Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu bölgesinde bulunan Siirt, Bitlis, Batman, Şırnak, Mardin ve Van’la komşudur. Siirt’in 7 ilçesi ve 12 belediyesi vardır. Bu ilçeleri şöyle sıralamak mümkündür: Baykan, Eruh, Kurtalan, Pervari, Siirt Merkez, Şirvan ve Tillo. Türklerin Anadolu’da ilk yerleşim yerlerinden biri olan Siirt, bereketli topraklara, köklü bir tarihe ve manevi bir atmosfere sahiptir. Siirt Vakayinamesi adında, Siirt Kildani Kilisesi Başpiskoposu Adday Şer tarafından yazılan bir kitap da bulunmakta, şehrin dine değin tarihini, o dönemde şehirde yaşayan halkın ve çevredeki diğer devletlerin ilişkilerini anlatmaktadır. Siirt tarihinin bir dönemine ışık tutmaktadır.
895 metre yüksekliğe kurulan şehir karasal iklime sahiptir. Adının Sami dilinden geldiği düşünülmekle beraber bazı kaynaklar Keldani dilinden geldiği ve “kent” anlamı taşıyan “keert” kelimesinden türediğini söylemektedir. Bir dönem bölgede yaşayan Süryaniler kente “Se’erd” olarak isimlendirmiş, bu isim çeşitli değişimlere uğrayarak Siirt halini almıştır.
Konumu nedeniyle Anadolu’nun ve Mezopotamya’nın kesişim noktasında bulunan Siirt’in tarihinin yapılan araştırmalar sonucu Cilalı Taş Devri’ne kadar gittiği bilinmektedir. 3500 yıl öncesinde kullanılan Akabe Yolu bu kentten geçmektedir. Siirt, Anadolu’dan Avrupa’ya uzanan İpek Yolu’nun da duraklarından biridir. Malazgirt Savaşı’nın ardından Anadolu Selçuklu Devleti bölgeye gelmiş ve yerleşmiştir. O günlerden günümüze kalan eserlerden en önemlisi Ulu Camii’dir. Selçukluların gelip yerleştiği Erzen kentinin kalıntıları da Siirt’te bulunmaktadır. Türkmenlerin yerleştiği topraklarda daha sonra birçok beylik kurulmuştur. Bunlardan en güçlüleri Artuklulardır. Artuklulardan sonra bölgeye hâkim olan Akkoyunlar 16. yüzyıla kadar yaşamlarını sürdürmüşlerdir. Osmanlı döneminde, Yavuz Sultan Selim’in yaptığı Çaldıran Seferi ile bölge Osmanlı’ya katılmış ve cumhuriyetin ilanına kadar Bitlis Sancağı’na bağlı kalmıştır.
Cumhuriyetin ilanıyla il olan Siirt’ten, bölgenin büyüyüp genişlemesiyle sahip olduğu birçok ilçe de zamanla şehir olarak çıkmıştır. Bunlardan ikisi Şırnak ve Batman’dır. Şehirde bir de 3 fakültesi ve 2 enstitüsüyle beraber Siirt Üniversitesi yer almaktadır.
Birçok türbe ve camiye ev sahipliği yapan Siirt birçok âlim yetiştirmiştir. Bu âlimlerin türbeleri de bu topraklarda bulunmaktadır. “Yüksek ruhlar” anlamına gelen Tillo ilçesi bulundurduğu medreselerle geçmişte ilim merkezi olarak görev yapmıştır.
Birçok kültüre ev sahipliği yapmış olan Siirt hem mutfağı hem de kendine özgü ürünleriyle de bilinmektedir. Topraklarında yetiştirdiği tiftik keçilerinin yününden yapılan el işi battaniye şehrin sembollerinden biridir. Pervari Yaylaları’nda üretilen Pervari balı da şehre ait tescilli bir lezzettir. Perdepilavı, büryan ve gebole mutlaka tadılmalıdır. Eğer mevsiminde gidiliyorsa bölgede yetişen zivzik narı denenmelidir. Dayanıklı bir meyve olan zivzik narını eğer severseniz eve de götürebilirsiniz. Tazeyse yollarda dayanacaktır.
Kullanılan bir alçı türü olan cas sayesinde şehir eskiden “beyaz kent” olarak anılmıştır. 2 – 3 katlı evleriyle, üzerinde evler bulunan “sabad” adındaki tünelleriyle kendisine has mimarî özelliğe sahiptir. Bizans döneminden kalma kale kalıntılarıyla tarihe ışık tutan şehir, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde bulunan İsmail Fakirullah Türbesi’ne de ev sahipliği yapmaktadır. Eski yaşam kalıntılarıyla ve oluşum şekliyle ilgi çeken Botam Mağaraları turistleri çekerken aynı zamanda bir mağarasından çıkan kaplıca sularıyla da şifa dağıtmaya devam etmektedir.
Yıllar geçse de kültürlerine bağlı kalan, birçok medeniyetin egemenliği altına giren ve hepsinin özelliklerin zaman içinde harmanlayıp devam ettiren Siirt halkı, Mahalli Yumurta Bayramı, bölgedeki yıkılan uygarlıklardan kalma Dem Şenlikleri gibi etkinliklerini de yaşamaya devam etmektedir.
Tanıtım Videosu: