Ankara'nın Fotoğraf Hazinesi: Ankara Kalesi

Daha önce fotoğraf çekim noktalarına yönelik bu şekilde bir çalışma yapıldı mı, bilemiyorum ancak Ankara Kalesi ve civarının gerçek bir fotoğraf hazinesi olduğunu belirtmem gerek. Bu çalışmayı yapmaktaki amacım bölgedeki fotoğraf ve gezi noktalarına en azından başlangıç seviyesinde dikkat çekmek. Gördüğünüz her şey Gordion şehrinde yaşayan Frig Kralı Midas’ın rüyasında bir gemi demirini (çıpa) görmesiyle başlamış. 

Midas’ın rüyasındaki ilahi ses ona “Topraklarında bir gemi demiri ara ve o demirinin bulunduğu yere bir şehir kur, bu şehir sana mutluluk getirecek” demiş. Bunun üzerine Kral Midas, adamlarına bölgede “gemi demiri” aranmasını emretmiş. Adamlarından biri bugünkü Ankara Kalesi’nin bulunduğu yerde, bir gemi demiri bulmuş. Demirin bulunduğu yere rüyada söylendiği gibi bir şehir kurulmuş, kurulan şehrin adına ise, gemi demiri anlamına gelen “Ankira” ismi verilmiş. Yani şimdi gezdiğimiz kale aynı zamanda Ankara tarihinin başlangıç noktası. Yazdıklarımın bir efsane olup olmadığını bilmiyorum ama şimdiye kadar bulunan kalıntılar da şehrin Frigler döneminde kurulduğunu destekliyor.

Lidyalılar, Persler, Galatlar, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular, Osmanlılar ve Türkiye Cumhuriyeti derken Ankara, 3.000’den fazla yıldır içinde yaşanılan bir kent. Anadolu’da artık yaşamayan belki binlerce kent var ama Ankara hala ayakta. Neden? Bence Ankara, bu kadar uzun ömürlü olmasını, son derece iyi seçilmiş bir yere sağlamca inşa edilmiş kalesine borçlu.

Kalenin civarını nasıl etkilediğine gelince... Özellikle bu etkiyi kendi gözleriniz ile görebilmeniz için müteakip fotoğraflarda sizi eski eşya satıcılarına ve yine nostaljik bir mekân olan Gramofon Kafe’ye götüreceğiz.

Kaleyi ve civarını hafızanızda canlandırabilmeniz için yukarıdaki haritayı kullanabilirsiniz.

1- İpek Caddesi boyunca dış surlar2- Azize Teresa Katolik Kilisesi
3- Anadolu Medeniyetleri Müzesi (Mahmut Paşa Bedesteni ve Kurşunlu Han)
4- Bank-ı Osmanî
5- Atpazarı Meydanı
6- Kale Ana Kapı ve Saat Kulesi
7- Ramazan Şemseddin Mescidi
8- Devdiran Mescidi
9- Zindan Kapı
10- Parmak Kapı
11- Şark Kulesi
12 Alâeddin Cami
13- Misafir Fakih Mescidi
14- Akkale
15- Ahi Şerafeddin (Aslanhane) Cami16- Ahi Elvan Cami

Bugün kale içinde ve civarında değişik dönemlerden kalmış birçok eski Ankara evi bulunmakta. Batıya doğru kayan Ankara’ya inat insanların bir kısmı hala kale surlarının dibinde yaşamını idame ettirmeye çalışıyor. Adeta iç içe geçmiş zamanlar sahnesi. Kale sakinleri de bu sahnede hem oyuncu hem de seyirci. Diğer birçok kentin kalelerinden farklı olarak, insanlar burada yaşamaya devam ediyor. İçinde eski ve yeniyi, geleneği ve aykırılığı barındıran Ankara Kalesi, kentin hızla gelişmesi karşısında pek çok Ankaralı tarafından gidilmesi gerekmeyen bir mekân olarak görülse de kale ve kale halkı hala kentin canlı bir parçası.

İç Kale’ye ulaşabilmek için öncelikle Dış Kale’nin güneyinde ve At Pazarı yönünde bulunan ve kalenin ana giriş kapısı olan “Hisar Kapı”dan geçmek ve Kale Kapısı Sokak'ta ilerlemek gerekiyor. Kapıdan girince kendinizi zamanda yolculuk yapmış gibi hissediyorsunuz. Dış Kale ile İç Kale arasında restorasyon çalışmaları kısmen de olsa tamamlanmış. Bu şirin evleri turistik dükkânlar, sanat evleri, kafeler, restoranlar ve oteller doldurmuş. Sokağın sonunda Zindan Kapı’yı göreceksiniz. Burada hafta sonu çocuklarca verilen kendilerinden çok büyük konserleri mutlaka dinlemeli dinlerken de mutlaka çekim yapmalısınız. Kapıyı geçtikten sonra artık İç Kale’desiniz.

