Karadeniz, benim gibi güneyde yaşayanlar için oldukça ilgi çekici bir bölge. Kültürü, iklimi ve bitki örtüsü bizim güneyden çok farklı olduğu için adım adım Karadeniz'i gezmek ve öğrenmek ilk hedeflerden bir tanesi haline gelir. Özellikle benim gibi doğa yürüyüşlerini seviyorsanız Karadeniz'in farklı yerlerini de öğrenmiş olursunuz. Size bu sefer Karadeniz'in güzel ormanlarının içinden yürütüp etkileyici bir şelaleyi tanıtacağım.
Mençuna Şelalesi, Artvin'in Arhavi ilçesinde bulunuyor. Kamilet Vadisi'ne girdiğimde aynı ismi taşıyan Kamilet Deresi'ni takip edip 13 km sonra Çiftekemer Köprüsü'ne vardık. Yollar asfaltlı ama yağmurlu zamanlarda heyelan tehlikesi olduğunu söylemem gerekiyor. Karadeniz'in hemen hemen her deresinin üstünde en az bir iki tane taş kemer köprü vardır. Çiftekemer Köprüsü de onlardan bir farkı yok aslında. Farkı iki derenin birleştiği yerde olmasından dolayı yan yana inşa edilmesi.
18. yüzyılda Osmanlılar tarafından inşa edilen bu köprüler güzel bir görsellik sunuyor.
Bu noktadan sonra yollar biraz daha arazinin zorluklarına ayak uyduruyor ve iki aracın zor geçtiği dar bir koridordan Mençuna Şelalesi'ne doğru yol alıyoruz. Aracın gidebileceği son noktaya geldikten sonra yürüyüşümüz başlıyor.
Oksijen patlaması yaşadığımız yemyeşil arazide irili ufaklı şelaleler mi ararsın, asma köprüler mi ararsın, vadi manzarası mı ararsın. Yok yok! Artık siz düşünün!
15-20 dakika denilen yürüyüş; şunun fotoğrafını çekeyim, bunu çekeyim, kendimi çekeyim derken yarım saati geçti. MençunaŞelalesi'ne vardığımda hayran hayran bakmaktan kendimi alıkoyamadım. 90 metrelik yüksekliği ile etkileyici gözüken şelale benim orada olduğum zamanda su debisi yüksek olmasından dolayı ayrı bir güzeldi.
Hemen önünde asma köprü bulunması, şelale önünde oluşan gökkuşağını görmem benim burayı unutulmazlar listesine katmama neden oldu.
Madem Artvin'e kadar geldiniz bu doğa güzelliğini es geçmeyin. Benden söylemesi...