Son zamanlarda dünya kaynaklarının tükenmesi, tarım alanlarının bitmesi gibi haberleri sıkça duymaya başladık. Betonlaşma, modern yaşam safsataları bir süre iyi hoş gelse de masamıza gelen marulun, domatesin tadı kaçınca soluğu organik kelimesinin geçtiği yerlerde almak hayatımızın rutinlerinden oldu.
Fotoğraflar: www.inhabitat.com
Londra’da yerin altında kurulan bu çiftlik adeta gelecek yılların kurtarıcı çözümlerinden biri gibi –ya da dünyayı kurtarıp bunlara ihtiyaç duymayız orası ayrı-.
Richard Ballard, Steven Dring ve Michel Roux Jr işbirliği ile kurulan bu çiftlik ilk fazını tamamladı, bezelye, turp gibi bitkilerden ilk filizlerini aldı. Ortakların amacı ikinci aşamada bunu ticari kurumlara pazarlamak. Londra’nın marketlerine ürün satmayı planlayan bu girişim yakında daha büyü başarılarla adını duyurabilir.
Çiftlik olarak bahsettiğimiz alan İkinci Dünya Savaşı’ndan kalan metruk bir ev ve uzunca tünellerinden oluşuyor. Oldukça geniş alana yayılan bu tüneller projenin şekillenmesinde ve Londra caddelerinin altının yeşilllenmesinde önemli role sahipler.
Birinci aşama olarak bahsettiğimiz mahsuller arasında bezelye, birkaç cins turp, hardal, kişniş, maydanoz, roka ve kırmızı horozibiği gibi etkileyici sebzeler bulunuyor. Steril odaların, havalandırma sistemlerinin ve düzenli ışığın kullanıldığı yeraltı çiftliği oldukça az enerji üretmesinin yanında doğal etkiler karşısında da daha garantili bir yöntem olarak bir adım öne çıkıyor.
Yeraltı çiftlikleri kulağa biraz garip gelse de tükenen dünya karşısında ortaya atılan alternatif çözümler arasında en uygunlardan biri olabilir.