Öncelikle şunu belirtmeliyim. Kale 360 derece fotoğraf çekmeye ve tüm Ankara’yı tepeden seyretmeye uygun. Biz de kalede yaptığımız çekimlerden sonra İç Kale’nin girişinde bizi karşılayan ve fotoğrafta da görülen Alâeddin Camii'ni ziyaret ettik. Cami, Selçuklu Sultanı Mesud tarafından 1198 yılında yaptırılmış ve Ankara’nın ilk camisi olma özelliğini taşıyor.

Cami ziyaretinden sonra Alitaş Sokak'tan kuzeye doğru 100 metre kadar ilerledik.  

Gençkapı Sokak kesişme noktasına geldiğinizde karşımıza insanın büyüyüp geçmişte yaşadıklarını herkese heyecanla anlatmak isteyeceği türden orijinal bir Ankara evi çıktı. Evin kapısındaki renk geçişleri ise gördüğünüz gibi mükemmel. Fotoğraf çekmek bir tarafa ev öncelikle resmedilmeye değer bir yapı.

Evin sahipleri sanırım konuşmalarımız üzerine merak edip kapıyı açtılar. Çekim yaptığımızı görünce biraz da sıkılmış bir şekilde bize bakıp kapıyı kapattılar. Sahip oldukları değerin farkındalar mı? Maalesef soru sormak ve anlamak için bir fırsatımız olmadı.

Buradaki çekimlerimizi tamamlayınca biraz da merak ederek İstek Sokak üzerinden geri döndük.  İyi ki de merak etmişiz. İstek Sokak üzerinde inanılmaz bir fotoğraf hazinesi var. Renk değişimleri mükemmel. 

Bir yanda taş sokaklar. Bir yanda tarihî kapılar. Her yer estetik her yer orijinal. 

İstek Sokak'ta arkamıza baktığımızda kalenin kuzey burcunu görebiliyoruz. 

Buradaki çekimleri de tamamlayıp yürümeye devam ederken İstek Sokak'tan doğu istikametine doğru bir çıkmaz olduğunu fark ettik. 

Bu daracık çıkmazda yaşayan çocuklar biraz utangaç biraz da şaşırmış şekilde ne yapmaya çalıştığımızı hiç kaçırmadan izlediler. 

Çıkmazın bitiminde ise renkleriyle bizi büyüleyen üç katlı bir eski ev ile karşılaştık. Beni özellikle bu tip çamaşır asılı eski evler oldukça etkiliyor. O renk cümbüşünü çekmek gerçekten çok orijinal oluyor. 

İç Kale'deki son çekimlerimizi yaptıktan sonra kaleden çıktık. Gözcü Sokak üzerinde sağ tarafta görebileceğiniz eski eşya dükkanına girdik. Buraya gelmemizin sebebi içerideki ortamın fotoğrafsever arkadaşlarımız için çok şey ifade edecek olması. 

Eski eşya dükkanından çıktıktan sonra Gözcü Sokak üzerinden aşağı doğru devam ettik ve sol tarafta yer alan güzel fotoğraflar çekerken bir yandan da bir şeyler yiyip içebileceğimiz Gramofon Kafe’ye geldik.

Gramofon Kafe, Ankara Kalesi ve civarını gezerken mola verebileceğiniz çok keyifli nostaljik bir mekân. Ankara'nın en "özgün" yerlerinden biri. İçerideki ortam çok güzel ve eski plaklar çalıyor. Antikaları seviyorsanız bayılacaksınız. Atatürk, Zeki Müren, Yeşilçam vb. Her birinin ayrı köşeleri var. Plakları, eski telefonları, gramofonları saymıyorum bile. 

Yemeğe gelince zengin bir menü beklemeyin. Birkaç çeşit gözleme, mantı ve köfte dışında bir şey yok. Özellikle patlıcanlı gözlemeleri harika. Burada kahvaltı yapmanız da mümkün. Fiyatlar da oldukça uygun. Evet arkadaşlar Ankara Kalesi ve civarıyla ilgili anlatabileceklerimiz şimdilik bu kadar. Baştan da söylediğimiz gibi bu gezimiz ile sadece bölgedeki fotoğraf ve gezi noktalarına en azından başlangıç seviyesinde dikkat çekmek istedik. Başardıysak ne mutlu bize. Şimdilik sağlıcakla kalın.

 

Yorumlar

25 Nis 2024, Perşembe - 16:22
Çekim yapmadan önce kapıyı tıklatıp izin istemeyi deneseydiniz belki sorularınıza da yanıt alabilirdiniz. Sizin gibi diğer insanlarında izin almadan evlerini fotoğrafladığı için sıkılmış olabilirler.