Hyderabad Gezilecek Yerler

1617’de yapılan bu camii Hindistan’ın en büyük camiilerinden biri olmanın yanında dünyanın da en büyük camileri arasındadır. Aynı anda 10 bin kişinin namaz kılabileceği bir genişliğe sahiptir. Bayramlarda tüm Müslümanlar bayram namazı için bu camiide toplanıyor. Cami yapımında Mekke’den getirilen taşlar kullanıldığı için ismini de ordan alıyor. Caminin içine yalnızca erkekler girebiliyor.

Sultan Muhammad Qutub Shah döneminde inşası yapılan caminin, mekkeden gelen taşları kadar önemli bir diğer mimari detayı da, üç kemerli fasadının tek bir parça granitten oyularak yapılmış olması. Bu taşın çıkartılması ise beş yıldan fazla sürmüş. Camii inşaatında 8 binden fazla işçinin çalıştığı biliniyor. İnşaatın temelini Muhammed Qutub Shah kişisel olarak kendi elleriyle atmış.

Jean-Baptiste Tavernier isimli bir Fransız kaşif ve gezgin, seyahatnamesinde bu camiden bahsetmiş ve 500-600 arası işçinin sadece o malum graniti çıkartmakla uğraştığını, taşın çıktıktan sonra inşaat alanına 1.400 öküz ile çekildiği yazmıştır.

Charminar, dönemin salgın hastalığı olan vebadan ölenlerin anısına yapılmıştır. 1591 yılında Muhammed Quli Qutub Shah tarafından yaptırılan bu yapının adı “dört minare” anlamına gelmektedir.

Eski şehrin tam göbeğinde bulunan ve 4 minareden oluşan Charminar, şehrin en eski camisi olma özelliğini de taşıyor. Muhammed Quli Qutub zamanında yapının çatı katı namaz kılmak için kullanılmış ama şu anda aktif olarak kullanılmıyor.

Her gün sabah 9’dan akşam 5.30’a kadar ziyaretçi kabul ediliyor. Hintliler için 5 rupi yabancılar için 100 rupi ödenerek Charminar’ın tepesinden panaromik Hyderabad manzarası görülebilir. Akşamları ışıklandırılınca yapı göz kamaştıran bir güzelliğe bürünüyor. Bu yapı Hyderabadlı Müslümanlar için o kadar önemlidir ki Pakistan’da yaşayan Hydarabadlı Müslümanlar bu yapını bir kopyasını 2007 yılında Pakistan’ın Karachi şehrine yaptılar. Charminar bölgesi aynı zamanda alışveriş için de güzel bir nokta. Laad Bazaar, Charminar çevresinde bulunuyor. Uygun fiyata pazarlık yaparak el yapımı takılar, inciler, renkli taşlar, saree (geleneksel kıyafetleri), bangles dedikleri bileziklerden bu pazardan alabilirsiniz.

Hemen belirtelim ki Hyderabad’da müze girişleri yabancılar için çok pahalı. Buranınki de istisna değil, kişi başı 150 rupi. Salar Jung’un şahsi koleksiyonunun sergilendiği müzede Jung’un dünyanın dört bir yanına yaptığı seyahatlerden topladığı eşyalar sergileniyor. Aklınıza gelebilecek her cins mobilya, halı, kristal, porselen, saatler, resimler burada sergileniyor. Aralarında Marie Antoinette'in tuvalet masası, Ming, Yuan hanedanlarından seladon porselenler, inanılmaz güzel kristaller, tahta oyma mobilyalar, elyazması kitaplar, ipek halılar ve önemli Avrupa ressamlarının tabloları da var. Müzenin son derece temiz kafeteryasında da çekinmeden karnınızı doyurabilirsiniz.

Müzedeki tek sorun içerde fotoğraf çekilmesine izin verilmemesi. Hatta çantaları ve fotoğraf makinelerini içeri sokmaya izin bile vermiyorlar. Deneyenleri de güvenlik pek de kibar olmayan bir biçimde dışarıya çıkartıyor.

Salar Jung ailesi, tıplı Nizam ailesi gibi Hindistan’ın asilzade ailelerinden biridir. Kast sisteminde Nizam ailesinin hemen altında gelirler. Bu aileden sonra da Umra-e-Uzzam ailesi vardır. Ailenin geçmişi 16. yüzyıla dayanır. 19. yüzyıl ortasında aile, üyelerinden beş tanesi ülkenin yöneticisi konumundaki Nizam ailesinin yanında baş vezirlik yaptığı için, daha bir güç kazanmıştır.

Sahar Jung müzesinden sonra ona çok yakın mesafede bulunan Chowmallah Sarayı'na gitmeyi ihmal etmeyin. İşin ilginç tarafı ülkenin çoğu Müslüman değilken, Nizam ailesi hep Müslümandı. Cumhuriyetten sonra bu sarayı ve şimdi başka bir müzede olan bazı eşyalarını kurdukları özel bir fon aracılığıyla devlete bağışlayıp, halka açılmalarını sağlamışlar. Bu fon aynı zamanda onlar tarafından kurulan bir hastanenin de finansmanını sağlıyor. Nizam ailesinin fotoğraflarının olduğu salona girer girmez ilk gözünüze çarpan fotoğraf, çok ama çok güzel bir kadına, yani Nilüfer Hatun’a ait olan fotoğraf olacak; Osmanlı Hanedanı'nın üyesi ve Abdülmecit'in yeğeni olan Nilüfer Hatun’dan bahsediyoruz. 1931 ya da 34'de Abdülmecit'in kızı ve Nilüfer Hatun o dönemin Nizam'ının iki oğluyla evlendirilmişler. Nilüfer Hatun epey bir süre Hindistan'da kalmış ama 1941'de Fransa'ya geri dönmüş.

Sarayın arka tarafında ailenin otomobilleri de sergileniyor. Çeşit çeşit Rolls Royce ve Buickgibi klasik arabanın yer aldığı bu aile koleksiyonu, araba meraklılarının kaçırmaması gereken bir göz ziyafeti

Golkonda, Hussain Sagar, Ramohi Film City, Birla Mandir, Nehru Zooloji Parkı, Lumbini Parkı, Balaji Tapınağı, Jalavihar, Birla Bilim Müzesi.