi evimde hissettiren sahne...

Özellikle bu darbe girişiminden sonra ülkede bir çok kişinin morali bozuldu. Kendini güvende hisetmeyenden tutun da politik gerginlikten korkanlara kadar birçok insan bize sorular sormaya başladı. Sürekli seyahat eden insanlar olduğumuz için zaten devamlı maruz kaldığımız soruyu artık iyice fazla duymaya başladık: “Biz yurtdışına yerleşmek istiyoruz, nereye gidelim?”
Politik konulara bu satırlarda hiçbir zaman girmek istemedim, o yüzden detay vermek de istemiyorum. Ama böyle düşünen kimseyi haksız bulmuyorum. İnsanlar gergin bir ortamda yaşamak istemiyor, geleceklerinden endişe ediyor, çocuklarının geleceklerinden. Huzurlu ve güven veren bir ortam arıyorlar. Bombaların patladığı, tepemizden savaş uçaklarının uçtuğu geceyi herkes korku içinde hatırlıyor. Ve korkan herkes sığınacak başka bir memleket arıyor. Ama bir şeyi unutuyorlar…

Bu konuyu daha önce yazmıştım. Yaşayacak çok ülke var ama bundan başka “memleket” bulamazsınız diye. Yıllar içinde birçok arkadaşım, yakınım yurtdışına gidip yerleşti. Ama giderken Türkiye’yi de beraberlerinde götürdüler. Çünkü o meşhur söz çok doğru: Bir insanı bir ülkeden çıkarabilirsin ama o ülkeyi o insandan çıkaramazsın. Ülkenin politik gidişatından memnun olmadığınız için ya da gelecekteki olası politik ve ekonomik sıkıntıları yaşamak istemediğiniz için yurtdışına gidebilirsiniz. Fakat emin olun içinizdeki memleket sevgisini koyacak yer bulamazsınız. Nereye giderseniz gidin, Türkiye de, onunla ilgili kaygılarınız da sizinle birlikte gelecek. Aynı bir Aspirin alır gibi acınızı dindirebilirsiniz ülkeden uzaklaşarak; ancak hastalığınızı iyileştiremezsiniz. İtalya’da, Uzak Asya’da, Amerika ya da Avrupa’nın herhangi bir yerinde ya da Ortadoğu’da… Nerede olursa olsun kendinizi evinizde hissedemezsiniz.

O yüzden yapılacak tek ve doğru şey, bu ülkenin güzel yarınlara gitmesi için hep birlikte çalışmak. Yurtdışında yaşayan yaşadığı yerden, yurtiçinde yaşayan da memleketin içinden, herkesin yapacağı bir şey hep var. Son dönemde yaşanan politik ısınma güzel bir fırsat olur umarım. Hep birlikte barışçı bir toplum, daha anlayışlı, toleranslı insanların yaşadığı bir memleket olursa, burası dünyanın en güzel yeri olur yeniden. Türk Sanat Müziği dinleyen çocukların çay seslerine uyandıkları, kendimizi evimizde hissettiğimiz o yer…