Torino; Kuzey İtalya’da bulunan Piyemonte Bölgesi’nin baş şehridir. Batısı ve kuzeyinde Alp Dağları bulunan şehrin içinden Po Nehri geçmektedir. Doğal, tarihî ve kültürel dokusu ile öne çıkan şehir; önemli bir sanayi merkezi olmasıyla da bilinir. İtalyan otomotiv sektörünün kalbi konumdaki Torino şehri, bir dönem İtalya’nın başkenti de olmuştur.
“Alplerin Başkenti” gibi sıfatlarla da anılan Torino, doğal güzellikleriyle ilgi çekmektedir. Şehir 2006 Kış Olimpiyatlarına ev sahipliği yapmıştır. Bir Akdeniz ülkesi olan İtalya’da bulunmasına rağmen Akdeniz ikliminden farklı bazı özelliklere sahiptir. Kışları biraz daha soğuk ve kuru geçer. Yaz aylarında ise şehrin ova kısmı sıcak, dağlara doğru uzanan bölgeleri ise daha ılıktır. Doğal ve tarihî güzelliklerin bir arada olduğu Torino, turistlerin ilgisini çekecek birçok farklı özellik barındırır. İtalya’nın popüler turizm merkezlerine oranla daha sakin bir görüntü çizen şehir, huzurlu bir tatil geçirmek isteyenleri başarıyla ağırlamaktadır.
Torino’nun en çok bilinen yönlerinden birisi de birçok köklü otomotiv şirketine ev sahipliği yapmasıdır. Şehir, İtalya’daki otomotiv sektörünün gelişme sürecinde çok önemli bir rol oynamıştır. Torino İtalya’nın ekonomik açıdan üçüncü büyük şehri olma özelliğine sahiptir. Sanayinin gelişmiş olması nedeniyle nüfusu oldukça fazladır ve İtalya’nın en kalabalık dördüncü şehridir. Sanayi şehri olmasına rağmen doğa ile olan bağını kaybetmeyen Torino, kültür turizminin yanı sıra kış turizmi için de tercih edilebilmektedir.
Torino da diğer İtalyan şehirleri gibi birçok ünlü mimarî yapı ve tarihi eser barındırmaktadır. Sarayları ve dini yapılarıyla turistlerin ilgisini çeken şehirde çok hoş meydanlar ve parklar da mevcuttur. Torino, ziyaret edecek herkesin dikkatini çekecek düzenli bir şehir yapısına sahiptir. Geçmişin ve günümüzün uyumunu gözler önüne seren başarılı şehir planı, Romalılardan ve Savoy Hanedanlığı döneminden izler taşır. Helenistik ya da art nouveau stillerin örneklerine rastlayabileceğiniz Torino şehrinin karakterini yansıtan genel mimarî tarz Barok’tur. Şehirdeki Savoya Kraliyet Hanedanı Sarayları UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınmıştır. Adeta bir açık hava müzesinde geziyormuş havası yaratan şehir, tarihî yönünü günümüze kadar iyi bir şekilde korumayı başarmıştır. Revaklarla donatılmış birçok yapı sayesinde; kafeleri, restoranları ya da dükkânları yağmur ve güneşten korunarak gezebilirsiniz. Şehirciliğin ve mimarinin, hem estetik hem de işlevsel açıdan göz doldurduğu Torino; ziyaretçiler için konforlu ve huzurlu bir tatil deneyimi sunmaktadır.
Kentin geçmişi yaklaşık olarak, günümüzden 2.000 sene öncesine kadar uzanır. Romalıların öncesinde, bir Kelt-Roman kabilesi olan Tauriniler bölgede yerleşim kurmuşlardır. İsminin de Keltçede, dağ anlamını taşıyan “Tau” kelimesinden türediği düşünülmektedir. Ayrıca Torino ismi, İtalyancada küçük boğa anlamına gelmektedir ve şehrin flamasında da boğa figürü yer almaktadır. Taurinilerin ardından milattan önce ilk yüzyılda Romalılar burada bir askeri kamp kurmuşlardır. Romalıların bu olay ile başlayan uzun süreli hâkimiyeti ile gelişen şehir, sonrasında Savoy Hanedanlığı’nın egemenliği altına girmiştir. Şehir 1563 yılında Savoy Hanedanlığı’nın baş şehri haline gelerek, bölgedeki önemini oldukça arttırmıştır. Bu dönemde şehrin çehresi kentsel açıdan da oldukça gelişmiştir. Coğrafi konumu ve köklü geçmiş ile Piyemonte bölgesinin önemli merkezlerinden birisi haline gelen Torino, 1861 ve 1865 yılları arasında da kısa bir süre Birleşik İtalya’nın başşehri olmuştur. Ülkenin ve Avrupa’nın köklü eğitim kurumlarından birisi olan Torino Üniversitesi de 1404 yılında kurulmuştur. Yakın tarihte sanayi ve üretim kapasitesiyle öne çıkan şehir, tarihî güzelliklerini kaybetmeden modernleşmeyi başarabilmiştir.
Şehir, İtalyan mutfak kültürünün önemli bir bölgesi olan Piyemonte’de yer aldığı için, gastronomi açısından da ilgi çekicidir. Çağın hızlı ve özensiz yemek kültürüne karşı ortaya çıkan ve yerel lezzetlere önem veren Slow Food hareketini merkezi de bu bölgedir. 1897 yılında kurulmuş olan Juventus FC ve 1906 yılında kurulmuş olan Torino FC; futbol takımlarıyla da dünyada tanınan kentin en önemli iki kulübüdür. Sanatsal ve kültürel açıdan sürekli aktif olan şehir 2006 yılında UNESCO tarafından Dünya Kitap Başkenti olarak seçilmiştir.
İtalyan kültürünün özgün yapısının yanında Fransız etkilerinin de hissedilebileceği Torino, ortaya hoş bir kültürel mozaik çıkmasını sağlamıştır. Torino, Roma ya da Floransabenzeri İtalyan şehirlerindeki yoğun turistik havanın aksine; daha sakin ve samimi bir ortam sunmaktadır. Torino’nun, modern çağın ve geçmişin masalsı atmosferini bütünleştiren çok katmanlı bir şehir odluğu rahatlıkla söylenebilir.