Uşak Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Ege ve Anadolu’nun birbirine bağlandığı noktada konumlanan Uşak, antik dönemlerden itibaren yerleşim için gözde olan şehirlerdendir ve M.Ö. 4000li yıllara kadar varan izlere rastlanmaktadır. Antik dönemde Temenothytia olarak anılan şehir tarih boyunca pek çok uygarlık tarafından yerleşke olarak tercih edilmiştir. Heraklilerden Aristomakhos’un oğlu Temenos’un adıyla anılan şehre özellikle bronz çağında çok fazla yerleşimin yapıldığı bilinmektedir. M.Ö. 2000’de Anadolu’daki siyasi birliği sağlamayı başaran Hititlerin, M.Ö. 1000 yılında ise Friglerin batıdaki sınırında bulunan il, çevresindeki bu çok kültürlülükte özellikle İon kültürünün etkisinde kalmıştır.
M.Ö 7. yüzyıla gelindiğinde ise parayı icat etmeleri ve ticarette yarattıkları etkiyle nam salmış olan Lidyalıların sınırlarına geçmiştir. Yine bu dönemde Ege bölgesini doğuya bağlayan ve tarihin en önemli ticaret yollarından biri olan “Kral Yolu” Uşak sınırlarından geçmekteydi. Lidyalıların egemenliğinin sonlanmasının ardından Perslerin hükmüne giren şehir daha sonra da tüm Anadolu gibi Büyük İskender’in hakimiyeti altına girmiştir.
Büyük İskender’in ölümünün ardından bu bölge İskender’in önemli generallerinden biri olan Antigonas’a hizmet payı olarak verilmiştir. Bir süre sonra da Bergama Krallığı’na bağlanan Uşak ve çevresi M.Ö 2. yüzyılda Roma İmparatorluğu’na geçmiş ve uzunca bir süre bu imparatorluğun sınırları içinde kalmıştır. Roma İmparatorluğu’nun ikiye ayrılması sebebiyle de Doğu Roma sınırları içinde kalan il 12. yüzyıla kadar Bizans hakimiyetinde yaşamıştır.
1071 yılından sonra Anadolu’da güçlenmeye başlayan Selçuklular ile Bizans arasında zaman zaman el değiştiren yerleşke nihayet 1176 yılında Miryokefalon Savaşıyla beylikler dönemine kadar Selçuklulara bağlanmıştır. Beylikler Döneminde ise Germiyanoğulları Beyliği Uşak ve çevresinde hakimiyet kurmuştur. Ta ki 1391 yılında Yıldırım Beyazıt’ın beyliğin egemenliğine son vermesine kadar. Bu tarihten sonra Osmanlı himayesine giren bölge fetret devriyle beraber yeniden canlanan beyliklerden yine Germiyanoğullarına geçmiştir. En nihayetinde Germiyanoğulları Beyliği’nin son hükümdarı olan II. Yakup Bey’in isteğiyle Osmanlı İmparatorluğu’na bağlanmıştır. Şehrin kuzeybatısında yer alan ve günümüzde de varlığını sürdüren Aybey Mahallesi en eski yerleşim yeridir ve yerleşkelerin büyümesi de bu mahallenin güneyine doğru olarak şehri genişletmiştir.
Uşak, Osmanlı döneminde pek çok gezginin dikkatini çekmiştir. 17. yüzyıl bilim insanlarından biri olan Katip Çelebi Cihannüma adlı coğrafya bilgilerinin yer aldığı eserinde Uşak’tan bahseder. Eserde Uşak’tan dere içinde (günümüzde Dokuzsele Çayı) Kaleli bir kasaba olarak söz edilir. 17. yüzyılın bir diğer önemli isimlerinden olan ve hayatının elli yılından fazlasını Osmanlı topraklarını gezmekle geçiren seyyah Evliya Çelebi de Seyahatname’sinde Uşakla ilgili gözlemlerine yer vermiştir. Evliya Çelebi, Celali İsyanlarına karışan eşkıyalara karşı şehir halkı tarafından kale surlarının yeniden inşa edildiğinden ve bu bölgede ticaretin oldukça geliştiğinden bahseder. Bunlarla birlikte ticarete ve tüccarlara verilen önemin bir göstergesi olarak şehirde iki hamam, üç yüzün üzerinde dükkân ve loncalar için yapılmış bir han olduğundan da bahseder.